11.Bölüm:Kıskançlıklar

8.6K 469 83
                                    


Medya: Farkındaysanız Buse karakterinin modelini değiştirdim,önceki zaten içime sinmiyordu ve ben de biraz kurcaladım, sonunda bu modelde karar kıldım. Bence Buse'ye uyuyor.

Oy ve yorum atın lütfen, biliyorum her bölüm bunu yazıyorum ama inanın onlar benim emeğimin karşılığı ve beklediğimden az olunca yazma isteğim uçup gidiyor...

Neyse daha fazla uzatmadan hepinize iyi okumalar diliyorum 💜


Aramızdaki anlaşılmış sessizlik sürüyordu, ezberlediğim gözlerindeki şaşkınlık yerini bambaşka bir duyguya bıraktı. Şimdi sanki daha da derin bakıyordu, ilk göz temasını kesen o oldu. Gözleri yavaşça aşağılara indi ve elindeki kalemi bırakarak bana doğru uzattı, eli bileğimi kavradı ve indirdi.

Artık yoğun bakışlarının tesiri altında kalan şey dudaklarımdı, onun dudaklarıma bakıyor olması gerçeği ile nefes alış verişlerimin hızı arttıkça arttı. Sesli bir şekilde yutkundu ve gözüm hareket eden adem elmasında takılı kaldı. Zaten şuan biz değil gözlerimiz konuşuyordu.

Bileğimdeki tutuşu sıkılaştı ve bana yaklaşmaya başladı, anın verdiği getiriyle gözlerimi sımsıkı yumdum, Allahım şuan ne yaşıyordum? Bunlar gerçek miydi?
Solukları dudaklarımı örtüyordu.

Kapının birden tıklanmasıyla irkildim ve onun da uzaklaştığını hissettim. "Rüzgar, sana atıştırmalık getirdim, uyumadın değil mi?" Bu annemin sesiydi, yumduğum gözlerimi açtım ve koyulaşmış gözleriyle karşılaştım. Bileğimi bıraktı ve bakışları kapıya döndü.

"Hayır,müsaitim." Annem onayı alınca beklemeden içeriye girdi, sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Eğer annem gelmeseydi ne olacaktı?

"Kızım sende mi burdaydın?" Zorlukla gülümsedim. "Evet anne, soru sormak için gelmiştim." Elindeki meyve tabağını masaya bıraktı, "ben sizi rahatsız etmeyeyim o zaman, çalışın siz." Heyecandan titreyen elimle masadaki kitabımı ve kalemimi aldım.

"Yok anne rahatsız etmedin, ben de tam gidiyordum zaten." Ayağa kalktım ve onlara bakmadan odanın çıkışına doğru yürüdüm, sonra yaptığım saçma hareketin farkına varıp arkamı döndüm. "Teşekkür ederim Rüzgar, çok yardımcı oldun." Öyle bir yardımcı oldun ki bildiğim şeyleri de unutmuş hissediyordum, şuan hiçbir şey düşünemiyordum.

Cevap vermesini beklemedim ve koşar adım odama girip kitapları masaya koydum, elim istemsizce dudaklarıma gitti. Bu dudaklar az önce onun dudaklarına değmişti. Saniyelik de olsa onunla temas etmişti, kendimi yatağa atıp tavanı izlemeye başladım. Allahım az önce yaşananlar hayal gibi geliyordu.

Elimi hızlı ritimlerini sürdüren kalbime koydum, peki bundan sonra ne olacaktı?

Kapımın çalmasıyla düşüncelerimden arındım ve yatakta oturur pozisyona geldim. "Gel." Annem içeriye girdi ve kapıyı kapattı. "Dersin bitti mi kızım?" Ayağa kalktım, "evet anne, daha fazla çalışıp kafamı karıştırmak istemedim."

"O zaman beraber anne, kız vakit geçirmeye ne dersin? Tabii Sütlaç da buna dahil." Elini tuttum. "Çok güzel olur derim. "Bir de ben saçlarını tarayıp örmek istiyorum, tabii izin verirsen." Bunun izni mi olurdu?

"Çok memnun olurum anne." Makyaj masasına gidip tarağım ile birkaç küçük lastik toka aldım. "Şimdi gidebiliriz." Beni kolunun altına aldı ve odadan çıktık.

SARI PAPATYA| AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin