Karşımdaki iki serseri bana doğru geliyordu. Ne yapacağım hakkında gerçekten hiçbir fikrim yoktu. Ne diye çıktım ki dışarı zaten. Hemde bu kıyafetle. Kahretsin.
"Kayıp mı oldun güzelim?" dedi sarışın uzun boylu ve bir o kadar da yapılı olan. Ben konuşmadan onların ritminde geri geri gidiyordum.
"A-a. Kaybolan bir ceylan. Yardım ister misin?" dedi bu sefer esmer olan.
"H-hayır" dedim titrek sesimle. Konuşmam hoşlarına gitmiş gibi daha çok sırıttılar.
"Vaay. Konuşabiliyorsun demek."
"Ne istiyorsunuz? Bak ben burada yaşamıyorum. Nişanlıma geldim ve sizi görürse çok fena olur" dedim korkutmaya çalışarak ama bu söylediklerimle sadece kahkaha attılar.
"Yaa. Nerede o zaman nişanlın? Seni bu kıyafetle dışarı gönderiyor? Biz neden göremiyoruz?"
"Burada." Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Anıl. Ah şükür. Sonunda bir işe yaradı. "Nişanlısı benim. Bir problem mi var?" diye sordu kaşlarını çatarak. Bu arada beni arkasına çekmeyi ihmal etmemişti.
"Vaar" dedi esmer olan. "Kız hem nişanlın hemde bu şortla dışarı da bir de burada gezdiriyorsun. Bakarız tabi."
"Sanane lan" diye kükredi resmen. Ellerini yumruk yapıp onlara doğru yürüdü. "Ne isterse onu giyer" deyip yumruğunu suratına geçirdi. Esmer olan yere düşerken sarışın o sırada Anıla bir yumruk geçirdi. Ani bir refleksle çığlık atarken Anıl çoktan çocuğu yere sermişti. "Şimdi siktir olup gidin lan" dedi ikisine de bakarak.
Yerden kalktıktan sonra ikisi de koşarak gitti. Rahat bir nefes alıp arabaya yaslandım. Tam kurtuldum derken Anıl sinirli gözlerle bana bakmaya başladı.
"Ne bok yemeye geziyorsun burada?"
"B-ben hava almak istemiştim."
"Sıçtırtma lan havana. Altına kıçını zor örten bir şortla gezemezsin burada" dedi bağırarak.
"Sanane ya sanane. Ne ilgilendiriyor ki seni? Alt tarafı bir şirket için birlikteyiz. Ne giydiğim seni ilgilendirmez. Kimin yanından geliyorsan git onun kıyafetlerine karış" dedim bende bağırarak. Şaşkınca bana bakıp alayla güldü.
"Haa. Sen kıskandığın için böyle yapıyorsun" dedi.
"Yaa. Çok kıskandım. Siktir git Anıl" deyip yanından geçmeye çalıştım ama kolumdan tutup geri arabaya yasladı. Bu sefer kendiside üzerime eğilip iyice yakınlaştı.
"Birincisi bir daha bana küfür edersen çok kötü şeyler olabilir. İkincisi oyundan da olsa sen benim nişanlımsın. Ben yanımda bu kıyafetle kız gezdirmem. Bir daha böyle bir şey giymeyeceksin. Şimdi bin arabaya" dedi ve üzerimden çekildi. Bende kendime geldikten sonra arabaya bindim. Hiç konuşmadan sadece yolu seyrettim.
Kendisi istediğiyle yatıp kalkarken sorun değil ama benim şort giymem sorun. Bir şey söylememiş olmam tabi ki de kabul ettiğim anlamına gelmiyordu. Benim ne giyeceğim onu ilgilendirmez.
Araba durunca ondan önce davranıp indim ve eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan gelip bir anda elimi tutunca sinirle ona baktım.
"Annem" deyince olayı anladım.
"Neden annene gerçeği anlatmıyoruz? Umutlanıyor boş yere kadıncağız."
"Çünkü benim gerçekten evlenmemi istiyor. Bu yaşta değil belki ama istiyor işte. Bunun bir oyun olduğunu söylersek hayatta böyle bir şeye izin vermez" dedi. Ah keşke bilsen Sanem teyze de izin vermesen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...