Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vote vererek okumaya geçebilirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum🦢 **
"Oo gençler, herkes toplanmış." Turan gülerek çardağa gelip elindeki poşeti ortadaki masaya bıraktı. Boş olan yere oturup kollarını bankın arkasına yasladı.
Macit'e baktığımda gözlerini dikmiş Turan'a baktığını gördüm. Eğer merak ediyorda kendisi sorardı. Gerçi ben de bilmiyordum. Turan'ın benimle konuşacak neyi olabilirdi?
Kerim poşetteki çekirdek paketlerini çıkarıp açarak hepimize dağıttı. Macit'in almadığını, kaçamak bakışlarla sürekli Turan'ı takip ettiğini gördüm. Bakışları dikkat çekecekti. Boş yere olay çıkmasaydı bari..
Elimdeki bir avuç çekirdekle yumruğumu kapattım. Aynı elimle tam karşımdaki Macit'in elinin üzerini dürttüm. Bas baya dürttüm.
Bakışları bana, elime döndü. "İnsanları kesmeyi bırak da çekirdek al," dedim. Kendi avucumdan biraz onun avucuna çekirdek boşalttım. Yemeden bekledi.
"Ne bakıyorsun? Ayıklayıp vermemi bekliyorsan, çok beklersin." Yüzüne yayılan sırıtma genişledi. "Hayır demem bu teklife."
Ellerimi silkeleyip ayağa kalktım. Bana dönen bakışların farkındaydım. Az sonra da Turan ayaklandı.
"Nereye gençler? Burada konuşsanıza, dar mı geldi koca çardak?"
Macit'in oynayan çene kemiklerinden gerildiğini anlayabiliyordum. Aynı zamanda burnundan da sürekli derin nefesler alıp veriyordu.
"Geleceğiz abisi. İki dakika bir şey soracağım. Merak etme,"
Turan'ın terslemesiyle yaslandığı yerden doğrulan Macit, biraz daha konuşursa Turan'ın üstüne atlayacak gibiydi. Olaya müdahale etmemin gerektiğini düşünerek araya girdim. "Biz geçelim şuraya. Hemen geleceğiz, beş dakika sadece. Hadi," diyerek çardaktan çıktım. Biraz ilerimizdeki salıncağın direğine yaslanıp Turan'ın tam karşıma gelmesini bekledim.
Durduğum yerden tam olarak çardağı görüyordum. Ve tabii oturanları da. Üstümüze dikilen bir çift gözü de... O sadece Turan'ın sırtını görüyor olmalıydı. Ben gölgede kalmıştım çünkü.