30

13.6K 911 273
                                    

Ameliyathanenin kapısının açılmasıyla Eray hızlıca doktorun yanına gitmişti. ''Nasıl durumu, iyi değil mi? Ne zaman çıkacak ameliyathaneden?'' Hızlıca sorularını sıralamıştı Eray peş peşe. 

Doktorun cevap vermeyerek kafasını eğmesiyle Eray vücudunun sinirle dolduğunu hissetti. Neden konuşmuyordu bu adam?

''Cevap versene, konuşsana be adam. O iyi değil mi?''

''Başınız sağ olsun beyefendi, hastayı kaybettik.'' Eray duyduklarının ağırlığıyla dengesini sağlayamadı. 

''Yalan söylüyorsun. Ölmez o, beni bırakmayacağına söz vermişti. Daha çok güzel anılarımız olacaktı bizim. Ne demek kaybettik.'' Gözünden akan yaşlar görüşünü bulanıklaştırmıştı Eray'ın. 

Geriye sendeleyerek duvardan destek aldı.

Ne demek kaybettik. Şimdi canından çok sevdiği adam ölmüş müydü?

Gözünden bir bir akan yaşları umursamadan sırtını duvara vererek aşağı kaydı. Ağlayacak gücü bile yoktu. Burnunu sertçe çekti.

Açılan ameliyathane kapısıyla ayağa fırlayarak sedyede yatan yüzü örtüyle kapatılmış olan gencin yüzünü açtı. Çok solgun görünüyordu sevdiği. Bembeyaz olmuştu yüzü. Öpmek istediği dolgun dudaklar morarmıştı.

Eray bir kere daha yıkılmıştı. Hani söz vermişti ona. Hani onun için iyileşecekti..

Eray başını sedyede yatan gencin boynuna gömdü. O temiz ve erkeksi kokusu yoktu. Yerine hastanenin kötü kokusu sinmişti bedenine. 

Eray bulanık gören gözleriyle Efe'nin yüzünü avuçlarının arasına aldı. Yanaklarını okşadı nazikçe. 

''Söz vermiştin, hani bırakmayacaktın beni.'' Hıçkırıklarının arasından çıkan boğuk sesiyle konuşmuştu Eray. 

''Neden cevap vermiyorsun ha? Konuşsana, bu bir rüya Eray desene. Ben ölmedim desene!'' Bağırarak konuşuyordu Eray. Koridordaki bütün bakışlar ona dönmüştü. Ama Eray bunu fark edemeyecek kadar acılıydı. Kalbi acıyordu.

''Yalan mı söyledin bana? Hani iyileşecektin?''

Eray'ın gözünden akan yaşlar Efe'nin yüzüne düşüyordu. 

Eray dudaklarını Efe'nin soğuk ve morarmış dudaklarına bastırdı. Belki bir umut uyanıp karşılık verir diye..

''Hadi sevgilim uyan. Daha sana ne kadar aşık olduğumu anlatacaktım. Sonra beni üzdüğün için süründürecektim seni.'' Eray sesli bir şekilde burnunu çekerek devam etti. ''Hadi sevgilim uyan ve tut elimi beraber çıkıp gidelim buradan.''

Hiçbir tepki alamamasıyla daha çok ağlamaya başladı Eray. İçi yanıyordu..

''Artık morga gitmesi gerekiyor Eray bey.'' Doktorun konuşmasıyla Eray'ın içi öfke dolmuştu. 

''Neden kurtarmadın onu? Her şey senin elindeydi. Neden ölmesine izin verdin?'' Hem bağırıyor hem doktorun üzerine yürüyordu. 

''Elimizden gelen her şeyi yaptık Eray bey. Zaten ameliyattan çıkması düşük bir ihtimaldi.'' 

Eray gözlerinden akan yaşlarla tekrar sevdiği bedenin yanına adımladı. Dudaklarını solgun yüzün her tarafında dolaştırdı ve yüzünü hafızasına kazıdı. Onu asla unutmayacaktı. Unutamazdı da zaten..

''Neden bıraktın ki beni bir başıma?''

Son kez dudaklarını solgun dudaklara bastırarak vedalaşır gibi öptü Efeyi. 

''Seni seviyorum Efe. Hiç unutmayacağım seni. Aklımda ve kalbimde sadece sen olacaksın bundan sonra.''

Doktor Eray'ı sedyeden uzaklaştırdı. Görevliler sedyeyi iterek götürdüler. Eray bedenini doktorun kollarından kurtarıp yere bıraktı. 

Her şey bitmişti işte..

----------------------

Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Düşüncelerinizi ve tahminlerinizi alayım öbür bölüm için. Sizce ne olacak? Bana çok sövmeyin olur mu? Geçen bölüm zaten söylemiştim bu bölüm dönüm noktası olacak diye. Hepinize kocaman öpçük :*

Fikirleri alayım..

Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..

Oyun bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin