Eraydan
''Anladın mı, tekrar anlatayım mı?''
''Anladım.'' dedim soruya bakarken. Yaklaşık 2 saattir aralıksız ders çalışıyorduk ve beynim yanmıştı ama anlamıştım.
''Tamam o zaman sen şimdi şu testleri çöz, bende kendi derslerime çalışayım. Yapamadığın bir yer olursa sorarsın.'' Bana uzattığı testleri alarak sandalyemi ona uzak olan tarafa taşıdım. Eğer yanında otursaydım testleri çözmez onu izlerdim.
Bir işe dikkatini verdiği zaman çok etkileyici görünüyordu.
''Neden o kadar uzağa gittin?'' dedi kaşlarını çatarak.
''Seni rahatsız etmemek için.'' dedim önündeki kitapları göstererek. Kafasını sallayarak ders çalışmaya başladı.
Bende bütün dikkatimi önümdeki teste verdim. Hadi bakalım Eray yaparsın sen..
~Bir saat sonra~
Nihayet testlerim bitmişti. Sadece yapamadığım birkaç soru kalmıştı. Efeyi rahatsız etmemek için sorularımı biriktirmiştim. İşi bittikten sonra soracaktım.
Elimdeki kalemi masaya atarak gerindim. Beynim ağrımıştı be.
''Bitti mi?'' Başımı salladım.
''Güzel yapamadıklarını getir çözelim beraber.'' Masadaki testleri alarak yanına gittim. Testi önüne koyduğumda yapamadığım sorulara ufak bir göz atarak anlatmaya başladı.
Gözlerimi yüzünde gezdirdim. O kadar güzel bir yüzü vardı ki. Kumral saçlarının birazı alnına dökülmüştü. Elimi saçlarına atarak geriye attım.
''Eray dinlemiyor musun sen beni?'' Kaşlarını çatarak sorduğu soruyla ufak bir gülümseme gönderdim.
''Dinlemiyordum izliyordum.'' diye mırıldandım ağzımın içinde duymaması için.
''Ne dedin?'' dedi meraklı bir sesle.
''Hiiiiç.'' dedim uzatarak.
''İyi bir daha anlatıyorum dinle.'' Kafamı sallayarak gözlerimi yüzünden alıp teste çevirdim. Efede anlatmaya başlamıştı.
Soruların yarısı bittiğinde ayakta durmaktan ayaklarım ağrımaya başlamıştı.
''Ne oldu?'' dedi Efe sorgular gibi yüzüme bakarken.
''Ayaklarım ağrıdı.''
Karşımızda duran sandalyeye bir bakış attı. Kendi sandalyesini biraz geriye iterek bileğimden tutup bedenimi kucağına çekti.
''Ne yapıyorsun?'' dedim şokla.
''Ayaklarım ağrıdı demedin mi otur işte, sandalye uzakta.'' dedi yüzüme bakarken. Kafamı salladım. İşime gelirdi.
Kucağında yan bir şekilde oturarak daha rahat bir pozisyona geçtim. Şimdi yüzünü daha iyi görebiliyordum.
Efe dikkatini tekrar önündeki teste verdiğinde yüzünü inceledim. Cidden çok etkileyici görünüyordu. Kumral saçları hafif alnına dökülmüştü, yüzü her zamanki gibi ifadesizdi. Onun aksine benim kalbim yerinden fırlayacak gibi hızlı atıyordu.
Parmağımı yüzünü çıkartarak yanağına dokundum. Ne yaptığıma bakmak için kafasını bana çevirdiğinde parmağım dudaklarının üstüne gelmişti.
Kaşlarını çatmış ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Bende bilmiyordum ki ne yaptığımı.
''Ne yapıyorsun?''
Parmağımı dudaklarına sürterek çenesine doğru ilerlettim. Teni o kadar güzeldi ki. Pürüzsüz ve yumuşak..
''Eray.'' Sesi kısıktı. O da etkileniyordu işte.
Parmağımı yüzünün her yerinde dolaştırdım. En son alnına dökülmüş olan birkaç saç telini iterek alnını açmıştım. Yüzümü biraz daha ona yaklaştırarak beni etkisi altına alan o temiz kokusunu daha rahat soludum.
''Efe.'' dedim mırıldanarak.
''Efendim.'' Sesi o kadar kısıktı ki ben bile zor duymuştum.
''Seni öpsem..'' Parmağımı tekrar dudaklarına götürdüm. ''Çok kızar mısın?'' dedim dudaklarını okşarken. Reddederse ne yapacağımı bilmiyordum ama bir anda çıkıvermişti işte ağzımdan.
Elini elime atarak parmağımı dudaklarından uzaklaştırdı. İstemiyordu işte. Omuzlarımı düşürerek derin bir nefes aldım.
Elini birden enseme atarak dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Efe şuan beni öpüyordu.
Efe beni şuan cidden öpüyordu. Baya baya öpüyordu hem de.
Ellerimi omuzlarına çıkararak dudaklarımı araladım ve alt dudağını dudaklarımın arasına aldım. Bu o kadar iyi hissettiriyordu ki. Üst dudağımı dolgun dudakları arasına alarak emdi.
Ensemdeki eliyle yüzümü yüzüne daha çok yaklaştırdı. Nefesim kesilince dudaklarından ayrılarak alnımı alnına yasladım. Kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse.
Nefesleri yüzüme çarpıyordu.
Elini yüzüme çıkararak saçlarımı geriye taradı. Avucunu yüzüme koyduğun yüzümü avucuna yasladım. Baş parmağıyla yanağımı okşuyordu.
Düzene giren nefeslerimizle tekrar yapıştım dudaklarına. Hiç itiraz etmeden karşılık vermişti. Onunda bende gönlü var işte..
Kendimizi kaptırmış öpüşürken birden çalan telefonla irkilerek dudaklarımızı ayırdım. Masanın üstünde çalan Efe'nin telefonu baktım. Efe hiç umursamadan yüzüme bakıyordu.
''Efe telefon.'' dedim götüme kaçmış olan sesimle.
Bakışları masanın üstündeki telefonuna gitmişti. Babası arıyordu.
Masanın üstündeki telefonunu alarak açtı ''Efendim baba.''
Babası ne dediyse kaşlarını çatmıştı. ''Gelirim birazdan, unutmadım..''
Neyi unutmamıştı ki?
''Tamam baba görüşürüz.'' dedikten sonra telefonu kapatmıştı. Sinirle birkaç dakika telefona baktıktan sonra telefonu masanın üstüne koyarak bakışlarını bana çevirdi. Çatılı olan kaşları yumuşamıştı.
''Gidecek misin?''
''Evet, bir ere gitmem gerekiyor.''
Merakıma engel olamadan ''Nereye?'' diye sordum.
''Boş ver güzelim.'' elini saçlarıma atarak okşadıktan sonra ayaklandı. Bende ayağa kalkmıştım. Masanın üstündeki telefonunu cebine atarak kitaplarını topladı.
''Kendi testlerinden de bu konuyu çözmeyi unutma. Yapamadığın bir yer olursa mesaj atarsın.'' Kitaplarını toplamayı bitirmişti. Kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım.
''Şimdi gidiyorum o zaman.'' belli belirsiz bir şekilde 'tamam' diye mırıldandım.
Dış kapının önüne geldiğimizde ayakkabılarını giyinmişti. Yanağıma dudaklarını bastırarak ''Görüşürüz güzelim.'' demişti.
''Görüşürüz.'' diye mırıldanarak asansöre binmesini izledim.
Efe gittikten sonra kapıyı kapatarak salona ilerledim. Az önce biz öpüşmüştük değil mi? Ben hayal falan görmemiştim yani.
Parmağımı dudaklarıma götürerek gülümsedim. Biz az önce baya baya öpüşmüştük..
------------
Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Öpüştürmek hiç aklımda yoktu birden oldu jdcfnh. Neyse ne düşünüyorsunuz bölüm hakkında. Hepinize kocaman öpçük :**
Fikirleri alayım..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun bxb
أدب المراهقينEray: Selam Ece. Gelecekteki manit: Efe diyecektin galiba? Gelecekteki manit: Ayrıca sen kimsin amına koyayım?