38. Bölüm

35K 1.9K 601
                                    

38. Bölüm

🍁

Vakit öğleye yaklaşırken Tufan göğsüne çarpan ılık nefesle gözlerini usulca açtı. Huzurla içini çekip gözlerini yeniden yumduğunda ise onun ince vücudunun ısısını hücrelerine varana kadar duyumsadı. Sıcaklığını kendi bedeninde hissediyor, güzel kokusu ciğerlerine süzülüyordu.

Onu uyandırmamaya özen göstererek yüzüne düşen simsiyah saçları parmaklarıyla kenara çekip, aydınlık simasını süzdü. Fasih bir lisan gibiydi, Hazan. Duru güzelliği baktıkça bakma hissi uyandırıyor, gözlerini sürekli onun üzerinde tutmak istiyordu. Bakışları gelişi güzel vücudunda dolandığında ise yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Yorganın tamamını üzerlerinden atarak ayaklarının dibine yollamış kocasının yanına sokulmuştu. Gülümsedi.

Boynunu kapatan saçlarının onu rahatsız ettiğini düşünerek onları da geriye itti. Bakışları biraz daha aşağılara inip, hafifçe sıyrılmış olan tişörtünün arasından beyaz tenine iç çekerek baktığında ise alt dudağını dişlerinin arasına alıp gözlerini kapattı. Kokusu ciğerlerine süzülürken ve ona bu denli yakınken ellerini onun bedeninden uzak tutmak oldukça zordu.

Karısı sanki onun ne hissettiğini anlamış gibi hafifçe kıpırdanıp, bilinçsiz bir şekilde ona biraz daha sokulduğunda gözlerini açıp kendine acıyarak iç geçirdi. Bacağını bacağının üzerine attığında ise dişleri birbirine kenetlendi. Bedeni hiçbir sinyal vermeden uyarılmış, onunla bir bütün olmak için resmen hazırola geçmişti. Allah'ım! Bu şahane varlık uykusunda bile eziyet etmeye devam ediyordu.

Aldığı derin nefesle birlikte söz geçiremediği eli havalanıp karısının saçlarına dokundu. Belki masum dokunuşlarla zihnini işgal eden vahşi duygularından kurtulabilirdi. Fakat işler onun istediği doğrultuda ilerlemiyordu. İpek gibi saçlar bile etkileyici unsurlar arasına girdiğine göre Tufan'ın bileti kesilmişti işte.

Hislerinin etkisinden kurtulamayacağını anladığında elinin tersiyle karısının kadifemsi, pürüzsüz yanağına dokundu. Aşkına karşılık aldığı hâlde hepsi birer rüya gibi geliyordu fakat gerçekti işte. Bir zamanlar elini bile tutmaktan uzak olduğu karısı şimdi kollarındaydı. Yanında nefes alıyor, varlığı bile yaşama sebebi oluyordu.

Parmakları hâlâ onun nazlı teninde usulca gezinirken karısı gözlerini usulca araladı. Uzun kirpiklerinin arasından baharı kıskandıran yeşilleri görüldü ve yarı aralık gözleri kısa bir an bilinçsizce baktı. Bilinçsiz bakışlar yerini huzurlu bir gülümsemeye bıraktığında ise, "Günaydın." diye mırıldandı.

Tufan ise atmaca misali keskinleşmiş bakışlarını törpülemekten aciz kalmış, büyüleyici görüntü karşısında yutkunmakla yetinmişti. "Günaydın." dedi boğuk bir sesle.

Hazan, gözlerini tekrar kapattığında ise ona biraz daha sarıldı.  "Saat kaç, kalkacak mıyız?"

Her an öpülmeye hazır görünen kırmızı renkli dudaklar göğsünün üzerinde kıpırdanırken Tufan sesli bir soluk çekti içine.

"Boş ver saati uyumana bak."

"Hmm." diye bir ses çıkardı karısı. "Sen uyumayacak mısın?"

Uyku mu bırakmıştı? Sesini temizleyip, "Markete gitmem lazım." dedi. "Dolapta bir şey olduğunu sanmıyorum."

Hazan elini ağzına kapatarak esnedi. Yavru bir kediyi andıran şirin görüntü bile Tufan'ın içindeki şahlanan arzuyu gölgelemeye yetmemişti. Elini yüzünü yıkasa ya da soğuk bir duş alsa hiç fena olmayacaktı.

DÖNÜM NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin