15.Bölüm

20.1K 794 92
                                    

Selamlar🎈

Oy vermeyi unutmayın.
Satır arası yorumlarda konuşalım🧡

*Dik yokuşun sonuna ulaştığımızda bizim mahallenin çocuklarıyla karşılaştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*
Dik yokuşun sonuna ulaştığımızda bizim mahallenin çocuklarıyla karşılaştık.
Buraya sık sık araba uğramadığı için genellikle toplanıp buraya gelirlerdi.

Hatta buradaki çocuk parkı, yaz gecelerinde bizim de uğradığımız bir mekandı.

Kucağımdaki çiçek buketine yüzümü yaslayıp derin bir nefes çektim. Güneşin yüzümü yakması şu an için en son istediğim bir şeydi.

"Nasılsınız abla?"

Yanımıza gelen Salih'le başımı yasladığım çiçeğin yapraklarından kaldırdım.
Kolunun altına aldığı topuyla koşarak yanımıza gelmişti.

"İyiyiz ablacığım, sen nasılsın?"

"İyiyim. Biz de arkadaşlarla futbol oynuyorduk. Emir gelmiyor hiç,"

Aynı okulda okumasalar da mahallede iyi arkadaşlıkları vardı. Fakat Emir oldu olası mahalle oyunlarına pek çıkmazdı. Daha çok ev, bilgisayar kafasındaydı.

"Emir'i biliyorsun canım. Ara sıra kafasına eserse çıkıyor. Ben eve gidince senin hatrına yine söylerim, belki gelir."

Gülümseyerek elimi kıvırcık saçlarına attım. Parmaklarımı kıpırdattığım esnada geriye kaçtı.

"Abla bozuyorsun ya. Tezahürat yapan kızlara ayıp olacak şimdi. Uyandığı gibi gelmiş diyecekler,"

Kolunun altındaki topu bacaklarının arasına sıkıştırıp, karıştırdığım saçlarını düzeltti.

"Allah Allah, kızlar öyle mi diyormuş? Hiç de öyle değil bir kere. Benim yakışıklılarım gayette bakımlı!"

Nazlı öne çıkıp Salih'i kolunun altına çekip yanağından makas aldı. O esnada diğer çocuklar seslenmişti.

"Salih, hadisene oğlum! Kaç saattir topu bekliyoruz,"

Salih, Nazlı'dan kurtulup yere düşen topunu aldıktan sonra bize el sallayıp arkadaşlarının yanına döndü.
Mehtap'ın evi hemen ileride kalıyordu. Yürümeye devam ederek iki dakika içinde binanın önüne varmıştık.

💭
"Ne iyi ettiniz de geldiniz kızlar,"

Mehtap, elindeki tepsiyle çayları dağıtırken, geldiğimiz için mutlu oluşundan bahsediyordu.
Gelir gelmez bizi sıcacık karşılamış, verdiğim çiçeği görünce çok sevinmişti.

"Hazırlık yapma demiştim Mehtap, doldurmuşsun tabakları."

Çatalıma taktığım sigara böreğinden bir ısırık alırken lezzetinden daha fazla konuşamadım.
Hazırladığı her şey mükemmeldi çünkü.

"Olur mu öyle şey? Evime ilk kez gelmişsiniz, bir şey hazırlama diyorsunuz!"

Yalandan azarlamasıyla hepimizi güldürmüştü.

FERAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin