Yalnız

466 83 177
                                    

Hoseok

Gözlerimi açtığımda sahilde uyuyakaldığımı anlamam uzun sürmedi.Etrafa baktığımda Seokjin'in çoktan gittini fark ettim.Gece yanımda olsa da saraya erkenden dönmesi gerektiğini biliyordum.

Kalktığımda sırtımda ve boynumda hissettiğim ağrıyla duraksadım.Elimi boynuma götürdüğümde ufukta gördüğüm siyah inci gülümsememe sebep olmuştu.

Babam yokken yalnız hissediyordum zira yalnızca ona sahiptim.Sejun amca ve Jimin beni yalnız bırakmıyordu fakat babamın eksikliğini gidermiyordu.

Sahile yaklaştıklarında ayağa kalkıp üzerimdeki kumları temizledim.Demir attıklarında her zamanki gibi önce babam inmişti.Gülümseyerek bana doğru geldiğinde ona koşmaya başladım.

Kollarını açtığında üzerine atladım.Beraber suyun içine düştük.Gülmeye başladığında ortaya çıkan gamzeleri beni de gülümsetmişti.

"Seni çok özledim baba."

"Ben de seni oğlum."

Ona sarıldığımda kollarını sıkıca bana sardı.Tayfa da gemiden indiğinde beraber suyun içinden çıktık.Hepsi tek tek yanımızdan geçerken saçlarımı karıştırdı.

"Nasılsın Hoseok?"

"İyiyim siz?"

"Herkes iyi."

"Düşman ülke...Nasıl geçti?"

"Her zamanki gibi."

Hepsi gülerek sahili terk etmeye başladığında babamla beraber evimize yürüdük.İçeri girer girmez saç bandını çıkarıp girişteki küçük masanın üzerine koydu.

Sarı uzun saçları dağıldığında elleriyle karıştırdı.Sırtındaki yırtık ve kan lekeleri olan yeri gördüğümde kaşlarımı çatarak yanına adımladım.Elimi sırtına koyduğumda bana döndü.

"Mühim bir şey yok."

"Nasıl yok?"

"Endişelenme,hallettim."

Gözlerim dolmuştu istemsizce.Ne zaman gitse ona bir şey olacak düşüncesi beni hep huzursuz ediyordu.Sarıldı bana hemen.Kafamı göğsüne yasladığımda elleri saçlarımı bulmuştu.

"İyiyim evlat,üzülme."

Kafamı kaldırdığımda gülümsediğini gördüm.Ben de gülümsediğimde parmaklarını gamzelerime bastırdı.

"Çok güzeller."

İki elimin işaret parmağını derin gamzelerine yaklaştırdım.

"Asıl seninkiler çok güzel."

Gülümsemem büyümüştü.

"Annemin de gamzeleri vardı,hatırlıyorum."

Babamın dolu gözlerini gördüğümde söylediğim şeyin farkına varıp kendime kızmıştım.Ellerimi yüzünden indirdim.

"Özür dilerim."

"Dileme oğlum."

Saçlarımı düzeltip burukça gülümsedi.

"Annene o kadar çok benziyorsun ki..."

"Hakikaten mi?"

Kafasını salladı yavaşça.Beni tutup arkamı döndürdüğünde aynadaki görüntümüze baktım.

Fire and rose | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin