29.Bölüm

13.8K 709 26
                                    

Selamlaaar❤️
Yeni bölüm gerçekten de yayında :dsgshs
Gün belirlemek hepimize iyi geldi. En çok da bana 🤪Resmen yazma aşkım buna bağlıymış.

Vote ve yorumlarınızı bekliyor, haftaya cumartesi'yi iple çekiyorum. Keyifle okuyun🌟🌟

 Keyifle okuyun🌟🌟

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**

Eve girer girmez üstümü değiştirip ellerimi yıkadım. Dışarısı soğuk olduğu için evde de üşürüm sanarak kalın kapüşonlumu giymiştim. Ama ev, dışarıya rağmen bayağı sıcaktı. Yine de çıkarmadım.

Evdekilere kısa bir selam verip mutfağa geçtim. Emir benden birkaç dakika önce gelmiş olmalıydı. Üstünde hala okul forması vardı. Ya da geldiğinden beri üstünü değiştirmemişti. Çünkü bunu normalde de sıklıkla yapardı. Okul kıyafetiyle oturmak, tam da Emir'e göre bir hareketti.

Henüz karnım acıkmamıştı ve akşam yemeği için annemleri bekleyecektim. Kendime sıcak bir çay alıp odama geçtim.
Bu sırada diğer elimdeki telefonum titremeye başlamıştı.
Gelen arama, Pelin'dendi.
Ah, ona açıklamam gereken bir şey vardı...

Ne diyeceğime karar vermeye çalışırken telefon kapandı. Şimdilik yırttığımı düşündüm. Makyaj masasına oturup saçlarımı parmaklarımla ayırmaya başladım.
Ara sıra sıcak çayımı da yudumluyordum.
İçim titriyordu ve umarım hasta olmayacaktım.

Saçlarımı tararken telefon yeniden çalmaya başladı. Kaçışım en fazla on dakika sürecekti anlaşılan.
Bu defa görüntülü olarak gelen aramayı kapanmadan açtım.

"N'aber Ferah abla? Neredeydin, az önce de aradım ama açmadın."
dedi. Yüzüme samimi bir gülümseme yayıldı. Hiç yalan söylemeyecektim.

"Yetişemedim kuşum. Daha yeni geldim eve, üstüm başım derken ancak telefonu elime alabildim." Çay fincanıma uzanıp bir yudum aldım.
Telefonu karşımdaki aynaya yaslayarak dik durmasını sağladım. Şimdi iki elimde boştaydı ve saçlarımı düzeltmeye devam edebilirlerdi.

"Yaa, demek dışardaydın. Beni arayıp apar topar konuştun, ama yine bizi eken sen oldun. Neden gelmedin bugün okula?" diyerek ekrana biraz daha yaklaştı. Tek kaşı havada, yüzünde çakma bir sinir ifadesi vardı.

"Geliyordum aslında ama geri dönmek zorunda kaldım. Kusura bakma haber de veremedim. Çok beklediniz mi?" Ona karşı mahcuptum. Gerçi bana küsmeyeceğini de biliyordum ama yine de darılmasını istemiyordum.

"Yok yaa. İki dakika durduk sonra okulun alt sokağına kadar yürüyelim, belki yolda karşılaşırız dedik. Ama bir de ne görelim," Yatağına uzanıp telefonun kısa bir an sallanmasına sebep oldu.
"Ne gördün? Kötü bir şey yoktur inşallah?" Heyecandan telefonu yasladığım aynadan alarak yüzüme yaklaştırdım. Pelin'in yüzündeki sırıtmadan ve dudağının kenarını dişlemesinden pek de bir şey anlaşılmıyordu.

FERAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin