Yeonjun uzandığı yataktan gecenin çöktüğü bahçeyi izliyordu. Saatlerdir Soobin'in gelmesini bekliyordu fakat evde çıkan kavgadan sonra gitmiş, neredeyse gece yarısı olmasına rağmen geri gelmemişti. Beomgyu'nun varlığına rağmen fazlasıyla sessiz olan evden bunaldığını hissediyordu. Sonuçta Soobin yoktu. Uzun bir süre de olmayacağını bilmek takrar ağlamasına sebep olduğunda hıçkırıklarını bastırmak için kafasını yastığa gömdüğünde aklına dolan düşünceler ağlamasını şiddetlendirirken kendini bırakmıştı.
Soobin'e kızgın değildi, o Yeonjun'un anlamasını beklemişti. Ama Yeonjun gitmesini istemiyordu. Ona yeni alışmıştı, yeni sevgili olmuşlardı ve gittiğinde haftalarca gelmeyecekti.
Aşağıdan gelen bir kaç sesin ardından merdivenlerden gelen sesleri dinledi. Bu sırada kuruladığı gözleri ve zorlayarak durdurduğu ağlamasını belli etmesinden korktuğu için gözleri kapattı.
Açılan kapının ardından içeri giren sarsak adımları dinledi. Gözlerini açmadan düzenli nefesler alıp vermeye çalıştı.
"Yeonjun?"
Duyduğu ses içinde bir ürpermeye sebep olurken kavga ettikleri sırada olan yüksek sesten tamamen uzak, kısık bir fısıltı olarak çıkan kelime kulaklarındaki çınlamayı hemen yok etmişti.
"Uyanıksın biliyorum" ayık olmadığını belli eden sesin ardından yatağa uzandığında Yeonjun'un burnuna ağır bir alkol kokusu dolmuştu. Soobin elini uzattığında parmaklarından yayılan koku da içtiği sigaraların eseri olmalıydı. Yeonjun'un yüzüne gelen saçları ittirip çok ağladığı için şişen göz altlarını okşadı.
"Özür dilerim" gözlerine ve yüzünün diğer kısımlarına bastırdığı dudaklarının sert baskısını bazen saçlarında, bazen çenesinde hissediyordu.
"Güzelim"
Üzerine eğildiği bedenin boynuna ulaşan öpücüklerini sonlandırıp kafasını boynuna yerleştirdi. Kokusunu derince solurken kısık özürler mırıldanıyordu.
"Soobin" Yeonjun dayanamayıp konuştuğunda ellerini saçlarına daldırıp boynuna bastırmıştı. Daha çok hissetmeye ihtiyacı vardı. Hele de uzaklaşacaklarken...
"Neden gideceksin?"
"Aşkım" Soobin nasıl söyleyeceğini bilmediğinden bu soruyu her duyduğunda susuyordu. Yine susup gözlerini kapattığında Yeonjun bir türlü alamadığı cevap ile ellerini geri çekip yan tarafına yerleştirmişti.
"Küsme lütfen. Seni bırakıp gitmeyi ben de istemiyorum ama"
"Ama?"
"Annem Yeonjun. Yıldönümü yaklaşıyor. Babam yüzünden erken gitmek zorunda kalıyorum, başka şansım olsa yemin ederim seni bırakmam bebeğim"
"Ben de gelemem mi?"
"Hayır"
"Biraz daha geç gitsen"
"Öyle bir şansım yok. Lütfen beni affet"
"Küsemedim zaten. Gittikten sonra beni her gün arayacaksın. Her gün, her aradığımda da açacaksın"
"Açacağım bebeğim."
Soobin boynundaki başını kımıldatıp bir kaç öpücük bıraktıktan sonra tekrar dudaklarına yönelmiş, dudaklarının kenarlarında bir kaç öpücük bırakmıştı.
"Aşkım" Yeonjun'un kalbinde şiddetli bir sancıya sebep olan kelimesinin ardından tekrar bir kaç öpücük bırakıp alınlarını birbirine yasladı.
"Sevişelim, lütfen"
Kapandığı dudaklara karşılık ellerini boynuna saran sevgilisinden onay aldığında elleri belindeki tişörtü yukarı sıyırırken hırsla önündeki dudaklara asılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bitch, Yeonbin
FanfictionSoobin ihtiyacı olduğunda onu tatmin edecek biri satın almak istiyordu. Hiç dokunulmamış biri... Txt etiketinde #1 Yeonjun etiketinde #1