9.BÖLÜM

9K 373 10
                                    

Tüm dersler sıkıcı bir şekilde geçtikten sonra eve gitmek için hazırlanıyorduk. Son anda aklıma gelen şeyle alnıma vurdum.

"Ödev. Anıl ödevi vermeyi unuttuk çabuk" dedim ona dönerek. Ağzında bir küfür homurdanıp hızlı adımlarla sınıftan çıktı.

"Nereye gitti o öyle?"diye sordu Masal.

"Ödevi onun arabasına koymuştuk. Alıp gelecek" dedim yerime oturarak.

"Peki. Ben kaçtım o zaman. Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz canım" dedim ve arkasından el salladım.

Beş dakika geçmişti ama Anıl hala gelmemişti. Onu beklerken karşımda edebiyatçıyı görünce şaşırdım.

"Evet Maya. Ödev?" diye sordu.

"Anıl arabadan almaya gitti ama henüz gelmedi" dedim.

"Burada bekliyorum Maya" dedi ve sandalyeye oturdu. "Beş dakikan var."

"Tamam hocam" deyip koşarak sınıftan çıktım. Sabah arabasının olduğu yeri gördüğüm için avantajlıydım. Hızla o tarafa yönelip koştum. Gördüğüm manzara karşısında biraz afallayıp kalsam da hızla yanına gittim.

"Ne oldu sana böyle?" diye sordum telaşla. Ağzı yüzü kan içinde arabasına yaslanmış bir vaziyette oturuyordu.

"Önemli bir şey değil. Ödev arabada al, götür" dedi. Zorlukla konuştuğu her halinden belliydi. Arabadan ödevi alıp geri yanına eğildim.

"Hemen geleceğim. Bekle burada" deyip koşarak sınıfa döndüm. "Buyurun hocam" diyerek ödevi eline tutuşturdum ve çantamı aldım.

"Buldun mu arkadaşını?" diye sordu.

"Buldum hocam. Buldum" dedim ve koşarak geri Anılın yanına döndüm. Ayağa kalkmış arabasına binmeye çalışıyordu. "Hey! Nereye bu halde?"

"Kendim hallederim bücür. Karışma" dedi ve arabaya oturdu. Hızla yanına gidip kapıyı kapamasına engel oldum.

"Bu halde araba kullanamazsın. Yüzünün halini gördün mü?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Önemli değil."

"Bari bir pansuman yapalım. Mikrop kapacak yoksa" dedim hala inatlaşarak. Bıkkınlıkla direksiyona vurdu ve arkasına yaslandı.

"Yap ne yapacaksan" dedi.

"İlk yardım çantan..." öyle bir baktı ki sustum. "Tamam. Tabi ki yok. Ben revirden bir şeyler alıp geliyorum" dedim ve revire doğru koştum. Pamuk, yara bandı ve tentürdiyot alıp geri döndüm.

Başını kendime döndürerek ilk önce su ve pamukla yüzünü temizledim. Daha sonra tentürdiyot sürdüm ve bandı yapıştırdım. Yüzünün bir kaç yerine bu uygulamayı yaparken o dikkatle yüzüme bakıyordu. Yüzlerimizin ne kadar yakın olduğunu fark edince işimi bitirip geri çekildim.

"Sağol" dedi soğuk bir sesle. Her zamanki öküz işte.

"Önemli değil. Daha iyi misin?" diye sorduğumda başını salladı. "Ne oldu? Biriyle kavga mı ettin?"

"Birileriyle demek daha doğru. Neyse boşver" deyip önüne döndü. Bende elimdeki malzemeleri çöpe atıp çantamı aldım.

"Peki. Görüşürüz o zaman" dedim ve yürümeye başladım.

"Hey! Bücür" diye seslenince arkama döndüm ve onu karşıda gördüm. "Gel seni evine bırakayım. Benim yüzümden geç kaldın" dedi.

"Benim bir adım var. 'Maya'. 'Hey' ya da 'bücür' diye seslenmene gerek yok."

"Ama ben öyle seslenmek istiyorum" dedi alayla gülerek.

"Ama ben öyle seslenmeni istemiyorum" dedim biraz daha yaklaşarak. O da bana doğru bir adım attı ve tam dibime girdi.

"Hm. Ben istediğimi söyleyeceğim sanırım" dedi. Bakışları bir anda dudaklarıma kayınca kalbim duracak sandım. Biraz daha yaklaştığı sırada telefonum çalınca geri çekildim. Boğazımı temizleyip titreye ellerimle cebimden çıkardım.

"Pamir?"

"Neredesin sen?" dedi biraz kızgın bir sesle.

"Okuldayım" dedim Anıla bakarak. Biraz uzaklaşmış arabasının yanında dikiliyordu. "Biraz işim vardı. Geliyorum şimdi. Bir şey mi oldu?"

"Üşütmüşüm sanırım. Bana içecek sıcak bir şeyler al gelirken" dedi.

"İyi misin? Ben hemen geliyorum" dedim telaşla ve Anılın arabasına yürüdüm.

"İyiyim telaş yapma. Sadece gel bir an önce" dedi ve telefonu kapattı.

"Teklifin hala geçerli mi?" dedim Anıla bakarak. Başını sallayıp arabaya binince bende diğer tarafa geçip oturdum. Kemerimi taktığım gibi arabayı çalıştırdı.

"Önce bir markete gidip çorba almam lazım. Daha sonra da eczaneden ateş düşürücü falan" dedim.

"Ne o sevgilin için endişelendin mi?" dedi bana bakarak.

"Ne? Ne sevgilisinden bahsediyorsun sen?" dedim şaşkınlıkla.

"Konuştuğun sevgilin değil miydi?"

"Saçmalama o benim ikizim ve şu an havale geçirme riski olabilir" dedim. Evet Pamir çocukken bir hastalık geçirmişti ve çok kolay bir şekilde ateşi yükselip havaleye sebep olabiliyordu.

Gözlerini bir saniye kadar yoldan ayırıp bana baktı. Daha sonra önüne dönüp daha da gaza yüklendi. Bir marketin önüne geldiğimizde hızla girip bir kaç çorba aldım ve çıktım. Anılda elinde eczane poşetiyle arabaya biniyordu. Hızla arabaya binip evin adresini verdim ve yola koyulduk.

"Evin önüne geldiğimizde çantamdan anahtarı bulup kapıyı açtım. "Pamir? Pamir neredesin?" diye seslendim odasına doğru giderken. Odasına girdiğimde terler içinde yatağında yatıyordu. Yanına yaklaşıp elimi alnına koydum. "Yanıyorsun sen" diye mırıldandım.

"Pamir?" Arkamdan gelen sesle Anıla döndüm. Şimdi nereden tanıştıklarını düşünemeyecektim.

"Orada dikileceğine bana yardım etmeye ne dersin? Banyoya sokmamız lazım" dedim. Hızla yanıma gelip Pamiri kaldırmama yardım etti. Banyoya girdiğimizde ben suyu ayarlamaya çalışırken o da Pamirin üstünü çıkarıyordu.

"Ben hallederim gerisini. Sen temiz kıyafetler getir" dedi Anıl. Başımı sallayıp banyodan çıktım ve temiz eşyalarını çıkarıp yatağının üstüne koydum. Daha sonra mutfağa yönelip çorbayı yapmaya başladım.

On dakika sonra çorbayı bir kaseye doldurup tepsiye koydum ve odaya yöneldim. Kapıyı tıklattıktan sonra Anılın sesiyle odaya girdim. Pamir hazırlanıp yatağına yatmıştı ve Anılla gülerek sohbet ediyorlardı.

"İyi misin?" dedim yanına oturduğumda. Elimi alnına koyup ateşini ölçtüm.

"İyiyim. sorun yok" dedi gülümseyerek.

"Tamam. Hadi çorbanı da iç dinlen biraz" dedim ve çorbayı içirmeye başladım.

Çorbasını bitirdikten sonra ilaçlarını da verip odadan çıktık.

"Ben gideyim artık" dedi Anıl. Tepsiyi mutfağa bıraktıktan sonra geri yanına döndüm.

"Peki."

"Görüşürüz" dedi ve arkasını döndü.

"Anıl" diye seslendim kapıdan çıkmadan. Bana dönüp baktığında yanına gidip ona sarıldım. "Teşekkür ederim. Her şey için" dedim. Biraz afallasa da elini belime koydu.

"Rica ederim" dedi. Geri çekilip yüzüne baktım.

"Şey. Ben bir anda öyle şey yaptım" dedim saçmalayarak.

"Önemli değil" dedi gülerek. "Ben gideyim artık" dedi ve evden çıktı.

Bende mutfağı temizledikten sonra son kez Pamiri kontrol ettim. Ateşi düşüyordu yavaş yavaş. Sessizce odasından çıkıp kendi odama yöneldim. Pijamalarımı giydikten sonra yatağıma yattım. Gözlerimi kapadığımda önüme gelen kahverengi gözleri yok sayarak uyumaya çalıştım.

Adını Sen KoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin