Yoongi
İkisi de hala denizdeydi.Bana verdiği şapkasını yere koyup pelerinimi çıkardım ve geminin kenarına çıktım.
San benden önce davranıp suya atladı.Shamy de peşinden gittiğinde tayfayla beraber onlara bakmaya başladım.
Bir süre çıkmadılar sudan,endişelenmiştim.Suya atlayacaktım ki hepsi suyun üzerinde belirdi.Jisung halatları attığında Shamy Jungkook'u tek koluyla tuttu.Diğer eliyle halata asılarak tırmanırken San'a baktım.
Hoseok'la beraber yüzerken zorlanıyordu.Daha fazla bekleyemedim ve atladım.Hızla onlara doğru yüzüp Hoseok'un üst bedenini tuttum.
Halatlara tutunduğumuzda üst bedenini o aldı ve ben bacaklarını kavradım.Sıkı sıkı tutarak gemiye tırmanmaya başladık.Güvertedekiler kollarını uzatıp onu aldıklarında ikimiz de güverteye atladık.
Jungkook'a baktığımda gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.Bedeninden akan kanlar güverteyi boyuyordu.Hoseok'a döndüğümde onun da iyi olmadığını gördüm.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Öylece beklerken bakışlarım ikisinin arasında gidip geliyordu.
"Bir şeyler yap!"
San bağırdığında dalgınlıktan çıktım ve ona baktım.Gözleri Taeri'nin üzerindeydi.Taeri,Jungkook'u işaret etti.
"Onu kamaraya götürün."
Shamy kafasını sallayıp Jungkook'u kucakladığında tayfaya baktım.Hepsi Hoseok'un başında bekliyordu.Hızlı adımlarla yürüyerek yere oturup Hoseok'un bedenine yaklaştım.
Aklıma hayatımı kurtarmak için yaptığı şey geldi.Jisung da yanıma oturup Hoseok'un elini tuttu.Gözleri dolduğunda elimi omzuna koydum.
"Ona bir şey olmayacak."
Önüme dönerek göğsüne yaklaşıp dinledim,nefes almıyordu.Kafamı kaldırıp bir elimle burnunu kapattım ve dudaklarına yaklaştım.Nefes verdikten sonra iki elimi üst üste koyarak göğsüne baskı yapmaya başladım.
Aynı hareketleri onun bana yaptığı gibi defalarca kez yaptım.
"Hadi Hoseok.Aç gözlerini,hadi."
Bir süre daha uğraştım fakat olmuyordu,gözlerini açmıyordu.
Göz yaşlarım düşerken titreyen elimle yine burnunu kapattım.Nefes verip geri çekildim ve ellerimi birleştirip göğsündeki baskıyı arttırdım.Bir süre daha bunu tekrarladım.O gözünü açana kadar durmayacaktım.
"Hadi kaptan" dedi San.
"Aç gözlerini artık.Hadi..."
Jisung hala elini tutuyor ve ağlıyordu.
"Abi...Lütfen bırakma beni."
Göz yaşlarımla beraber bir kere daha dudaklarına kapandım.Güçlü bir nefes verdiğimde kısa bir süre bekledim.Hiçbir hareket olmadığında dudaklarından ayrılıp elimi yüzüne koydum.
"Beni bırakamazsın Hoseok!Duydun mu?Bırakamazsın!"
Defalarca denedim.Yine,yine ve yine.Herkes durmuş,öylece bizi izliyordu.
Jisung elini yüzüne kapatarak ağlamaya başladı.San ona sarıldığında onun da gözlerinin dolduğunu gördüm.Hoseok'u kollarımın arasına aldım.
"Hayır.Ölemezsin,hayır..."
Göz yaşlarım düşerken Wooyoung yanıma oturdu ve elimi tuttu.Yaşlı gözlerim onu bulduğunda kapattım.Kucağımdaki bedene sıkı sıkı sarılıp ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire and rose | Sope
FanfictionKralın emriyle ganimetlerine el konulan korsan red head öfkelenir ve anlaşma için prensi kaçırmaya karar verir. "İkimiz de kırmızıyız fakat farklı tonlarıyız.Ben yakıcı ve yıkıcı bir ateşim,sen ise gül kadar zarif ve narinsin."