24

15.1K 1.1K 322
                                    

Çok kötü görünüyor olmalıyım ki okula girdiğimden beri herkes 'iyi misin?' diye soruyordu. O kadar mı kötü görünüyordum.

Adımlarımı merdivenlere doğru yönelttim ve hızlı hızlı çıkmaya başladım. Bir kişinin daha 'iyi misin' diye sormasına tahammülüm kalmamıştı. 

Evet dün benim için boktan farkı olmayan bir gündü. Ona kısa sürede bağlanmıştım ve ailem yerine koymuştum ama o benimle dalga geçmişti resmen.  Gözlerimin dolmasına ramak kalmıştı ki İlker ''Günaydın yavrum.'' diyerek merdivenlerin başından bana gülümseyerek el sallıyordu.

Bu ne enerji sabah sabah..

Yüzümü görmesiyle kaşlarını çatmıştı. Yerinde durarak yanına gelmemi bekledi. Yanına geldiğim zaman elini yüzüme koyarak okşadı. Parmak uçlarını gözaltlarımda dolandırıyordu. Gözlerimi kapatarak yüzümü eline yasladım. 

Gelen kamera sesiyle irkilerek gözlerimi açtım. Boş bakışlarımı etrafta dolandırarak fotoğrafı kimin çektiğini anlamaya çalışıyordum. Merdivenlerde olan Kiraz telefonuna kalpler çıkartarak bakıyordu. O yapmıştı..

''Bu resmi ekran fotoğrafım yapacağım. Çok güzell.'' dedi hayran hayran telefonuna bakarken. Bakışlarımı ondan çekerek karşımdaki bedene yönelttim. İlker gülümseyerek yüzüme bakıyordu.

'Ne oldu' gibisinden göz kırpınca kendine gelmişti. Boğazını temizlemiş ve ''Dalmışım.'' demişti. Kafamı sallayarak sınıfa doğru yürümeye başladım. İlker de arkamdan geliyordu.

''Eray..'' 

''Efendim dedim sırama oturup kafamı sıraya koyarken. İlker hemen yanıma yerleşmişti.

''Neyin var? Anlatacak mısın?'' Elini saçlarıma koymuş ve okşamıştı. Cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki üstelememişti. Bende gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım. Canım uyumak bile istemiyordu.

''Günaydın kocacığım ve İlker.'' Uygar'ın enerjik sesiyle kendimi gülümsemeye zorlayarak kafamı sıradan kaldırdım. ''Günaydın.'' dedim Uygar'a dönerek enerjik çıkarmaya çalıştığım sesimle. Ama yapmacık olduğu o kadar belli oluyordu ki..

''Eray.'' Uygar anında elini çeneme atmış ve yüzümü incelemişti. Sanki hasar kontrolü yapıyordu. Kaşlarını çatmış endişeyle suratıma bakıyordu. Bu haline hafifte olsa gülümsedim. 

En azından beni gerçekten düşünen arkadaşlıklar kurmuşum.

Sıla ''Sakın kıpırdamayın.'' demiş ve resmimizi çekmişti. Neyin kafasını yaşıyordular bunlar lan. ''Kiraz baaaak.'' Sıla heyecanla bağırarak Kiraz'ın yanına gitmişti elindeki resmi göstermek için.

''Aman tanrım bayılacağım şimdi. Bayıldım bile.'' Kiraz elini kalbine koyarak bayılma numarası yapmıştı. Gülerek yüzümü Uygar'ın ellerinden kurtardım. 

''Aha da güldü.'' dedi Apo arkadan. Kiraz gözünün tekini hafifçe aralayarak yüzüme baktı. Güldüğüme emin olduktan sonra iki gözünü de açarak o da gülümsemişti. 

Sürekli güler yüzlü olan benim bugün ki asık suratım ve ağladığımı elli metre öteden belli eden gözlerim gariplerine gitmiş olacaktı ki beni güldürüp eski halime getirmeye çalışıyorlardı.

''Sen güldün ya bahçemde güller açtı aşkım. Ağlama bir daha sen.'' Uygar yanağımdan makas alarak bana yavşamaya başlayınca biraz olsun iyi hissetmiştim. Daha fazla bana öyle garip bakmalarını istemiyordum.

Tamam daha önce sınıfa hiç bu şekilde gelmemiştim ama bana acıyarak bakmalarına daha fazla tahammül edemezdim.

''Ders ney?'' diye sordum çatallaşmış sesimle. '

Oyun bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin