Sabah telefonumun değişik zil sesiyle gözlerimizi açtık. Ben telefonumu ararken Masal bana sövmekle meşguldü. Kendisi gece yatarken telefonunu sessize aldığı için böyle bir problemle karşılaşmıyordu tabi.
"Efendim." Sonunda telefonu bulunca cevapladım.
"Maya ben Sanem teyzen kızım" dedi karşıdaki ses. Sanem teyze... Sanem teyze... Anılın annesi Sanem teyze.
"Nasılsın Sanem teyze?" dedim bozuntuya vermeden.
"İyiyim yavrum. Sen nasılsın? Uyandırmadım inşallah." Valla çok güzel uyuyordum ama mahvettin be sanem teyze.
"Yok Sanem teyze önemli değil. Bir şey mi diyecektin?"
"Evet kızım. Sizi kahvaltıya davet edecektim. Hep birlikte bir kahvaltı yapalım hem düğün işini de konuşuruz." Düğün mü? Nerede çıktı ya? Biz sadece nikah yapacaktık. Bu kadının dünyadan haberi yok arkadaş. Anılla bir an önce konuşup halletmem lazım bu konuyu.
"Tamam Sanem teyze geliriz biz bir kaç saate."
"Tamam kızım görüşürüz."
"Görüşürüz" dedim ve telefonu kapattım. Neden Sanem teyzeye gerçekleri anlatmıyorlar. Kadıncağız her şeyin bir oyun olduğunu bilse belki de böyle davranmayacak ama. Neyse ya.
Yataktan kalkıp banyoya yürüdüm. Saçlarımı ıslanmaması için tepeden topladıktan sonra yüzümü yıkadım. Havluyla kurulanıp tekrardan aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Biraz dağıtıp kendi halinde bıraktım ve banyodan çıktım.
"Kimmiş arayan?" dedi Masal banyodan çıktığımı görünce. Uyanmış yatağı topluyordu. Dolabıma yönelip ne giyeceğime bakmaya başladım.
"Sanen teyze."
"Neden?"
"Kahvatıya davet etti. Düğün konusunu konuşacakmış" dedim. Turkuaz bir şort ve beyaz sıfır kol gömleğimi çıkarıp dolabı kapattım.
"İyi de siz sadece nikah yapmayacak mıydınız?" dedi o da şaşırarak.
"Evet ama annesinin hiçbir şeyden haberi yok. Bu evliliğin gerçek olmadığını bile bilmiyor."
"Neden söylememişler kadına?"
"Bilmiyorum. Bugün öğreneceğim. Neyse. Sen Pamiri uyandırır mısın? Sonra gel sende hazırlan."
"Pamiri uyandırırım da ben sizinle gelemem. Öyle aile yemekleri falan bana göre değil" dedi ve odadan çıktı. Kendi kendime gülerken üzerimdekileri çıkardım ve şortumla gömleğimi giydim. Gömleği şortumun içine soktuktan sonra aynaya bakıp son kez saçlarımı kontrol ettim. Dağılmamışlardı. Makyaj yapmayı sevmediğim için yapmayacaktım.
Siyah çantamı alıp odadan çıktım. Mutfağa doğru yönelirken çantamı portmantoya bıraktım. Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzarayla öksürdüm.
"Öhö öhö." Pamir ve Masal tam öpüşeceklerdi sanırım ama benim sesimle ikisi de bana döndü. "Günaydın."
"Günaydın" dedi Pamir sinirli bir sesle. Onu umursamayıp masaya oturdum. Bir bardak su içtikten sonra tekrar ayaklanıp mutfaktan çıktım. Turkuaz siyah karışımı spor ayakkabılarımı giyerken içeri seslendim.
"Ben hazırım hadi çıkalım artık."
"Tamam" dedi Pamir ve mutfaktan çıktılar.
"Ben gelmiyorum sizinle. Beni bırakabilecek misiniz?" dedi Masal.
"Neden hayatım? Sende gelseydin."
"Yok ben gelmeyeyim. Belki konuşmak istedikleri özel şeyler vardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...