Bol bol yorum yaparsınız benim için de mi canlarım..
Keyifli okumalar ✨
Karşıma çıkan ürünlerle hince gülümseyerek biraz bakındım. En beğendiğim bir tanesini sepete ekleyerek siparişi onayladım. İşte şimdi elime düştün Efe..
Yakınımızda bir şubesi olduğu için muhtemelen bu akşama kadar elimde olurdu. Sırıtarak telefonumu kapattım ve sıranın üstüne koydum. Çok eğlenecektim.
''Neye sırıtıyorsun öyle pişmiş kelle gibi?''
Bedenini yanımdaki boş yere atarak konuşan Uygarla boğazımı temizleyerek yüzümdeki sırıtışı sildim.
''Hiç aklıma bir şey geldi de..'' Mırıldanarak konuşmamla sorgulayıcı bir şekilde yüzüme baktı. İnanmamıştı. Ama ona söyleyebileceğim bir şey değildi bu. O yüzdün umursamadım inanmamasını.
Babamla konuşmamın üstünden iki hafta kadar geçmişti. Babam her gün telefonla arıyor ve fırsat buldukça Peri teyzeyle yanıma geliyordu. Aile olduğumuzu bana hissettirmeye çalışıyorlardı ve bunu başarıyordular da. İliklerime kadar hissediyordum aile olduğumuzu.
Geriye yapmam gereken tek bir şey kalmıştı, o da annemle yüzleşmek. Bir türlü cesaretimi toplayıp onu arayamıyordum.
''Daldın gittin yine.''
Uygar'ın kolumu dürtmesiyle ona baktım. Ona babamla olan konuşmamızdan biraz bahsetmiştim.
Anında kendimi toplayarak yüzüme piç sırıtışımı yerleştirdim.
''Bakma lan öyle korkutuyorsun beni.''
''Dökül bakalım Uygar efendi. Şu iki haftadır ağzın kulaklarında dolaşıyorsun.''
Bakışlarını benden kaçırarak ön sıramıza çevirdi. Nereye baktığını merak ederek bende bakışlarımı onun gibi ön tarafa çevirdim. İlker bize dönük bir şekilde oturuyor ve Uygar'a bakıyordu.
Bakışlarımı Uygar'a çevirdiğimde yüzünde anlamlandıramadığım bir ifadeyle İlker'e bakıyordu. Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırarak bir süre bakışan ikiliyi izledim.
''Oha.'' Ağzımdan şaşkınlık nidasıyla nihayet ikilinin bakışları bana dönmüştü.
''Ne oluyorsunuz siz amına koyayım.''
İlker hızla önüne dönmüştü. Sürekli benden kaçıyor ve yüzüme bakmıyordu, baktığı zamanda anında bakışlarını kaçırıyordu. Yaptığı şeyden dolayı benden utanıyordu. Konuşmak istediğini ama çekindiğinin farkındaydım.
''Bir şey olduğu yok.'' Uygar'ın mırıldanmasına karşılık büyük göz devirdim. Yalanına sıçayım senin.
''İyi.'' Bakışlarımı ondan çekerek sıranın üstündeki telefonumu elime aldım. Öğle arasının bitmesine yaklaşık yirmi dakika vardı. Efe şuan derste olduğu için mesaj atsam da bakmazdı.
Göz ucuyla İlker'e baktığımda Uygar'a kaş göz yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Sıkıntıyla sıramdan kalkarak sınıf kapısına doğru ilerledim.
''Nereye Eray?''
''Canım sıkıldı hava alacağım biraz.'' Kafasını sallayarak İlker'e döndü ve gözleriyle beni işaret etti. Görmediğimi sanıyordu herhalde. Arkamı dönerek sınıftan çıktım.
''Eray.'' Kolumu dokunan elle beraber duyduğum İlker'in sesiyle adımlarımı durdurdum. Uygar iki saattir kaş göz yaparak benimle konuşmasını söylüyormuş meğer.
''Efendim.'' Bakışlarım kolumdaki eline kayınca elini hemen çekti. Bakışlarını yüzüme çevirmeden ''Biraz konuşabilir miyiz?'' dedi.
Zamanı gelmişti sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun bxb
Teen FictionEray: Selam Ece. Gelecekteki manit: Efe diyecektin galiba? Gelecekteki manit: Ayrıca sen kimsin amına koyayım?