''Efe!''
Eray gördüğü kabusun etkisiyle uykusundan sıçrayarak uyanmıştı. O kadar gerçekçi bir rüyaydı ki Eray bir an gerçek olup olmadığını sorguladı. İçinde kötü bir his vardı.
Yan tarafına baktığında Efe yoktu. Onunla uyur diye düşünmüştü.
Yataktan kalkarak hızlı adımlarla salona gitti. Aslı ve Cihan ikilisi sessizce oturuyordular.
''Efe nerde?'' dedi Eray hızla.
Cihan birkaç saniyeliğine Aslıya bakmıştı. Nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. ''Cevap versenize! Efe nerde?''
Eray sorusunu yinelediğinde Cihan sevgilisine bakmıştı. Yardım istiyordu sevgilisinden. Bu çocuğun nasıl tepki vereceğini tam kestiremiyordu ve cümlelerini toparlayamıyordu.
Onunda içi yanıyordu. Bir an önce hastaneye gidip arkadaşına destek olmak istiyordu.
''Sakin ol önce bebeğim.'' Aslı Eray'ı sakinleştirmek için mırıldanmıştı.
''Söylesenize artık!'' Eray sabrı taşmış bir şekilde sinirle konuşunca Cihan daha fazla dayanamamış ve ''Hastanede.'' demişti.
Bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu Eray.
''Bu kadar hızlı mı?'' diye mırıldandı kendi kendine. Onun mırıltısını duyan Cihan ''Her geçen saniye ameliyat onun için biraz daha tehlikeli oluyor.'' demişti.
Aslı sinirle sevgilisine baktı. Bu böyle mi söylenirdi?
Eray duyduklarının etkisinden çıkmadı birkaç saniye. İçimdeki kötü hissin sebebi buymuş demek ki diye düşündü.
Aslı kardeşi gibi gördüğü çocuğun koluna girerek ona destek oldu. İçinden sevgilisine kızmayı da eksik etmiyordu tabi. Alıştıra alıştıra söyleyeceğiz diye anlaşmıştılar, ama Cihan pat diye söylemişti.
''Hastaneye gidelim. Cihan lütfen beni hastaneye götür. Onu görmek istiyorum. Lütfen..''
Eray gördüğü rüyanın etkisinden çıkamıyordu bir türlü. Ne zaman gözünü kapatsa sedyenin üstünde yatan solgun beden geliyordu gözünün önüne.
''Lütfen.. Lütfen gidelim.'' Yalvararak konuşuyordu Eray. Ne dediğinden haberi bile yoktu. Şuan tek istediği şey Efeyi görmekti. Tabi ameliyata girmediyse.
Aslı Cihan'a gözleriyle kapıyı işaret etti. Cihan kafasını sallayarak sehpanın üzerindeki arabanın anahtarını ve telefonunu aldı.
''Ceketini nerede senin. Üşürsün böyle.'' Eray Aslı'nın ona dediği şeyi duymazdan gelerek kapıya doğru ilerledi. İçi yanıyordu onun üşümek umurunda dile değildi.
Aslı Efe'nin koltuğun üzerinde unuttuğu ceketi alarak Eray'ın peşinden gitti. Ceketi Eray'ın omzuna koyarak kapıyı kilitleyen sevgilisine baktı. Onunda kötü olduğunun farkındaydı. Çünkü Cihan'ın elleri zangır zangır titriyordu.
Aslı Cihan'ın elindeki anahtarı alarak kapıyı kilitledi ve şoför koltuğuna oturdu. Cihan ve Eray da binince arabayı çalıştırdı.
Eray burnuna dolan Efe'nin kokusuyla derin derin nefesler alıyordu. Bir daha bu kokuyu soluyamasam ölürdüm diye geçirdi içinden.
Ceketi omuzlarından alarak burnuna yasladı.
Aslı Cihan'ın yolu tarif etmesiyle birlikte dikkatli ve hızlı sürmeye çalışıyordu arabayı.
Nihayet hastaneye geldiklerinde Eray bedenini hızla arabadan çıkarmış ve arkasındaki ikiliyi beklemeden içeri girmişti.
'Bekle sevgilim sana geliyorum..' dedi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun bxb
Teen FictionEray: Selam Ece. Gelecekteki manit: Efe diyecektin galiba? Gelecekteki manit: Ayrıca sen kimsin amına koyayım?