16.Bölüm: Kırgın Bir Çiçek

4.8K 314 25
                                    


Öncelikle hepinize merhaba canlarım, biliyorum çok uzun zamandır yoktum ama geçerli bir mazeretim var. Üniversite hayatı beni hem fiziksel hem de mental açıdan yordu, açıkçası böyle bir şeyi ben de beklemiyordum. Hayatım hiç olmadığı kadar hareketlendi ve bu bende tokat etkisi yarattı.

Bir de buna aşk acısı eklendi tadından yenmedi anlayacağınız ĞQĞWŞRLGÖHÖGŞGŞHÖFŞDŞRLOFLG

O süreçte buraya hiç vakit ayıramadım ama unutmadım da, yani bırakmadım  buradayım ve tam hızla devam edeceğim, hiç şüpheniz olmasın. <3 <3

Ayrıca değinmeden edemeyeceğim, ülkemizde malesef bir felaket gerçekleşti ve bu beni derinden sarstı, bizi bu derece etkileyen bu deprem kim bilir oradaki kardeşlerimizi ne gibi bir psikolojiye sokmuştur hayal dahi edemiyorum. Umarım bir daha böyle büyük bir felaket yaşanmaz, hadi yaşandı diyelim- ki bu kaçınılmaz- umarım o depreme hazırlıklı oluruz ve daha fazla kayıp vermeyiz, bu hayırlı günde bunu diliyorum:(

Neyse sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum,umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.

bu arada YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFENN ONLAR BENİM MORAL KAYNAĞIMMM:)

İyi okumalar canlarımmm








Kulağımı tırmalayan alarmın sesi üzerine gözlerimi yarı şekilde açtım, telefona uzanıp alarmı kapattım, hâlâ gece uyuduğumuz pozisyondaydık. Sütlaç ve Rüzgar hâlâ uyuyordu. Başımı hafifçe kaldırdım ve güzel yüzünü inceledim, uyurken yüzü küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Kendimi tutamayıp yanağına kuş tüyü kadar hafif bir öpücük kondurdum, onu öperek uyandırsam ne olurdu? Bence oldukça iyi bir fikirdi.

İki yanağına öpücük kondurdum. Ardından saçına, burnuna, alnına kısacası yüzünün her bir noktasına öpücükler kondurdum. Beyefendi uyanmıştı ama bana numara yapıyordu, sinsice sırıtıp çenesini öptüm, daha sonra dudaklarımı tam dudağının kenarına bastırdım. Tam o an kendini ele verecek bir şekilde hafif bir nefes verdi, oyunuma devam edip neredeyse hiç mesafe kalmayacak bir şekilde dudağına eğildim.

Dudağını inatla öpmedim, derin bir nefes alışını duyunca kendimi tutamayıp kıkırdadım o sırada ensemde bir baskı hissettim aynı zamanda dudaklarımda da. Bu atağını beklemediğim için öylece kaldım ama o durmayıp dudağıma ıslak bir öpücük kondurup hafifçe emdi ve geri çekildi, "Demek bana oyun oynuyorsun hanımefendi." Yüzümü iki eli arasına aldı.

"Evet," diyerek kıkırdadım. "Seni öperek uyandırmak istedim, numara yaptığını da anladım, kendini ele verdin." Gülümsemesinden dolayı yanağında belirginleşen çukuruna dudaklarımı bastırdım, yapmazsam içimde kalırdı. "Bundan sonra beni hep böyle uyandır." Diyerek yanağımı okşadı, "olur canıma minnet." Dedim hevesli bir şekilde.

Gülüşü büyürken burnumu iki parmağı arasında kıstırdı, acıyla inledim ve elini ittim. "Yapma ama acıtıyorsun." Diyerek sitem ettim, ufak bir kahkaha attı. "Kızgın civciv." Uzanıp burnumu öptü. "Kızınca çok tatlı oluyorsun, ne yapsam sürekli seni kızdırsam mı acaba?" Sızlayan burnumu okşadım, "kızdırırsan ne olacağını görürsün." Dedim meydan okuyan bir sesle.

Kaşlarını kaldırdı, "bak sen, küçük civciv saldırganlaştı." Alaycı ifadesine göz devirdim, bu atışmanın uzayacağını bildiğimden kısa kestim, sonra devam ederdik. "Rüzgar çok oyalandık okula geç kalacağız." Yataktan kalkacağım sırada kolumu tuttu, kısık gözlerinin hedefi ise boynumdu. Bir dakika boynum!

SARI PAPATYA| AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin