"Soobin ne olduğunu anlatsana"
"Yeonjun'u aldığım şerefsiz kaçırmış, bir de diyor benim olanı geri alabilirim."
"Soobin sakin ol azıcık halledilir"
"Tabi"
---
Varmaları ile Soobin'in arabadan fırlaması bir olmuştu, adamları da aynı hızda yanına gelmişti.
Kapıyı kırıp içeri daldılar, ne ile karşılaşacaklarını veya ne yapacağını bilmiyordu. Şuan aklındaki tek düşünce Yeonjun'u kurtarmaktı.
Tüm kapıları tek tek açıp içlerine baktı. İçeride kimse yoktu. Odaları kontrol ederken bir adamları bir çocuk bulduklarini söylediler.
"Su konuşamayan abiyi mi arıyorsunuz"
"Evet"
"Gitti ben kaçmasına yardım ettim. Dövüyorlardi.. Ben de ipleri çözdüm o da kaçtı"
"Ne tarafa gideceğini biliyor musun"
"Ben ona dümdüz gidip ormanlık alana girmesini söyledim orada bir ev bulabilir diye"
"Tamam çocuk sağol."
Kaçtığı için biraz daha güvendeydi ama onu bulmuş olma ihtimalleri vardı.
Soobin'in içindeki korku her saniye büyüyordu. Çok hızlı koşuyordu, bir şey sizi gerdiginde karnınız bir ağrı girer, kanınız ısınmış gibi bir şey basar üzerinize, bunu yaşıyordu. Vücudu cayır cayır yanıyordu. Kanı çekilmiş gibiydi.
Ormandaki her yer tek tek aranmıştı. Ama bulamıyorlardı. Hiçbir yerde yoktu. Soobin onu bulmuş olma ihtimallerinden çok korkuyordu. Her tarafa koşmuş adını bağırmıştı. Ama hayır, yoktu. Perişan hale gelmişti.
Herkes pes ediyordu yavaş yavaş. Hava da karardığı için bulmaları çok daha zor oluyordu.
"Beomgyu telefonun çalıyor"
"Duymamıştım, Alo"
"Doğru numara mı, Beomgya" yaşlı bir adamın sesi geliyordu.
"Evet benim, Beomgyu ama"
"Arkadaşınız burada. Benim yanımda güvende"
"Yeonjun mu"
" Evet. Bekle sana konum atarım"
"Soobin bulduk kalk" Beomgyu'nun heyecanlı sesi ile herkes toplanmıştı.
"Neredeymiş"
"Bilmiyorum bir adamın yanındaymış"
"Geldi konum hadi gidelim"
"Her ihtimale karşı önleminizi alıp gidelim."
Soobin telefonu Beomgyu'dan çekip gösterdiği yere koşmaya başlamıştı. Yer düz değildi her an bileğini burkma ihtimali vardı. Hiçbiri umurunda değildi.
Evi gördüğü an daha da hızlandı, kapıyı çaldı, yaşlı bir adam açmıştı arkada da Yeonjun vardı.
"Yeonjun sonunda"
İkisi de ağlıyordu. Bu korku ikisine de cehennem gibiydi.
Sıkı sıkı sarıldılar. Yeonjun Soobin'e iyice tutunuyordu.
"Oğlum hadi ikinizde elinizi yüzünüzü yıkayın içeri gelin oturalım sakinleşin biraz"
Beomgyu ve bri kaç adamı daha gelmişti. Diğerleri arabaları aşağı taraftaki yola getirmekle gorevlendirilmislerdi.
Soobin Yeonjun'u kucaklayıp adamın banyo olduğunu söylediği yere götürdü. Lavabonun üzerine bıraktı ve yüzünü yıkadı, sonra da kendi yüzünü yıkadı.
"Sana bir şey olacak diye çok korktum Yeonjun"
Yeonjun ona sıkı sıkı sarılmıştı. Başını Soobin'in boynuna gömüp öylece durdu. Böyle iyi hissetmişti.
Soobin boynunu, saçlarını, yüzünü defalarca kez öptü.
"Hadi içeri geçelim"
Yeonjun başıyla onayladı ve içeri gittiler.
"Daha iyi misiniz yavrum"
" Evet teşekkür ederim"
"Sevgilin mi bu çocuk"
"Tam olarak sevgilim değil"
"Hmm anladım. Arkadaşın diyeyim o zaman"
"Tamam"
"Biz arkadaşınla önceden tanışıyoruz aslında. Ona beden dilini ben öğretmişti, çocukken." yaşlı adam duraksadı, derin bir nefes alıp Yeonjun'a anlatmasında sakınca olup olmadığını sordu. Yeonjun olmadığını söyledi.
Soobin, Yeonjun'un tüm hayatını öğrenecekti.
----
Evett çabuk buraya yorumunuzu yapın!!!
Bakın sımdi heyecanlı yerde kestim bu bir hafta da bokun yazıp atamam o yüzden merkadan çatlayın seviyorum sizi muah
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bitch, Yeonbin
FanfictionSoobin ihtiyacı olduğunda onu tatmin edecek biri satın almak istiyordu. Hiç dokunulmamış biri... Txt etiketinde #1 Yeonjun etiketinde #1