5.BÖLÜM

10.5K 401 12
                                    

"Ne anlatacaksın Masal? Beş dakikadır arkandan sürüklüyorsun beni" diye hayıflandım. Beş dakikadır konuşacak yer arıyordu ama sıkılmıştım artık. Bu kadar önemli ne anlatabilir ki?

"Tamam ya. Neyse burda konuşabiliriz" dedi kimsenin olmadığı koridorda durup.

"Evet seni dinliyorum" dedim kollarımı bağlayıp.

"Geçen hafta siz okula gelmemiştiniz ya hani?" dedi yavaş yavaş konuşarak.

"Evet?"

"İşte. Geçen hafta okula üç çocuk geldi. Ayy Maya görmen lazımdı çok yakışıklılardı. Neyse. Bu çocuklar geldiler ama hiç biri derse girmedi. İlk gün geldiler, sadece müdürün odasına girip bir kaç saat oturdular. Sonra da gittiler. İkinci gün aralarından en yakışıklı olan tekrardan geldi ama gene derse girmeden müdürle konuşup gitti" dedi nefes almadan.

"Eeee. Bundan ne çıkarmam gerekiyor Masal?" dedim anlamayarak. Eliyle kafama hafif bir şekilde vurdu.

"Çok salaksın Maya. Kızım okulumuza taş gibi çocuklar gelecek diyorum. En yakışıklıları kumraldı. Senin kumral sevdiğini bildiğim için çok kesmedim. Yanındakilerde fena değildi yani" dedi sırıtarak.

"Masal sana ne oldu böyle birden bire ya. Sen bu kadar meraklı değildin" dedim gülerek.

"Ah ah. Onları sende görseydin emin ol seninde dibin düşerdi. Seninki var ya... kumral olan yani. Çocuk taş gibi. Yüzü de en az vücudu kadar sert" dedi sırıtarak. Kahkaha atarak koluna girdim ve sınıfa doğru çekiştirmeye başladım.

"Of Masal of. Birileri fena tutulmuş anlaşılan."

"Öyle deme Maya ya. Hala daha gerçek miydi acaba diye düşünüyorum. Bu hafta hiç gelmediler okula" dedi suratını asarak.

"Asma sen suratını arkadaşım. Senin gibi güzel bir kızın burda olduğunu öğrenseler hemen gelirler" dedim gülerek. O da bana katılınca sırıtarak sınıfa girdik ve yerimize oturduk. Çok geçmeden sınıfa gelen edebiyatçıyla sınıftaki herkes susmuştu.

"Arkadaşlar bugün ders işlemeyeceğim. Okulumuzda genel bir toplantı var. Onun için tüm dersler boş geçecek" dedi. Tüm sınıf sevinç nidaları atarken hoca bunu yarıda keserek konuşmasına devam etti. "Ben sizin böyle başı boş durmayı sevmediğinizi bildiğim için size bir ödev veriyorum" deyip tahtaya konuları yazdı.

Sınıfta bu sefer itiraz nidaları yükselirken hoca hiçbirimizi takmayarak yazmaya devam etti. "Evet. konular bunlar. Herkes tek başına yapacak. bugün beşe kadar vaktiniz var. Sizin yerinizde olsam bir an önce konumu seçip kütüphaneye giderdim" dedi ve sınıftan çıktı.

"Lanet olsun. Bu adamdan nefret ediyorum. Ne olurdu sanki bu ödevi bugün vermeseydi?" diye söylenen Masala döndüm ve ona katıldığımı belli eder şekilde başımı salladım.

"Ama söylenmemizin bir faydası yok değil mi? Bir an önce konuları alalım da gidelim" dedim.

Konularımızı yazdıktan sonra eşyalarımızı alıp kütüphaneye gittik. Masal lavaboya gideceğini söyleyip eşyalarını bırakarak gitti. Bende bilgisayarı açıp bir an önce konuyu araştırmaya başladım. 'Cumhuriyet dönemi halk şiiri ve şairleri' Ne kadar güzel bir konu değil mi? İnternet sayfasında bir kaç şey bulup kopyaladım. Başka sayfaları kontrol ederken Masal koşarak yanıma geldi.

"Ne oldu sana böyle?"

"O-onu gördüm" dedi nefes nefese.

"Kimi? Kimi gördün?"

"Sabah anlattığım çocuğu. Okula gelmiş. Bizim sınıftan çıkarken gördüm" dedi heyecanla. Gözlerimi devirip önüme döndüm.

"Of Masal bir şey oldu sandım bende. Neyse hadi ödevini yap artık."

"Ama..."

"Aması falan yok. Akşama kadar yetiştirmemiz lazım. Hadi" dedim ve ödevime devam ettim. Oda daha fazla konuşmadan başka bilgisayardan ödevini yapmaya başladı.

Adını Sen KoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin