Öncelikle hepinize merhaba arkadaşlar. İyisinizdir umarım:)Aslında daha erken atacaktım bölümü ama salak gibi kaydetmeyi unutmuşum ve yazdıklarımın yarısı gitmişti. Neyse ki durumu toparladım.
Bu arada bölümler için bir gün belirledim. Artık pazar günleri bir aksilik çıkmazsa düzenli olarak bölüm atacağım.
Uzun bir bölüm oldu ve ben yazarken çok keyif aldım umarım siz de beğenirsiniz :)
Ve lütfen oy atmayı unutmayın. Ayrıca yorumlarınızı da esirgemeyin. Kitap hakkındaki yorumlarızı merak ediyorum. Düşünceleriniz benim için önemli...
Keyifli okumalar dilerim💜💜
Duyduğum rahatsız edici melodi sesiyle gözlerimi açmadan komodinin üzerindeki telefona uzanmaya çalıştım ve nihayet telefonu bulunca gözlerimi aralayıp hemen alarmı durdurdum.
Yataktan yavaşça doğruldum ve yorganın içinden çıkarak hızlıca banyoya ilerledim. Aslında duş alacaktım ama dün zaten akşam saatlerinde almıştım bu yüzden vazgeçtim. Yüzümü soğuk suyla yıkadım ve odaya ilerledim. Dolaptan bugün için giyeceğim kıyafetleri seçmeliydim.
Sonunda sonbahar renklerinde etek bluz kombininde karar kıldım.
Kasımın son günlerindeydik ve adım adım kışa gidiyorduk. Havalar ise dengesizdi. Bir hafta güneş açıyorsa sonraki hafta yağmurlu geçiyordu. Bugün ise bulutluydu.Odanın kapısına ilerleyip kilitledim. Birinin beni soyunurken basmasını istemiyordum. Yatağın üzerine bıraktığım kıyafetlere ilerledim ve hızlıca üzerime geçirerek çıkardığım kıyafetleri de banyodaki kirli sepetine attım.
Yatağımı toplayarak masanın üzerindeki günlük olarak kullandığım makyaj çantasını alarak banyoya ilerledim. Banyodaki ayna karşısında makyaj yapacaktım. Gözlerime eyeliner ve rimel sürdüm ve dudaklarımı nemlendirdikten sonra nude tonlarında bir ruj ile tamamladım. Fazlasına gerek yoktu.
Çantamın içine gerekli malzemeleri atarak masaya koydum ve telefonumu alarak kapıya ilerledim. Kapıyı sessizce aralayıp kolidoru dinledim. Görünürde ses yoktu, odadan yavaşça çıkıp kapıyı sessizce kapattım ve hemen asansörün önüne koşup düğmeye bastım. O sırada da etrafa bakıp duruyordum.
Malum kişiyle karşılaşmak istemiyordum.
Ama zaten saat sabahın sekiziydi ve günlerden de pazardı herkesin uyuduğunu düşünüyordum ve evdeki sessizlik de bu düşüncelerimi destekler nitelikteydi.
Asansör gelince hemen binerek giriş katını tuşladım. Asansörden indiğimde giriş katında da sessizlik hakimdi. Sadece ufak tefek sesler vardı ve sanırım mutfaktan geliyordu. Seslere doğru adımladım ve mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere girdim. Geniş ve kahve, beyaz renklerinin hakim olduğu güzel bir mutfaktı. İçerde Emine teyze onun yaşlarında bir kadın yemek hazırlıyordu. Beni fark etmemişlerdi.
"Günaydın, hepinize kolay gelsin." Sesimi duyduklarında başlarını bana kaldırdılar. "Sağ ol Papatya kızım, sana da günaydın." Dedi Emine teyze gülümseyerek. Yanlarına yaklaştığımda bana yanındaki kişiyi işaret etti. "Bak bu benim kız kardeşim. Adı Emel. O da burada çalışıyor."
Zaten o söylemeden tahmin etmiştim çünkü benziyorlardı. İkisi de kısaydı ve boyları da yakındı. Yüzleri de benziyordu. "Tanıştığıma memnun oldum Emel teyze." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARI PAPATYA| Aile
Teen FictionOldukça narin ve ürkek olan Papatya bir gün onca yıllık ailesinin öz olmadığını öğrenirse ne olur? Yeni ailesine alışabilecek mi? Peki yeni ailesi onu nasıl karşılayacak? Bir de üstüne uzun zamandır kalbinde sakladığı aşkı karşısına hiç tahmin edem...