3 gün sonra
Gözlerimi açtığımda bulanık gördüğüm görüntüler yavaş yavaş netleşiyordu.Kafamı yana çevirdiğimde Kral Min'i gördüm.Yanındaki adamla konuşuyordu.
Yerimde doğrulup hızlıca ayağa kalktım.Başım döndüğünde yatağa tutundum ve bekledim.
"Hoseok."
Kral Min yanıma adımladı.Elini uzattığında birkaç adım geri çekildim.
"Bana dokunmay-"
Karşıdaki aynada gördüğüm görüntüme bakakaldım.Kafamın tamamı sargılıydı.Yavaş adımlarla aynaya yürüdüm ve elimi sargıya götürdüm.Açacağım sırada odada bulunan diğer adam konuştu.
"Birkaç gün daha kalması gerekiyor."
Kafamı hafifçe yan çevirdiğimde ensemdeki ufak yanıkları gördüm.Olanları hatırladığımda krala döndüm fakat yüzüne bakmadım.
"Yoongi nasıl?"
"Sana çok teşekkür eder-"
"Kral Min,Yoongi nasıl?"
"Sayende iyi fakat..."
Bakışlarım yüzünü bulmuştu.Zorlukla yutkundum.
"Fakat?"
"Kafasına aldığı darbe onu etkiledi."
"Nasıl etkiledi?"
"Bazı şeyleri hatırlayamıyor."
Söylediği şeyle önüme döndüm.Boynumdaki babamın saç bandını görünce ona dokundum ve sıkı sıkı tuttum.
"Yine de iyi değil mi?"
"İyi.Bunun için teşekkür-"
"Bir şey demenize gerek yok."
Yanından geçip hızlı adımlarla kapıya yürüdüm ve açıp çıktım.Onu affedemiyordum ve affetmeyecektim.Koridorda yürüyerek merdivenleri indiğimde kraliçeyi gördüm.Önünde durup selam verdim.Elini omzumda hisettiğimde kafamı kaldırdım.
Gözlerim dolu gözlerini bulduğunda üzülmüştüm.Kraliçe Min merhametli ve iyi kalpli biriydi.Kafama baktığında gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırdım.
"İyiyim Kraliçe Min."
"Sana ne kadar teşekkür etsem az.Hayatını tehlikeye atıp Yoongi'yi kurtardın."
"Mühim değil."
"Mühim..."
"Yoongi'yi görebilir miyim?"
"Elbette."
"Teşekkür ederim."
Ona selam verip arkamı döndüm ve yürümeye başladım.Koridoru geçtiğimde hemen Yoongi'nin odasına girdim.Seokjin'in de burada olduğunu gördüm.Yatağın kenarından kalkıp yanıma adımladı.
"Neden kalktın?"
"İyiyim."
Kafama bakıyordu öylece.Gülümsedim rahatlatmak istercesine.
"Hiçbir ağrım yok.Hekim iyi ilgilenmiş olmalı."
Yoongi kafasındaki sargıyla uyuyordu.Yavaşça yatağın kenarına oturdum ve gözlerine düşen saçlarını ayırdım.
"O iyi değil mi?"
"İyi fakat..."
Bakışlarımı Seokjin'e çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire and rose | Sope
FanfictionKralın emriyle ganimetlerine el konulan korsan red head öfkelenir ve anlaşma için prensi kaçırmaya karar verir. "İkimiz de kırmızıyız fakat farklı tonlarıyız.Ben yakıcı ve yıkıcı bir ateşim,sen ise gül kadar zarif ve narinsin."