Yazım yanlışları varsa söyleyin düzelteyim. Gözümden kaçmış olabilir.
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akşam oldukça geç biten maçın sonucunda bizim mahalle takımı kazanmıştı. Emir'in sevinçle bana sarılışı, sahaya atlayan gençler derken oldukça hareketli bir akşam oluyordu.
Saatlerdir buradaydık ve karnım gerçekten acıkmıştı. Macit inşallah sözünü tutardı da yapardı şu mangalı. Gözüm yeniden-istemsizce- ona kaydı. Üstündeki formasını çıkarıp çıplak sırtına sermişti. Karşısındaki adamlarla muhabbet ederken oldukça dostane bir maç olduğu bir gerçekti.
Hala sahadan çıkmamıştık. Biz hariç herkes çoktan gitmişti. Sadece oyuncular ve onları bekleyen biz duruyorduk. Pelin yanıma gelip koluma girdi. Yorulmuş gibiydi.
"Yoruldun mu?" Başını bana çevirmeden aşağı yukarı salladı. O sırada Emir de yanımıza gelmişti.
"Hadi ablalarım! Şimdi ziyafet zamanı, çok açım."
Gülerek yumruğunu uzatıp bizimkiyle tokuşturdu. Macit de yanımıza gelerek sırtındaki havlu niyetine kullandığı tişörtü eline aldı. Bizi es geçerek arkamızda kalan koltukların üstündeki çantasından temiz bir tişört alıp giydi.
Çantayı omzuna takıp yanımıza geldi.
"Hadi gidelim. Bitti işimiz," Gülerek Emir'e göz kırptı.
Sahanın olduğu kısımdan çıkıp sokağın başındaki arabaya vardık. Murat abi de bizimle geliyordu. Ön tarafa o oturunca Emir, ben ve Pelin arkaya oturmuştuk.
"Nereye gideceğiz?" Murat abi ellerini ovuşturup sordu. Anlaşılan herkes kurt gibi açtı.
"İbrahim'le konuştuk az önce. Onlar da gelecek. Hepimize yakın bir yer olsun dedik,"
Arabayı sokaktan çıkarıp yola soktu. Elleri direksiyondayken oldukça odaklanmış bir haldeydi. Bu özelliğin seviyordum. Ne? Ben onu abi olarak görsem de görmesem de sevdiğim özellikleri vardı. İşlerini titizlikle yapardı.
"Yani nereye gidiyoruz?"
Macit gülerek cevapladı. "Aşağıdaki sahile gidiyoruz oğlum. Başka neresi var?"
Murat abi gülerek başını salladı. Gerçekten de sahilden başka rahat alan yoktu buralarda. Bir orman, koru gibi yerler hiç yoktu mesela. Oralara gitmek için baya bir yol çekmek gerekiyordu.
"Abi beni evin oradan geçerken bıraksan olur mu?"
Dikiz aynasından önce bana ardından omzuma yaslanmış kardeşine baktı.
"Neyin var, rahatsız mısın?"
"Yok. Sadece çok yorgun hissediyorum. Oraya gelsem bile yarım saate hadi kalkalım deyip duracağım."