Gerçekler

608 96 338
                                    

Yoongi

Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım.Doğrulmaya çalıştığımda göğsümde hissettiğim ağrıyı umursamadım.

Bir elimi yatak başlığına koyarak destek aldım ve yatağımdan kalktım.Kısa bir süre sonra kapı açıldığında Wooyoung içeri girdi ve yanıma adımladı.

"Prens Min."

Kolumdan tutup beni yavaşça oturttu.Bakışlarımı ona çevirdim.

"Ne oldu?"

"Baygındınız.Nasıl hissediyorsunuz?"

Elimi başıma götürdüğümde olanları henüz hatırlayabilmiştim.Gözlerim dolarken elimi kafamdan indirdim.

"Bay Jung vuruldu."

Wooyoung dolu gözleriyle ellerimi tuttuğunda göz yaşlarım akmaya başladı.

"O vuruldu değil mi?Göğsünden."

"Üzgünüm..."

"Abim nerede?"

"Odasında,hekim onunla ilgileniyor."

Elimi göğsüme götürüp ayağa kalktım ve yavaş adımlarla odanın kapısına yürüdüm.Çıktığımda Wooyoung peşimdeydi.Adımlarını hızlandırıp önüme geçti.

"Prens Min-"

"Sakın beni durdurmaya çalışma."

Yanından geçerek yürümeye devam ettim.Koridorun sonundaki odanın önünde durdum ve derin bir nefes aldım.İçeri girdiğimde hekimin kolundaki kurşun yarasıyla ilgilendiğini gördüm.

Yanlarına adımlayıp hekime baktım.

"Dışarı çık."

Hekim bakışlarını bir bana bir abime çevirdi.Öfkeyle bağırdım.

"Dışarı çık!"

Abim kafasıyla onayladığında hekim kolundaki sargıyı bırakıp odadan çıktı.Yaşlı gözlerimi sildim.

"Kolundaki ufak sıyrık seni öldürmez,endişelenme."

"Yoongi-"

"Bay Jung göğsünden vuruldu!"

Bağırdığımda kolunu tutarak oturduğu yatağından kalktı.Önümde durduğunda bu kadar rahat olduğuna şaşırmıştım.

Öfkeli gözleriyle baktı.

"Bir idamı durdurmaya çalıştı."

"Asi hain olamaz."

"Kukla dükkanında yaptığı anlaşma bulundu.Kanıt var."

"Hayır."

Kafamı iki yana salladım.

"Biri iftira attı.Onu tanıdığım kısa zamanda bile anladım,hain olamaz."

Cevap vermediğinde devam ettim.

"O senin de dostun değil miydi?"

Çenesi kasılırken elini kolundan indirdi.

"Onların ikisi de benim dostum değil."

"Ne zaman bu kadar acımasız oldun?"

"Kes sesini ve odana git.Düğüne kadar çıkmayacaksın."

Güldüm.Kaşlarını çattı ve yine o sert bakışını attı.

"Onunla konuştun."

"Ümit vermedim...Aksine onu kırdım,en zayıf noktasından vurdum.Sen de duydun."

Fire and rose | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin