31.Bölüm:Yılbaşı Gecesi II

3.4K 263 47
                                    



Evett arkadaşlar uzun bir sürenin ardından nihayet geri dönebildimmm

Biliyorum sizi çok beklettim ama derslerin ağırlığından buraya bir türlü zaman ayıramadım, hep bir engel çıkıp durdu ama neysee kii sonunda atttımmm

Bölüm ağırlıklı olarak bizim güzel çiftimizi içeriyor, sadece onlara özel romantik ve tutkulu bir bölüm yazmak istedim, bence çok hoş oldu...

Umarım sizde bölümü beğenerek okursunuzz:)

Bol bol oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım, onlar benim motivasyonumm

İyi okumalar dilerimmm♡♡♡








Araba camına yapışan kar tanelerine tebessüm ettiğim sırada Rüzgar'ın soğuk elini kendi elimin üzerinde hissettiğimde başımı ona çevirdim, o kadar dalmıştım ki arabanın durduğunu yeni fark ediyordum. Kemerini çözdü. "Geldik mi?" Başını salladı. "Evet ilk durağımıza geldik güzelim."

Gülümseyip kemerime uzatıp çözmeye başladığım sırada soğuk elinin baskısını hissettim. "Kapını ben açacağım, hem yerler kaygan olabilir ayrıca..." Susup kucağımdaki şapkayı saçlarımı düzeltip taktı. "Üşümeni istemiyorum." Beni bu kadar düşünüp ilgiye boğması çok hoşuma gidiyordu.

Arkaya uzanıp şemsiyeyi aldı ve kapısını açıp çıktı. Çok geçmeden kendi kapım açıldığında uzattığını elini tuttum ve indim. Şemsiyeyi üzerime tutarken bir yandan da arabayı kilitledi ve ardından beni kolunun altına çekip sırtımı sardı.

Dar caddeden geçtiğimizde ışıklandırılan ve süslenen sokakları görünce gözlerim şenlendi. Yeni yıl kutlamalarına bayılıyordum, yılın en sevdiğim dönemiydi. Kafelerde oturan ve dolaşan insan kalabalığı da sokaklara ayrı bir renk katıyordu, herkes heyecanlı ve mutlu görünüyordu.

Dolaşanlar dışında bir de fotoğraflar çekilen insanlar vardı, onlar olmazsa olmazdı. Kimisi sevgilisi kimisi ailesi ya da arkadaşlarıyla idi. Dikkatimi kalabalıktan ve ışıklandırmalardan alıp ilerlediğimiz yola verdiğimde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

Biz şuan Galata Kulesi'ne doğru yol alıyorduk, burayı çok seviyordum, benim için anlamlı bir yerdi. Rüzgar ile buraya gelmeyi hep hayal etmiştim ve şimdi bu düşüm gerçekleşmişti.
"Şaşırmış gibisin." Muzip sesi ve bakışları ile dumura uğradım."Evet ben buraya geleceğimizi düşünmemiştim."

"Tepkin hoşuma gitti." Dedi keyifli bir ses tonuyla. "Seni şaşırtmayı seviyorum." Parmak ucunda yükselip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Bunu yapmamla bana sıcak bir gülümseme bahşedip daha ne olduğunu anlamadan dudaklarımı saniyeler içinde öpüp geri çekildi.

Utanıp gözlerimi kaçırdığımda sırtımı okşayıp beni sola yönlendirdi. "Birer sıcak kahve alalım içimiz ısınsın." Kalabalık kafeye girdiğimizde durup bana döndü. "Sen burada bekle ben hemen alıp geliyorum." Başımı salladığımda elindeki şemsiyeyi aldım ve o da sipariş vermek üzere ilerledi.

Ellerini önümde birleştirip etrafı izledim, herkes kendi hâlinde oturmuş gruplar hâlinde sohbet ediyordu. İçerisi de dışarıdaki manzara gibi hareketliydi, kendi hâlinde kart oyunları oynayan gençler ya da baş başa takılan sevgililer, birkaç çocuklu aile... Özetle farklı manzaralar vardı.

"Boş masa mı arıyordunuz? İsterseniz yardımcı olabilirim. " Diye soru yönelten garson çocukla gözlerimi ona çevirdim. "Hayır birini bekliyordum." Açıklamam üzerine başını salladı. "İyi akşamlar." Gülümsedim. "Size de kolay gelsin." Tebessüm edip sırtını döndü ve arka taraflara doğru gitti.

SARI PAPATYA| AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin