16.Bölüm

21.6K 932 140
                                        

Yeniden selam!
Yıldıza basmadan başlamayalım lütfen..⭐️

⭐️Yine bir cumartesi sabahında erken uyanmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⭐️
Yine bir cumartesi sabahında erken uyanmıştım. Daha doğrusu uyandırılmıştım.
Hafta sonu fırına gitmeme gibi bir iznim vardı ancak bu sefer de annem evde durduğumu görünce iş kitliyordu.

Saçlarımın önüme gelmesini engelleyen bandanamı geriye itip daha sert süpürdüm yerleri. Fırın gibi bir işletmeye sahip olmak hem çok zevkli hem de yorucuydu. Çünkü hafta sonu dahil her gün çalışmak zorunda kalıyordunuz. Gerçi ben işime gelmediği zaman bahane üretip gitmeyebiliyordum. Teyzem öyle değildi, her gün giderdi.

Bundan şikayetçi olduğunu da sanmıyordum.  Evde dursa eminim daha çok sıkılır, bize sarardı.

Bu akşam Efe'nin asker eğlencesi de vardı. Benim henüz ona hazırlanmaya vaktim olmamıştı. Kıyafet için bir şeyler düşünürken elektrikli süpürgenin düğmesine basıp kapattım.
Süpürgeyi yerine kaldırıp elimi yüzümü yıkayıp biraz olsun ferahladım.
Banyodan çıkacağım esnada annemin sesiyle durdum,

"Yıkanan çamaşırları getirir misin Ferah! Balkona mis gibi güneş vuruyor, asalım da kurusun."

El mecbur kenardaki sepete tüm çamaşırları boşalttım.
Balkona, annemin yanına bırakıp kaçamayacağımı anladığımda onunla birlikte asmaya başladım.
Böyle giderse akşam üstümdeki eşofman ve tişörtle gidecektim eğlenceye. Hala kafamda ne giyeceğimi seçmekle meşguldüm.

Elimdeki bluzu çırpıp astım. Mandalı da taktıktan sonra belimi doğrultup balkonun demirlerine yaslandım. O sırada annem çamaşır asmaya devam ediyordu.
Yoldan gelen geçenleri izlemeye başladım. Çoğu zaman hatta küçüklüğümden beri en sevdiğim şeylerden biriydi; balkondan dışarıdakileri izlemek.

Hatta bazen insanları sayardım. Annem engel olmasa tüm gün oturup binlerce insan saymak istediğimi günü anımsadım. O gün çok ağlamıştım. Sırf beni balkondan içeriye aldılar diye. Çocukluk işte.

"Anne, geçenlerde sana bir eğlenceden bahsetmiştim hatırlıyor musun?"

Düşüncelerimi bölen şey, hâlâ hazırlamadığım kıyafet sorunumdu.

"Macit'lerle gideceğin, hani şu asker eğlencesi olan? O mu?"

Başımı salladım.
"Evet, o."

Saçımdaki bandanayı çıkartıp bileğime doladım. Kayıp durması rahatsız ediyordu.

"Bu akşam ona gideceğiz. Elbise giymek öyle bir ortama abartı mı olur? Direkt kot tişört mü giymeliyim?"

Annem elindeki son çamaşırı da asıp balkonda bulunan sandalyeye oturdu. Karşısını işaret ettiğinde sessizce gidip oturdum.

FERAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin