Herkese iyi günlerrYeni bölümle hepinizi kucaklıyorummm yine uzun bir bölüm oldu, severek okursunuz umarım<3
Lüffen Oy ve bölümle ilgili düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayınn
Keyifli okumalar dilerim💜
"Ben kahve alacağım, bir şey isteyen var mı?" Diye sordu Giray abi. Yüzünden ve sesinden dün gece uyumadığı belli oluyordu, kahveyi de dinç kalabilmek için içiyordu.
"Hayır oğlum teşekkürler." Dedi annem, hepimiz sabah erkenden soluğu burada almıştık. Okula da gitmemiştik ve diğerlerine de durumu kısaca belirtmiştim, gün içinde ziyarete geleceklerdi.
Biz de geldiğimizde yaklaşık iki saat abimin normal odaya alınmasını beklemiştik. Az önce alınmıştı ve doktor tetkikleri yapıyordu,hepimiz çıkmasını bekliyorduk. Bizim dışımızda iş arkadaşları da buradaydı.
Kapının açılmasıyla doktor ve hemşire içerden çıktılar, annem ve babam hemen ayağa kalktı. "Durumu nasıl doktor hanım?"
Kadın ellerini önlüğünün cebinden çıkardı. "Şuan durumu gayet iyi seyrediyor, bacaklarında da bir sorun olduğunu düşünmüyorum yani yürümekle ilgili bir sıkıntı çekmeyecek fakat ilk zamanlarda bir süre yürümekte zorlanabilir. Zaten birkaç hafta kadar çalışmamalı ve evde dinlenmeli."
"Şuan uyanık mı?" Doktor başını salladı. "Evet uyanıkken de muayenesini gerçekleştirdim, ağrıları var bu yüzden etkili bir ağrı kesici verdik aynı zaman da reçetesine de yazdım. Uzun süre ziyaret etmeyin, dinlenmeye de ihtiyacı var geçmiş olsun."
Doktor uzun bir konuşma yaparken Giray abi de gelmişti, "muhtemelen iki gün sonra taburcu ederiz ama evde iyi bakılması gerekiyor, özel işlerinde yardımcı olmanız şart. Odama uğrarsanız size daha detaylı anlatırım."
Doktor gittiğinde hepimiz odanın kapısına yöneldik. "Çok sık boğaz etmeyelim çocuklar." İçeriye girdiğimizde elimdeki market poşetini köşeye bıraktım. "Oğlum nasılsın? Bizi çok endişelendirdin."Annem abime sarılıp öptüğünde hepimiz ayakta dikilmiş onları izliyorduk.
İki bacağı da sargılı bir biçimde hareket dahi ettiremeyeceği bir durumdaydı. "İyiyim, kusura bakmayın sizi de endişelendirdim." Herkes sırayla selamlaşıp sarıldığında geriye en son ben kalmıştım.
Enes abinin gözleri beni bulduğunda kollarını açtı. "Güzelim bana sarılmayacak mısın?" Koşar adımlarla yatağa oturup sımsıkı sarıldım. "Sözünü tutamadın, hani başına bir şey gelmeyecekti?" Sitemli çıkan sesimle güldü.
"Daha kötü bir şekilde de vurulabilirdim o tarafından da bak." Kendisiyle alay ediyordu.
"Lan daha ne kadar kötü olabilir ki? Bacaksız gibi gezeceksin ortalıklarda." Dedi Giray abi sinirle gülerek.
"Abi zamanı geldiğinde seni biz yıkayacağız, bıcı bıcı yapacağız."
"Yürüyün gidin lan şükür o kadar da düşmedik." Diye karşılık verdi ama tedirgin olduğu her halinden belliydi. Uzanıp yanaklarından öptüğümde gülümseyip yüzümü avuçladı.
"Çok ağlamışa benziyorsun." Gözleri yüzümü tarıyordu, "ağladım tabii ki, gözlerim acıyor hatta." Tebessüm edip alnımı öptü. "Bir daha ağlamak yok bak ben iyiyim, evde bana bakarsın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARI PAPATYA| Aile
JugendliteraturOldukça narin ve ürkek olan Papatya bir gün onca yıllık ailesinin öz olmadığını öğrenirse ne olur? Yeni ailesine alışabilecek mi? Peki yeni ailesi onu nasıl karşılayacak? Bir de üstüne uzun zamandır kalbinde sakladığı aşkı karşısına hiç tahmin edem...