21

3.8K 310 56
                                    

"Valizleri halledin. Üç gün sonra çıkacağız"

"Peki efendim."

Odadan ayrılan çalışanlardan sonra üstümdeki gömleği çıkarıp siyah bir kazak giydim ve uyuyan Yeonjun'un yanına döndüm. Gece yorulduğu için öğle olmasına rağmen hala uyuyordu.

Yanına oturup ellerimi saçlarına daldırdım. Hafif kımıldandıktan sonra gözlerini yavaşça aralamaya başladı.

Gerindi, kasıldı, yüzü acıyla buruştu ve bir kaç dakika boyunca kendine gelmeyi bekledi. Beni fark ettiğinde rahatlamış gibi buruşturduğu yüzünü serbest bıraktı. Dudağını büzüp hafifçe dogrulmayı denedi.

"Güzelim? Acıyor mu" kafasıyla onayladığında dudağına yumuşak bir öpücük bırakıp onu kucağıma çektim.

Kafasını boynuma gömüp tekrar gözlerini kapattı. Uzun süre öyle kalsakta uyumadı.

Uyuyamadığı için sıkılınca doğrulup oturma pozisyonuna geçti. Gözlerini benimkilerle buluşturduğunda omuzlarıma bir yükün çöktüğünü hissettim. Aklımdan zar zor kovduğum her şey tekrar zihnime dolarken bedenim kasılıyordu.

Yıllardır insanlara kapattığım kalbim onun hayatıma girişinden sonra buzlarını kırmaya başlamıştı. Her şey planladığımdan çok farklı gitmiş, henüz başında bile ona olan tavırlarımda değişik bir şeyler olmuştu. Yıllar sonra ilk kez hissettiğim bu iç ısıtan duygular büyük bir kaygı yaratıyordu zihnimde. Mutluluğun hayatıma soktuğu bu kaygı bir insanın delirmesine sebep olacak türdendi. Başına gelebilecek en ufak şey beni korkutuyordu. Ondan uzak olduğum her saniye bu kaygı beynime hücum ediyor ve yıllar boyunca hissetmediğim kaybetme korkusunu tekrar hissetmeye başlıyordum.

Gözlerime değen gözleri yüzümde dolaştı uzun süre. Aklımdaki yüzlerce düşüncenın yok olduğunu hissettim. Kollarını boynuma dolayıp bana sıkıca sarıldığında ağlama ihtiyacı tekrar tüm bedenimi sardı. Bu kadar duygusal bir hale girmemi anlamlandıramıyordum.

"Bebeğim.." dağılmış saçlarını düzeltip ellerimi sıkıca beline doladım.

"Sana çok güzel bir haberim var"

Heyecanla parlayan gözleri ve yukarı doğru kıvrılan dudaklarının ardından kaşlarını kaldırdı.

"Söylemeyeyim mi?"

Kafasını sağa sola sallayıp söylememi bekledi.

"Doktorunla konuştum. Ameliyatını yapabilecek doktorla da görüştüm. Bir kaç gün sonra Amerika'ya gideceğiz."

Bu sefer hayretle açılan gözleri sadece saniyeler içinde doldu. İçimde büyüyen heyecan ve şefkat duygusu yüzümde bir gülümseme yaratırken baş parmağımla gözlerini sildim.

"Sesini duymak için sabırsızlanıyorum"

Yandaki telefona uzanıp hızlıca bir şeyler yazdı. Bir kaç dakika boyunca yazıp sildikten sonra telefonu bana verip göğsüme uzandı.

"Çok şey söylemek istiyorum ama hepsi heyecandan aklımdan uçup gitti. Çok minnettar hissediyorum Soobin. Çok teşekkür ederim. Tekrar konuşabilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor."

Telefonu kapatıp yanımıza bırakırken boştaki elimi saçlarında dolaştırmaya başladım. Mutlu hissediyordum. Hele de Yeonjun'a sahipken mutlu olmamak mümkün değildi.

------

Hiç içime sinmedi bu bölüm ama az çok Soobin'in düşüncelerini gostermek istedim. Tam olarak yapamadım ama ilerideki bölümlerde daha açık olarak ifade edebileceğim diye umuyorum

Ve çok uzun süredir bölüm atamadim çünkü okul açıldı ve yoğunluktan buraya vakit ayıramıyorum. Hem de okul beraberinde bir ton kaygı ve stres getirdiğinden de odaklanıp iyi bir şeyler yazamıyorum çünkü kafamı toparlamak çok zor oluyor.. Anlayış göstereceğinizi umuyorum.

My Bitch, YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin