29.Bölüm: Hüzün ve Huzur

3.6K 293 83
                                    

Geç kalınmış bir bölümden sizi selamlıyorummm nedenini bölüm sonunda açıkladım :(

Oy ve bol bol Satır arası yorumlar atmanızı bekliyorumm, söylediğim gibi bu benim için önemli ve ayrıca yorumlarınızı önemsiyorum<3 <3

Daha fazla bekletmeyeyim hepinize keyifli okumalar dilerim💜💜


















İlahi bakış açısı

Papatya ve Rüzgar gittikten sonra evde derin bir sessizlik oluşmuştu. Aylin onları uğurladıktan sonra gizlemek için çabaladığı göz yaşlarını birer birer akıtarak oturma odasına gitmişti, evde kimse olmadığı için rahatça ağlayabilirdi. Arkalarında duracağını, onları sonuna kadar savunacağını söylemişti ama günün sonunda olan şeyler hiç de iç açıcı değildi.

"Aylin hanım size bol köpüklü bir kahve yaptım." Emel'in sesini duyduğu anda kendine çeki düzen verdi. "İyi misiniz Aylin hanım." Dedi Emel tedirgin bir şekilde, sanırım yanlış bir zamanda gelmişti. Aylin başını usulca salladığında hafiften kızaran gözlerini gördü ve durumu anlaması uzun sürmedi. Elindeki tepsiyi sehpaya dikkatli bir şekilde koydu.

"Kusura bakmayın size sormadan yaptım ama." Dedi mahcup bir sesle. Aylin tebessüm etmeye çalıştı. "Sorun değil Emel ellerine sağlık." Emel gülümseyip baş selamı verdi ve onu yalnız bırakmak için hızlı adımlarla odayı terk etti. Tam olarak ne olduğunu bilmiyordu ama Papatya ve Rüzgar'ın evden ayrılmasına bakılacak olursa iyi şeyler yaşanmamıştı.

Aylin hüzünlü ruh hali eşliğinde sıcak kahveyi yudumladı. Bugünkü tüm planlarını iptal etmişti zaten keyfi de kalmamıştı. Allak bullak olan kafasını toparlamak için ne yapmalıydı bilmiyordu, hiçbir şey yapmak istemediği de açıktı.

Papatya ve Rüzgar'ın evden ayrılmasını çok içerlemişti ama onlara kızamıyordu çünkü haklılardı. Sanki yuvasındaki yavruları onu terk etmiş gibi hissediyordu. Aylin onlar hariç herkese kızgındı ve içinde biriken bu öfke harlandığında ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu.

Uzun sayılacak bir sürenin ardından odanın kapısı açıldı ve Kuzey içeriye tüm ihtişamıyla girdi. Annesinin sessizliği karşısında kaşlarını çattı ve yanına oturdu. "Anne iyi misin?"Aylin gözlerini daldığı televizyondan ona çevirdi. "Hoş geldin oğlum." Sesi durgundu. "Pek hoş bulmadım." Dedi Kuzey iğneleyici bir sesle.

"Neden bu hâldesin? Dün gece yüzünden ise merak etme anne zamanla her şey zamanla düzelecek." Aklına gelen şeyle duraksadı. "Bu arada Papatya odasında mı? Onu görmek istiyorum."Aylin başını iki yana salladı. "Papatya ve Rüzgar evden ayrıldılar." Kuzey duyduğu şeyle adeta yerinden fırladı. "Ne diyorsun sen anne! Ne demek evden ayrıldılar?"

Aylin onun bu anı çıkışı karşısında bir an ne yapacağını bilemedi. "Oğlum sakin olur musun?" Dedi sessizce. "Temelli gitmediler bir süreliğine ayrılma kararı aldılar." Bu cevap Kuzey'i tatmin etmemişti."Ve bize haber vermediler." Dedi annesinin lafını bölerek. "En azından bu kararlarını bilmek hakkımız."

Aylin anında kaşlarını çattı. "Siz kimsiniz? Onlara bu evi dar eden kardeşlerin mi?" Sesi hafiften yükselmişti. Kuzey sıkıntılı bir nefes vererek tekrar annesinin yanına oturdu ve ellerini tuttu. "Hayır onlardan bahsetmiyorum, babamı kastediyorum." Aylin başını iki yana salladı. "Babana benim iletmemi istediler hem zaten böylesi daha iyi oldu." Halit tekrar kötüleşebilirdi gerçi duyduğunda pek de iyi bir tepki vermeyecekti.

SARI PAPATYA| AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin