Yeniden selammm💜 Kafamda belirlediğim vote ve yorum sayısına çok hızlı ulaşılıyor,bölümü yetiştiremiyorum😄 Hepsi için teşekkür ederim. Keyifli okumalar^^ *
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kapıyı hızlıca açıp bir hışımla eve girdim. Heyecanlanmıştım çünkü ben de Pelin gibi ilk defa bir maça gidecektim. Atmosferini çok merak ediyordum.
Odama gidip elbisemi soyundum. Dolabımın önüne gelip gitmeden önce astığım ceketi alıp yatağıma koydum. Şimdi iki ayağım bir pabuca girmişti. Ceketle uğraşamayacaktım. Daha sonra vermek daha iyiydi.
Mavi kot ve beyaz tişörtümü alıp hızlıca giyindim. Saçlarımı öylece ellerimle düzeltip çantam ve telefonumu da alıp çıktım.
Kapıyı kilitleyip merdivenlerden koşarak indim. Ayağım tökezleyince trabzana tutunup biraz yavaşladım. Paldır küldür inince hiç gidemeyecektim yoksa.
Büyük demir kapıyı açarak çantamı koluma taktım. Ah, acele etmeden duramıyordum ki!
Yoldan geçip kaldırımın kenarındaki arabaya yöneldim.
"Acele etme, bekliyoruz." Macit abinin sert sesiyle adımlarımı yavaşlattım. Gerçekten de nefes nefese kalmıştım. O ana kadar koştur koştur geldiğimin farkında değildim.
Arka tarafa oturup Pelin'e gülümsedim. Macit abi de arabaya binip çalıştırmıştı.
"Ablacım sen neden öne oturdun? Yaşın buna uygun değildi, biliyorsun."
Elimi ön koltuğa uzatıp Emir'in yanağını avuçladım. Baş parmağımla okşarken yanağını parmaklarımın arasına kıstırdım.
"Abla iki dakikalık yer ya! Çocukmuşum gibi davranma istersen,"
Yüzündeki elimi ittirip camı açtı. Dışarıyı seyretmeye başlarken ben de boşta kalan elimi bacağına uzatıp cimcikledim. "Ablaa," Kalçamı oturduğum yerden hafifçe kaldırıp iyice öne uzandım. Emir elimi ittikçe gülerek üstüne gidiyordum.
En son dayanamayıp güçlü şekilde elimi itti. Sıkıldığı belliydi. İttiği elim iki koltuk arasındaki vitese çarptı. Elimin üstü aniden acıyınca sıçradım. Sert çarpmıştım. Bakmak için kendime çekeceğim sırada Macit abi tek elini direksiyondan çekip bileğimi tuttu.
Kendine çevirip elimin üst kısmına baktı. Bileğim avucundayken yukarıdaki tavan lambasını parmağının ucuyla açtı. Cılız ışık elimi aydınlatmıştı. Üstü kızarmış, kızarıklığın tam ortası koyu bir renk almıştı. İnşallah morarmazdı.
Elimi iyice yukarı kaldırıp ışığa tuttu.
"Birbirinizle ne alıp veremediğiniz var?"
Avucunu gevşetip baş parmağıyla elimin üstünü tüy gibi okşadı. Zar zor yutkunarak elimi geriye çektim. Dizime koyup sırtımı koltuğa yasladım.
