18.Bölüm:Açığa Çıkan Sır

4.4K 267 41
                                    

Yeni bir bölümle herkese merhabalarr

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur ben yazarken keyif aldım...

OY ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfenn özellikle BOL BOL YORUM RİCA EDİYORUMM 🤍

Hepinize iyi okumalar arkadaşlar <3


Camdan dışarıya bakarken şehre kısa süreli de olsa çöküp sonra toz bulutu gibi dağılan sisi izliyordum, neyse ki sis gitmişti ve güneş tekrardan bulutların arasında tüm ihtişamıyla kendini göstermişti, her ne kadar yalancı bir kış güneşi olsa da varlığı dudaklarımın kıvrılmasına neden oldu.

Başımı çevirip hâlâ mışıl mışıl uyuyan Furkan'a baktım, tam bir uykucuydu ve beni sarmalayan kollarından zar zor kurtulmuştum. Yatağında kendini temizleyen Sütlaç'a bakıp gülümsedim ve yatağa yaklaşıp kuş türü kadar hafif bir öpücüğü Furkan'ın yanağına kondurdum ardından uyanmaması parmak ucunda yürüyerek Sütlaç'ı da alarak odadan çıktım.

Bugün Dilan teyzeyi ziyaret edecektik ve ben ona verdiğim sözü unutmamıştım, benden ona yaptığım çöreklerden istemişti ve ben de memnuniyetle isteğini yerine getirecektim. Mutfağa girdiğimde bir büyük bardak su içip hemen işe koyuldum, çöreğin malzemelerini dolaptan çıkarıp tezgaha dizdim. Böyle güzel tarifleri bilmek nedense hoşuma gidiyordu, hepsi Ferdi babam sayesindeydi.

Aşçılar, şefler katiyen özel tariflerini kimseyle paylaşmazdı hatta en basit kurabiyenin tarifini bile sır gibi saklarlardı ama ben onun biricik kızı kontenjanından faydalanıyordum.

Yerde miyavlayıp üzerime tırmanmaya çalışan Sütlaç ile irkildim, ah doğru ya Sütlaç'ın mamasını hazırlayacaktım. "Özür dilerim bebeğim unuttum bir an." Paketten mamasını çıkarıp yeterli miktarda tabağına döktüm, su kattım ve lapa hâline getirdikten sonra uygun bir köşeye koydum, Sütlaç hemen mamasına doğru gelip yemeye başlayınca güldüm.

Ellerimi yıkadıktan sonra çöreğin malzemelerini kaba koyup yoğurdum ve en son un dökerek hamurun kıvamını almasını sallayana kadar yoğurmaya devam ettim. Tahinli ay çöreği yapacaktım, tahinli olan her şeyi severdim.

Uzun sayılabilecek dakikalar sonra hamuru dinlenmeye bırakıp dağıttığım tezgahı toparlamaya koyuldum ve o sırada mutfakta başka birinin varlığını hissettim, "günaydın kızım, yine erken kalkmışsın." Annemin uykudan yeni uyanmış boğuk sesiyle arkamı döndüm. Üzerindeki siyah saten sabahlığı ve kırmızı geceliği ile oldukça kadınsı görünüyordu.

"Evet anne öyle oldu, günaydın sana da." Tezgaha kısa bir göz gezdirdi, "ne yapıyorsun bakalım?" Parmaklarımla oynadım ve dürüstçe doğruyu söyledim. "Bugün Rüzgar ile Dilan teyzeyi ziyaret edeceğiz ve ben de ona söz verdiğim gibi çörek yapıyordum." Gözleri saniyelik irileşti ve dudakları aralandı.

"Sen Dilan hanımla tanışıyor musun?" Diye sordu şaşkınca, usulca başımı salladım. "Sizden önce onu tanıyordum." Dedikten sonra bir yandan etrafı toparlayıp bir yandan da tanışma hikayemi özetle anlattım, annem de dikkatli bir şekilde beni dinledi.

"Dilan hanım çok iyi bir kadın, çok da sevecen." Dedikten sonra karşıma geçip yüzümü avuçları arasına aldı, "seninle bir kez daha gurur duydum Papatya ve bu tarif edilemez derecede güzel hissettiriyor." Tebessüm ettiğimde alnımı öpüp geri çekildi. "Hadi seni tutmayayım işine devam et."

SARI PAPATYA| AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin