Siyah inci

922 136 275
                                    

Seokjin yavaşça sandalyesine oturduğunda elimle Asi'ye işaret verdim.Adamlarını sadece tutuyorlardı,silahları üzerlerinden çektiler.

Ben de karşısına oturduğumda ellerini masanın üzerinde birleştirerek alt dudağını dişlemeye başladı.Ne yapacağını düşünüyordu fakat gerek yoktu.

Anlaşma yapacaktı zira mecburdu.Bir süre sessiz kaldıktan sonra arkasına yaslandı.

"Pekala."

"Pekala?"

"Seninle anlaşma yapacağım."

Arkama yaslanıp güldüm.

"Aklın yolu bir,değil mi Kral Min?"

"Ne istiyorsun?"

"Siyah incimi ve ganimetlerimi."

"Karşılığında Quan'ların gemisini batıracaksın."

"Ülkenin sınırlarına bile girmediklerini söylemiştin."

"Sarı Deniz'de gözcü görmüş,sınırı geçtiler."

Ellerimi iki yana açıp ayağa kalktım.

"Siyah incimi ver ve hemen işlere başlayalım."

"Sadece gemin.Ganimetleri işini bitirdikten sonra alırsın."

"O halde sen de kardeşini işimiz bittiğinde alacaksın."

Cevap vermediğinde arkama döndüm ve yürürken San'a işaret ettim.

"Gidelim."

Prens San'ın kollarında debelendi.

"Abi!"

"Endişelenme Yoongi.Yakında yanımda olacaksın."

"Şimdi olamaz mıyım?"

"Çocuk gibi davranmayı bırak!Büyük bir adam ol ve anlaşmaya uy!"

Seokjin sesini yükselttiğinde prens önüne döndü.Onlarla beraber yürümeye devam ettim.Elimle işaret verdiğimde tayfam Kral Min'in adamlarının kılıçlarını aldılar ve geri çekildiler.

Sadece benim duyabileceğim şekilde seslendi.

"Hoseok."

Arkamı döndüğümde elindeki kılıçla bana ilerlediğini gördüm.Silahımı çıkarıp ateşlediğimde kurşun olmadığını hatırladım.San onu vuracakken prens önüne geçip elinden tuttu.

Kılıç kolumu sıyırdığında elini tutup boynuna sarıldım ve kılıcını elinde çevirip ucunu boğazına dayadım.

"Seokjin...Akıllanmayacaksın değil mi?"

San prensi zapt ettiğinde silahı tekrar kafasına dayadı.

"Sakın" dedi Seokjin."Ona en ufak zarar verirsen-"

"Kardeşini düşünüyorsun fakat onu tehlikeye atacak şeyler yapıyorsun."

"Tamam."

Elini kılıçtan çekti ve havaya kaldırdı.Kılıcı alıp önüne geçtim ve ucunu boğazına dayadım.

"Bütün adamların,kardeşin ve sen..."

Güldüm."Hepinizi öldürsem ne olur?"

"Bunu yapmayacağını ikimiz de biliyoruz."

Kılıcı boğazından indirdiğimde pelerinini düzeltti.Yüzüm ona dönükken geriye doğru adımlamaya başladım.

"Siyah incim gündüz açık hedef.Hava karardığında onu limanda bulamazsam her şey için çok geç olur."

Fire and rose | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin