Hoseok piyano çalarken hiçbir hata yapmamıştı.Memnun bir yüz ifadesiyle bana bakarak çalmayı bıraktı.
"Artık hata yapmıyorum."
"Evet."
Bana sarıldığında kısa bir süre öylece kaldım.
"Teşekkür ederim Seokjin.Hepsi senin sayende."
Kollarımı sırtında birleştirerek karşılık verdim.
"Ben yalnızca notaları öğrettim,gerisi senin eserin."
Kafasını kaldırıp gülümsedi.
"Gitsem iyi olacak.Hava kararmadan ormanı geçmeliyiz."
"Neden?"
"Yarın babam gelecek.Bütün günümü onunla geçirmek istiyorum,çok özledim."
Demek yarın gelecekti.Babamın isteğini hatırladığımda kaşlarım havalandı
"Haklısın."
Tabureden kalktığında ben de kalktım.Odadan çıktığımızda yürürken yine babamla karşılaştık.Hoseok selam verdiğinde babam gülümsedi.
"Her zamanki gibi kusursuzdu Hoseok."
"Teşekkürler efendim."
"Artık gizli saklı gelmene gerek yok.Kapıdan istediğin gibi girebilirsin."
"Jim-"
Kolumla koluna yavaşça vurdum.Hoseok bunu fark edince yine gülümsedi.
"Tamam efendim."
Babam kafasını sallayıp yürüdü ve çıktığımız çalışma odasına girdi.Hoseok'la beraber merdivenlerden indik.Ben sarayın kapısına yürürken o koridora girmişti.Gideceğini sanmıştım fakat verdiği sözü anımsadım.
Peşinden gittiğimde dönüp bana baktı.
"Ufaklığa söz vermiştim.Yanına gidelim mi?"
"Sen git,ben biraz uzanacağım."
Odamın kapısını açacakken kolumu tuttu.
"Seokjin iyi misin?Bütün gün durgundun."
"İyiyim,biraz yorgunum."
"Pekala.Gitmeden sana uğrarım."
Kafamı salladığımda ilerdeki odaya yürüdü.Kapıyı açıp odama girdim ve sert bir şekilde kapattım.
Herkes onu benden daha çok seviyordu,annem hariç.Beni seven tek kişi oydu.O da olmasa tamamen yalnız hissedecektim.
Kendimi yatağa atıp aklımdaki düşüncelerle gözlerimi kapattım.
---
Uyandığımda havanın kararmış olduğunu gördüm.Gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktım.Elimi yüzümü yıkayıp üzerime çeki düzen verdim ve odamdan çıktım.Koridorda yürüyüp büyük salona girdiğimde annemle Yoongi'nin yemek masasında oturuyor olduğunu gördüm.
Yoongi sandalyesinden zorlukla indi ve bana koşmaya başladı.O kadar sevimliydi ki kızgın kalamıyordum.Yere eğilip kollarımı açtım.
Gülerek boynuma atladı.
"Sokciinn sonunda uyandın."
Güzel sarı saçlarını karıştırdım ve tombul yanağına bir öpücük bıraktım.Ellerini yüzüme koydu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire and rose | Sope
أدب الهواةKralın emriyle ganimetlerine el konulan korsan red head öfkelenir ve anlaşma için prensi kaçırmaya karar verir. "İkimiz de kırmızıyız fakat farklı tonlarıyız.Ben yakıcı ve yıkıcı bir ateşim,sen ise gül kadar zarif ve narinsin."