Yoongi
Gözlerimi kapattığımda duyduğum gök gürültüsü yine açmama sebep oluyordu.Camdan içeri giren şimşeğin ışıkları odamı aydınlatıyordu.
Yataktan kalkıp odanın içinde yürümeye başladım.Sesler yürürken bile sıçramama sebep olmuştu.Gaz lambasını yaktığımda aynadaki görüntümü görmemle bakakaldım.
Üzerimde hala onun gömleği vardı.Omuzları düşük ve ellerimi kapatacak kadar uzundu.Gülümsemeden edemedim.
Elim dudağımın kenarına gittiğinde istemsiz gözlerimi kapattım ve o anı hatırladım.
Yüzümü tutup kendine çevirmişti.Dokunuşu bile kalbimi hızlandırırken dudakları tenime değdiğinde bedenimi yakmaya yetmişti.
Gözlerimi açıp derin bir nefes verdim.Şimdi zindandaydı.Yemeğini yemiş,su içmiş midir?Üşüyor mudur ya da uyuyabiliyor mudur?
Odamın kapısına adımladım.Kapıyı açtığımda gördüğüm iki muhafız önüme geçti.Günlerdir kapımda nöbet tutuyorlardı ve bu hiç hoşuma gitmemişti.
Kaşlarımı çattım.
"Çekilin."
"Kral Min'in emri var.Odanızdan çıkmanız yasak."
"Size çekilin dedim!"
Bağırdığımda birbirlerine baktılar.Yürümeye çalıştığımda beni durdurdular ve tekrar odama soktular.
"Üzgünüm Prens Min."
Kapıyı kapatıp kilitlediklerinde yumruklamaya başladım.
"Ne hakla bir prensi odasına kapatırsınız?!"
Ses gelmediğinde vurmaya devam ettim.
"Size bunu ödeteceğim!"
Bir süre bekledim fakat hiçbir ses yoktu.Abimin beni sevmediğini kesin olarak anlamıştım.Bana iyi olup olmadığımı sormamıştı bile.Şimdi de beni odama kapatıyordu.
O iyi mi bilmeliydim.
"Bay Jung iyi mi onu söyleyin."
Yine kapıya vurdum.
"Bana onun iyi olup olmadığını söyleyin."
Gözlerim dolduğunda yavaş yavaş yere oturdum.
"Yalnızca bunu söyleyin,lütfen."
Sesim fısıltıya dönmüştü.
"O iyi mi bilmek istiyorum.Bana iyi olduğunu söyleyin..."
Gök gürültüsünü işittiğimde duymamak için kulaklarımı ellerimle kapattım ve sıkı sıkı bastırdım.
Bay Jung gemideki top seslerini duymamam için kulaklarımı böyle kapatmıştı ve işe yaramıştı.
Yerden kalkıp yatağıma oturarak sırtımı yasladım.Bacaklarımı kendime çektim ve kafamı dizlerime yaslayarak gözlerimi sıkı sıkı kapattım.
Ne bir şey görebiliyor ne de duyabiliyordum.Annemin bana söylediği şarkıyı mırıldanarak uyumaya çalıştım.
---
Gözlerimi açtığımda yatakta oturmuş bir şekilde uyuduğumu anladım.Elimi ağrıyan boynuma götürüp ovuşturdum ve yatağımdan kalktım.
Perdeleri çekip camı açarak etrafa bakındım.Onu görmem gerekliydi.Buradan inebilir miydim?Pencereyi açıp aşağı baktığımda sıkkın bir nefes vererek geri çekildim.
Gemiden limana bile atlayamadım buradan aşağı nasıl atlayacağım?Çok yüksek...
İçeri dönüp kapıya yöneldim.Açmaya çalıştım fakat hala kilitliydi.Muhafızlara seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire and rose | Sope
FanfictionKralın emriyle ganimetlerine el konulan korsan red head öfkelenir ve anlaşma için prensi kaçırmaya karar verir. "İkimiz de kırmızıyız fakat farklı tonlarıyız.Ben yakıcı ve yıkıcı bir ateşim,sen ise gül kadar zarif ve narinsin."