3

8.6K 746 1.8K
                                    


"Taehyun"

"Efendim"

"Bu kim"

"Nerden bileyim"

"Ben de bilmiyorum"

"Tanistirir herhalde Soobin"

"Galiba"

"Niye konuşmadı hiç"

"Bilmiyorum Beomgyu"

"Bizi duyuyodur demi"

"Evet çünkü bağırarak fisildiyorsun"

"Tamam sus Taehyun çok konuştun"

Beomgyu üzerine doğru eğildigi kocasından uzaklaşıp karşısındaki çocuğu dik dik izlemeye devam etti.

Yeonjun çok gergin hissediyordu. Zaten buraya yeni gelmişti. Daha bir gün bile geçmeden, onu satın alan kişiyi bile adam akıllı tanımadan birileriyle tanışmak için masaya oturtulmuştu.

Gergin hissediyordu.

Önündeki hiç dokunulmamış tabaktan gözlerini ayırmayı düşünmüyordu. Karşısındakinin dik bakışları rahatsız etse de konuşamıyordu bile. Ne yapacaktı?

Birkaç dakika sonra Soobin odaya girdi. Şuan Yeonjun için çok gergin bir hava vardı. Beomgyu içinse gergin ama merak dolu bir havaydı. Taehyun sabırla yemeğini yiyor ve açıklama bekliyordu.

"Neden hiç yemedin Yeonjun?"

Yeonjun kafasını kaldırabilmişti. Soobin'e baktı ve sonra tekrar tabağına döndü çatalını alıp tabaktaki kesilmiş etin bir parçasına batırdı, yavaşça ağzına götürüp çiğnemeye başladı.

"Aferim."

"Eee Soobin?"

"Yemeğini ye Beomgyu."

Soobin'in bu ciddi tonu Beomgyu'yu her seferinde ürkütürdü.

"Ortam fazla gergin, sakinleşin"

Taehyun herkesin söylemek istediğini dile getirmişti.

"Doyduysaniz kalkın. Yeonjun yemek yiyecek"

"Yok doymadık"

"Bitmedi mi ağzındaki Yeonjun?"

Yeonjun lokmasini yutup bir parça daha et aldı. Çok acıkmıştı. Yemeyi çok istiyordu ama karşındaki insanların dik bakışları onu rahatsız ediyordu ve midesinin bulanmasina sebep oluyordu.

Ağzındaki lokma bitince çatalını bırakıp bacaklarının arasındaki telefonu aldı.

Sonra yesem sorun olur mu? Yazdı.

Soobin onun rahatsız olduğunu fark etmişti. Kim rahatsız olmazdı ki?

"Tamam sorun değil" diyip sofradan kalktı.

Beomgyu ve Taehyun hala ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Hepsi sofradan kalkıp içeri geçtiler. Soobin iki kişilik koltuğa oturup Yeonjun'a yanına oturmasını söyledi.

Hepsi oturduğunda Soobin lafa girdi.

"Beomgyu meraktan ölmeden anlatayım. Yeonjun.." duraksadi, ve derin bir nefes alıp tekrar konuştu,

"benim sürtüğüm"

Diğer üçünun gözleri ayrılmıştı. Şaka mı yapıyordu? Dalga mı geçiyordu? Beomgyu ve Taehyun'un şaşkınlığını bir kenara bırakalım, Yeonjun'un atlatamadigi bir şok üzerine yüklenmişti. Ona sevgilisi olarak tanitacagini söylemişti. Ama şimdi "sürtüğüm" demesi beklenmedikti. Sonuçta, o da bir insandı. Onun cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için alınmıştı ama böyle denmesi ona kötü hissettirmisti.

Zaten hassas olan bünyesi, her an ağlamaya hazırdı. Gözleri dolmuştu ve o buna engel olamıyordu. Derin nefesler almaya çalışıyordu. Ama sanki boğazına bir şey oturmuştu. Dolu gözleri Soobin'e döndü, gözlerinde bir şeyler aradi. Ama hayır, aradığı şey yoktu. Söylediği sırada da, söyledikten sonra da yoktu. Ne bir pişmanlık kırıntısı ne de bir hata belirtisi.

Beomgyu'nun gözleri sonuna kadar açılmıştı. Benim Sürtüğüm? Bu nasıl bir hitap şekliydi? Karşısındaki çocuğun dolan ve kırık dolu gözlerini gördü. Bunun için burada olabilirdi ama bunu duymak kime iyi hissettirirdi ki?

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır Taehyun"

"Öyle denir mi Soobin?"

"Bir şeyi olduğu gibi söylemek en iyisidir"

"Tabi. Karşındakini düşünmezsen"

İkisi arasında bir gerginlik oluşuyordu ve bu hissediliyordu. Beomgyu ayağa kalktı, Yeonjun'a lavaboya gitmeyi teklif etti.

Yeonjun kalkıp gitmek istese de Soobin kolundan tuttu ve kalkmasına izin vermedi.

"Lafımı bitirmedim Beomgyu. Ve sen Yeonjun,benden izin almadan bir yere gidemezsin"

Beomgyu tekrar oturduğunda, oradaki herkes Soobin'in böyle davranmasına şaşırıyordu.

"Bitir o zaman çabuk" dedi Beomgyu.

"Dediğim gibi. İşi bu. Konuşamıyor, yani soru sorup cevap vermedi diye boş yapmayın. Telefona yazar okursunuz. Belgeleri verin imzalayayim."

"Şimdi bitti mi lafın Soobin bey?"

"Bitti"

Beomgyu Yeonjun'u da arkasından sürükleyerek lavaboya yürüdü. İçeri girip kapıyı kilitledi.

"Özür dilerim. Sana çok garip davrandım."

Yeonjun gülümseyip 'sorun degil' anlamında başını salladı.

"Soobin normalde bu kadar kaba olmazdı neden öyle yaptı bilmiyorum. Ya bir şeye sinirli, ya da kafası güzel. Üzgünüm"

Yeonjun telefona bir şeyler yazıp çevirdi.

"Sorun değil. Sonuçta beni satın aldı. İhtiyaçlarını karşılamam için. O yüzden ona karşı gelemem"

"İçeri dönmek ister misin"

Yeonjun başını salladı ve çıktılar.

Soobin başta böyle davranmamıştı, ama bundan sonra böyle mi davranacaktı? Ona bağırıp çağırırsa sürekli ağlardı. Korkardı o, hepsine göz yummak zorunda olması onu acınası hale getiriyordu.

Bir sey yapamayacağıni biliyordu. Bu yüzden sabredip görecekti.

-

Nasıl ters köşe yaptımm ya

Soobin pic misin öyle denir mi çok ayıp

My Bitch, YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin