Eraydan
Efe ameliyata gireli saatler olmuştu. Babası, abisi, yengesi, Cihan, Aslı hepsi buradaydı. Tabi birde geldiğinden beri bana sinirle bakan Dilara. Neden öyle baktığına ilk başta anlam veremesem de sonradan Efeye olan bakışlarını hatırlayıp sinirlenmiştim.
Efeyi kaybetme korkusu içimi sarsa da verdiği sözü kendime hatırlatıp rahatlamaya çalışıyordum. Yerse tabi..
''Eray.''
''Efendim.'' Cihan'a dönmeden mırıldanmıştım. Gözlerimi ameliyathanenin kapısından alamıyordum. Gözlerimi kapıdan çekersem bir şey kaçıracakmışım gibi hissediyordum.
''Kantine gidiyoruz bir şey istiyor musun.'' Kafamı iki yana sallayarak ''Hayır.'' dedim.
Şuan bir şey yiyip içecek durumda değildim..
Daha ne kadar o şekilde durdum bilmiyorum.. Arada Aslı yanıma gelip benimle konuşmaya çalışıyordu. Bahçeye çıkmayı bile teklif etmişti ama ben kabul etmemiştim.
Ya ben bahçeye çıktığım sıra Efe ameliyattan çıkarsa.
Ona ne kadar yakın olursam o kadar iyiydi.
Duvara sırtımı yaslayarak aşağı kaydım. Bacaklarımı kendime çekerek başımı bacaklarıma yasladım. Ameliyathanenin kapalı kapısını izlemekten artık gözlerim ağrımıştı.
''Sana diyorum çocuk!'' Kolumun dürtülmesiyle kısa bir an kolumu dürten Dilaraya baktım.
Sensin çocuk dememek için kendimi zor tutmuştum.
''Efendim.'' dedim sakin çıkarmaya çalıştığım sesimle.
''Ne işin var senin burada? Niye geldin sen?'' Attığı küçümseyici bakışlara göz devirdim. Efe orada ameliyatta can çekişiyordu bunun derdine bak amına koyayım.
''Senin ne işin varsa benimde o işim var.''
''Ne demek o?'' dedi kaşlarını çatarak.
''Ne anladıysan o, şimdi beni rahatsız etmeyi kes.'' Bariz bir şekilde düştüğü belli olan moraliyle sinirle ayaklarını yere vurarak gitti.
Ben burada sevgilimin sağlıklı bir şekilde ameliyattan çıkmasını bekliyorum kızın derdine bak anasını satayım..
Açılan ameliyathane kapısıyla hızlıca ayağı kalktım. Bu Efe'nin ameliyatını giren doktordu.
Adının Berat olduğunu öğrendiğim kayınpederim hemen doktorun yanına gitmiş ve ''Nasıl geçti ameliyat Mehmet? İyi değil mi benim aslan oğlum?'' demişti.
Doktor Berat amcaya üzgünce bakarak ''Geçmiş olsun Berat. Allah sabır ve kolaylık verir, sen merak etme.'' diye mırıldandı.
Sabır ve kolaylık? Efeye bir şey mi olmuştu yoksa.
Kalbim hızla çarpmaya başlamış ve dolmak için bekleyen gözlerim dolmuştu. Titreyen bedenimle dengemi sağlayamadım ve sendeledim. Aslı yanıma gelerek koluma girdi.
Gözümüz önüne gelen solgun yüz ve ölü bedenle derince yutkundum. Rüyası bile kötüyken ben şimdi Efemi gerçekten kaybetmiş miydim? Gözümden yaşlar sicim gibi akıyordu. Böyle olmamalıydı?
Efem ölemezdi, ölmemeliydi. Beni bir başıma bırakmamalıydı.
Berat amca ''Öldü mü yani?'' dedi titreyen sesiyle. Ölmemiş olsun lütfen..
Doktorun gülümseyerek ''Oğlun o kadar güçlü ki Berat, ameliyatta 2 kez kalbinin durmasına rağmen hayata dört elle sarıldı. Allah sana sabır versin çünkü Efe'nin çenesinden ve imalarından kurtulamadın.'' demesiyle derin bir nefes aldım.
Ölmemişti.. Bırakmamıştı beni.. Biliyordum zaten Efe'm verdiği sözleri tutardı.
Berat amca yanağındaki yaşı silerek gülümsedi ''Şakana tüküreyim senin Mehmet. Yüreğime iniyordu. Ama ben biliyordum benim aslan oğlum bırakmaz bizi.''
Allahım sana şükürler olsun.
Aslı kollarını bedenime sararak ''Bak iyi geçmiş ameliyat ağlama daha fazla.'' diye mırıldanmıştı kulağıma.
Bunlar mutluluk gözyaşları Aslı.. Sen anlamazsın..
''Nasıl durumu şimdi?'' Kaan abinin sorusuyla bütün dikkatimi doktora verdim. ''Şuan durumu iyi. Hayati tehlikesi yok.''
''Aslan babam benim be.'' Cihan doktorun yani babasının boynuna atlayarak sıkı sıkı sarıldı. ''Başaracağını biliyordum.'' Babasının yanaklarını öptü sırayla. Doktor Cihan'a kollarını sardı.
''Ne zaman normal odaya alınacak peki?'' Bu seferde soruyu ben sormuştum. Doktor bana dönerek ''Şuanlık yoğun bakıma alacağız. Duruma göre de normal odaya geçer.'' demişti.
İyiydi bu yeterdi bana.
Uyandığı zaman bir sürü öpecektim onu. Hak etmişti bunu.
Ameliyathanenin kapısı açılarak içeriden sedyede yatan Efe ve görevliler çıktı. Hızla sedyenin yanına giderek uyuyan bedene baktım dolu gözlerimle.
Yüzü rüyamdaki kadar solgun değildi ve dudakları mor değildi. En önemlisi ölmemişti yaşıyordu. Elimi yüzüne koyma isteğime engel oldum. Ailesi hep buradaydı ve yanlış anlayabilirdiler.
Dilara Efe'nin yanına gelerek elini tuttu. ''Sağ salim çıkacağını biliyordum.''
''Aslanım benim.'' diye mırıldandı Berat amca sedyenin başına gelerek.
Oğluna olan sevgisi gözlerinden okunuyordu. Keşke benimde babam yanımda olsaydı..
Doktor görevlilere eliyle götürmeleri için bir işaret yaptı. Görevliler sedyeyi iterek uzaklaştırırken son kez sevgilimiz yüzüne baktım.
''Siz eve gidin isterseniz Berat amca çok yorgun görünüyorsunuz. Biz burada kalırız.'' Berat amca hiç düşünmeden Cihan'ı reddederken Kaan abi ''Evet baba eve gidelim çok yorgun görünüyorsun. Hem çocuklar buradaymış baksana bir şey olursa bize haber veririler.''
''Peki gidelim. Ama çocuklar bir şey olursa direkt arayın olur mu?'' Berat amca yenilmişlikle omuzlarını düşürerek önden ilerlemeye başladı.
''Hadi Elif, Dilara gidiyoruz.'' dedikten sonra babasının peşinden ilerlemeye başlamıştı. Dilara de hoflaya poflaya peşlerinden gitmişti.
''Efe'nin yanına gidelim.'' dedim burnumu çekerek.
Cihan önden ilerlerken bizde Aslıyla arkasından ilerliyorduk. Yoğun bakımın önüne geldiğimizde cama yapışarak uyuyan sevgilime baktım.
''Bundan sonra sana çok iyi bakacağıma söz veriyorum sevgilim.'' dedim mırıldanarak.
İyileşene kadar dibinden ayrılmayacaktım.
Alnımı cama yasladım ve uyuyan sevgilimi izledim. Şuan hayattaydı ve yaşıyordu. Bundan başka ne isteyebilirdim ki..
''Sözünü tuttuğun için affettim seni sevgilim.''
--------------
Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Ameliyattan çıktığı yere kadar aslında Efe ölecekti ama sonradan dedim ki kendi kendime saçmalama Beren sen bu sevimli çifte kıyamazsın. Sonra U dönüşü yaptım işte gcfbhndch. Hepinize kocaman öpçük :**
Hadi yine iyisiniz öldürmeyen Beren öldürmüyor..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun bxb
Teen FictionEray: Selam Ece. Gelecekteki manit: Efe diyecektin galiba? Gelecekteki manit: Ayrıca sen kimsin amına koyayım?