27

14.1K 1K 346
                                    

Eraydan

Akşam uykuya dalmadan hemen önce İlker'den duyduğum şeyler bir hayli kafamı karıştırmıştı. Yanlış mı duymuştum acaba diye düşünmeden kendimi alamıyordum ama doğru duyduğuma emindim.

Artık küçükte olsa bir umudum var.

Ne anlama geliyordu bu.. Ne demek istiyordu..

Yoksa İlker bana karşı bir şeyler hissediyor olabilir miydi?

Kafamı iki yana salladım. Kardeş gibiydik biz bana karşı o yönde bir şey hissetmiyordur değil mi? Hissetmemeliydi.. Benden hoşlansa bile ben bir kere onu kardeşim yerine koymuştum ve ona asla o yönde bir sevgi veremezdim. Hele ki şuan ne kadar istemesem de kalbimde Efe varken. 

Efe demişken geçen gün okula geldiği günden beri görmemiştim onu. Görmesem daha iyiydi ama kalbime söz geçiremiyordum. Onu görmek istiyordum, konuşmak istiyordum, sarılmak istiyordum en önemlisi de öpmek istiyordum..

''Daldın gittin yine.'' 

Elimdeki kaşığı tabağa bırakarak Aslıya döndüm. Kendimi iyi hissetmem için bu aralar sürekli evime geliyordu. Beraber güzel vakit geçiriyoruz demek isterdim ama diyemiyordum. Çünkü sürekli ders çalışmamı isteyip duruyordu.

''Ne düşünüyorsun, Efeyi mi?''

Düşüncelerimi okuyordu herhalde. Tekte tutturmuştu. 

''Düşüncelerini okumuyorum Eray öyle şaşkın şaşkın bakma.''

Gözlerimi daha çok açarak hayrete baktım. Bunu bile bilmişti. Gülerek tabağımdaki muhallebiden kaşığımla alıp ağzıma soktu. ''Şaşkın şaşkın bakmada ye. Senin için yapıldı bu.''

Gülerek muhallebiyi yemeye başladım. Bundan güzel tatlı mı vardı aga. 

''Ee söyle bakalım ne düşünüyordun.''

''Onu.'' dedim ismini ağzıma almamıştım. Aslı direkt anlamıştı zaten. Biliyordu da onu düşündüğümü. Çünkü hiç çıkmıyordu ki aklımdan.

''Eray.''

''Efendim.'' dedim kaşığımdaki muhallebiyi ağzıma sokmadan hemen önce. 

''Sana bir şey söyleyeceğim. Aslında Cihana kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim ama bunu sana söylemezsem içim hiç rahat etmez. O yüzden söyleyeceğim.''

Anlamaz gözlerle yüzüne baktım.

''Aslında Cihanda Efeye söz vermiş kimseye söylemeyeceğine dair ama Cihan bana söyledi.'' 

İşte şimdi ilgimi çekmişti konu. Efe Cihan'a ne söylemiş olabilirdi ki kimseye söylemeyeceğine dair söz verdirtip.

''Konu ne?'' dedim meraklı çıkan sesimle. 

''Efe, konu Efe.''

''Ne olmuş ona? Benim duygularımla oynadığı gibi başkalarının duygularıyla da mı oynamış?'' 

Aslı göz devirerek elindeki tabağı orta sehpaya koyarak oturduğu koltuktan kalkarak yanıma geldi. Yan bir şekilde oturarak bütün dikkatini bana verdi. 

''Eray..'' duraksayınca devam etmesi için yüzüne baktım. Merak etmiştim. ''Efe'nin kalbinde pil varmış.'' 

Duyduğum şeyle dünyam alt üst olmuştu sanki. Ne demek Efe'nin kalbinde pil varmış.

''Hani Efe'nin seninle olan tüm bağlarını kopardığı gün var ya.'' kafamı salladım hızlıca devam etmesi için. Ona bir şey olma düşüncesiyle kalbim deli gibi hızlı atıyordu.

''O günden birkaç gün önce Efe hastaneye gitmiş ve doktor kalbindeki pilin bir an önce değişmesi gerektiğini, durumunun gittikçe kötüye gittiğini söylemiş.''

Sikeyim Efe bana bunlardan hiç bahsetmemişti. Gözlerim çoktan dolmuştu bile. 

Neden bana söylememişti ki? Bana söyleseydi eğer hep yanında olurdum ki ben onun. Hiç bırakmazdım hep yanında olurdum..

''Şimdi nasılmış durumu?'' dedim dolan gözlerim yüzünden boğuk çıkan sesimle. 

''Birkaç gün önce Cihanla konuştuğumda ameliyat için ikna etmeye çalışıyoruz demişti.''

Lanet olsun ağlamak istemiyordum. Ama gözlerimden yaşlar çoktan akmaya başlamıştı bile. Ne ara bağlanmıştım ona bu kadar. 

Aslı titreyen elimdeki tabağı alarak sehpanın üstüne koydu. Ellerimi avucunun arasına alarak destek vermek istercesine sıktı.

''Bana neden söylemedi ki?'' dedim titreyen sesimle. 

Şu bir haftada ne çok ağlamıştım ben. Hepsi de Efe yüzündendi. İlişkimizi kesmek yerine hasta olduğunu söyleseydi ya. Söyleseydi onu bırakacak değildim..

''Şhtt sakin ol bebeğim. Geçerli bir sebebi vardır eminim.'' 

Geçerli bir sebep mi? Umurumda bile değildi artık o sebep. Daha fazla onunla konuşmak istemiyordum.  Yüzünü dahi görmek istemiyordum.

''Sakinim ben.'' dedim ellerimi avucundan çekerek ıslak yanaklarımı kuruladım. 

''Peki, ne yapacaksın şimdi?'' 

''Hiçbir şey. Artık onun yüzünü görmek bile istemiyorum.'' 

Aslı hayretle bana baktı. ''Ne demek yüzünü bile görmek istemiyorum.''

''Ne anladıysan o Aslı. Bana güvenip hasta olduğunu bile söylemedi. Söyleseydi onu bırakacak değildim ya. Demek ki konuştuğumuz süreç boyunca hiç güvenini kazanamamışım.''

Çok büyük konuşuyordum. Bunun farkındaydım. Ama bir şeye de emindim ki onu ilk gördüğüm yerde gözlerim dolacaktı. Hele ki o çökmüş ifadesini bir kez daha görürsem kendimi tutamaz ağlardım.

 Demek ki Efe hasta olduğu için o kadar kötü görünüyordu okulda. Cihan hasta olduğu için istememişti gelmesini okula.

Aklıma gelen şeyle aydınlanma yaşamıştım.

''Aslı.'' 

''Efendim bebeğim.''

''Eğer ona bir şey olursa ya da ameliyatı kabul ederse falan bana söyle tamam mı?'' Onu görmek istemiyor olmam iyiliğini istemediğim anlamına gelmezdi. Kafasını sallayarak onayladı beni.

İyi kalpli bir şerefsiz Eray..

İç sesime hak vermiştim. Tamam hasta olabilirdi ama bu beni bırakmasını haklı çıkarmazdı. Değil mi?

''Kıyamam sana bebeğim benim. Ağlama.'' Yine mi ağlıyordum. Hay anasını.. Sikeceğim ama artık seni Efe. Bu senin yüzünden kaçıncı ağlayışım. 

Şerefsiz ama yakışıklı olan piç..

Gözlerim şelale olmuştu resmen. Sürekli yaş akıyordu.

Aslı elini yüzüme koyarak yaşlarımı sildi. Yüzümü avuçlayarak dudaklarımı öne çıkardı. ''Aynı kediye benziyorsun.''

Ellerinden kurtularak dizlerine yattım. 

''Aslı..''

''Efendim bebeğim.''

''Saçlarımla oynasana.'' Gülerek ellerini saçlarıma çıkararak uğraşmaya başladı. Mayışmıştım..

Ah be Efe. 

Niye söylemedin, niye güvenmedin bana? Hiç mi güven veremedim ben sana?

---------------

Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Eray her şeyi öğrendi. Ne düşünüyorsunuz bunun hakkında. Hepinize kocaman öpçük :**

Fikirleri alayım..

Gökkuşağını ve Beren reisi sevin.

Oyun bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin