Öncelikle hepinize merhaba arkadaşlar.
Oldukça uzun bir bölüm oldu hatta şuana kadar yazdığım en uzun bölüm, umarım beğenirsiniz...
Bence bölümde şaşıracağınız yerler olacak:)
Ve son olarak rica ediyorum oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, onlar benim emeğimin karşılığı. Bir yıldıza basmak bu kadar zor olmamalı bence...
Keyifli okumalar dilerimm
Denizin kıyıya vuran dalgalarını izlerken gözyaşlarımda sicim sicim akmaya devam ediyordu. Sahile gelene kadar ağladığım için insanların garip bakışlarına maruz kalmıştım ama umrumda bile olmamıştı. Denizin manzarası bile gördüklerimi unutturamamıştı.
Omzuma dokunan elle gözlerimi denizden alıp sol tarafıma çevirdim."Abla ağladığını görünce dayanamadım, çok fazla ağlıyordun." On yaşlarında bir erkek çocuğuydu. Elinde tuttuğu peçete paketini bana uzattı. "Bu seferlik benden olsun." Elimi cebimden çıkarıp peçeteyi aldım. "Teşekkür ederim ve bir saniye bekle lütfen" Dedim sessizce.
Elimi çantama atarak cüzdanımı çıkardım. Tabii ki de parasını verecektim, çıkardığım elli lirayı ona uzattım. Bakışları elime düştü ve kocaman oldu. "Abla benden demiştim hem bu çok fazla." Gülümsedim. "Çok naziksin ama kabul edemem ayrıca üzerimde bozuk yok o yüzden al." Üzerimde bozuk vardı ama vermek içimden gelmişti.
Çekine çekine parayı elimden aldı. "Sağ ol abla bu arada bir yakınını kaybettin herhalde, Allah rahmet eylesin." Söylediklerinden sonra gülmek istedim ama ona bile hâlim yoktu. "Evet bir yakınımı kaybettim, sağ ol." Sonra o da tekrardan baş sağlığı dileyerek yanımdan uzaklaştı. Aslında bir bakıma doğru söylemişti, birini kaybetmiştim. Bunları düşününce yine ağlamaya başladım ve bir peçete çıkararak akan yaşlarımı sildim.
Bir süre daha oturduktan sonra çevirdiğim bir taksiye atlayıp evin adresini verdim. Kuaföre dönmeyecektim, şuan yatağa girip ağlamaya ihtiyacım vardı hem bu hâlde oraya dönemezdim. "İyi misin kızım?" Taksici amcanın sesiyle bakışlarımı dışardan alıp ona çevirdim."İyiyim sağ olun sorduğunuz için." Yola bakarken ağırca başını salladı.
Yaklaşık on beş dakika sonra tekrar konuştu. "Şuan bir oğlan için ağlıyorsun değil mi?" Gözlerim kocaman oldu. Nereden anlamıştı? Dikiz aynasından bana bakan yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. "Anlarım ben anlarım, senin gibi çok müşterim oldu. Tecrübelendim artık."
Gözlerini yola çevirdi ve bir nefes vererek devam etti."Benden sana bir abi tavsiyesi,kimse için kendini bu kadar üzme ve ağlama. İnan bana değmez, olan yine sana oluyor,üzüldüğünle kalıyorsun."
Söylediklerinde bir yaşanmışlık yatıyor gibiydi. "Tavsiyeniz için teşekkürler." Dedim ağlamaktan boğuk çıkan sesimle. Bir şey demeden başını sallamakla yetindi ve sonra devam etti. "Biz de geçtik bu yollardan, gençlik heyecanı işte. Ah ne günlerdi." Dedi içli içli. "Gençliğinin kıymetini bil kızım, yapacağın seçimleri iyice düşün,atacağın adımları sağlam at. Zaman hızla akıp gidiyor ve hayat seni beklemiyor." Diyerek burukça gülümsedi.
O sırada evin önüne gelmiştik. "Babam gibi öğütler verdiniz, aklımda tutacağım tekrardan teşekkür ederim ve iyi akşamlar."diyerek ücreti ödedim. "Sana da iyi akşamlar kızım." Nezaketen gülümseyip indim ve giden arabayı izledim. Üzülmemek imkânsızdı, günün sonunda acı çeken yine ben olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARI PAPATYA| Aile
Teen FictionOldukça narin ve ürkek olan Papatya bir gün onca yıllık ailesinin öz olmadığını öğrenirse ne olur? Yeni ailesine alışabilecek mi? Peki yeni ailesi onu nasıl karşılayacak? Bir de üstüne uzun zamandır kalbinde sakladığı aşkı karşısına hiç tahmin edem...