Yüzüme vuran aydınlıkla yüzümü buruşturup diğer tarafa döndüm. Burnum sert bir şeye çarpınca yüzümü daha da buruşturdum. Gözlerimi açıp çarptığım şeye bakınca Anılın çıplak vücudu olduğunu gördüm. Sadece kalçalarına kadar örtülü olan yorgan vardı üzerinde. Başımı geri çekip sırt üstü yattım. Anılın ısrarları üzerine uzun bir süre sonra yaşanan geceden sonra üzerimizi giymeden uyuya kalmıştık.
Gözlerimi ovuşturduktan sonra açtım. Kış olmasına rağmen oda gün ışığıyla aydınlanmıştı. Etrafa bakındıktan sonra doğrulup bana yakın olan Anılın tişörtünü alıp üzerime geçirdim. Sessizce yataktan çıkıp banyoya girdim. Aynada dağılmış saçlarımı görünce yüzümü buruşturdum ve aynanın önünden çekildim. Tişörtü üzerimden çıkarıp çamaşır sepetine attıktan sonra duşakabine girdim.
Sarhoş olduğum geceden bahsedecek olursak o gecenin üstünden üç ay geçmişti. Evet. Tam tamına üç ay. Ve o üç ayın ilk haftası Anılın bize yapmadığı kalmamıştı. Tabi ben ve Su iki kişi tarafından azarlanırken Masal gene her zamanki şansıyla bir kişi tarafından azarlanmıştı. Hadi Anılın Oğuzdan haberi yoktu kardeşi olduğu için azarlıyordu. Benim bir kocam olmasına rağmen ikizimden de azar işitiyordum.
O geceden sonraki hafta erkekler yani kocam, ikizim ve arkadaşım bize inat olsun diye gece dışarı çıkıp içmişlerdi. O da yetmezmiş gibi özellikle kızların çoğunlukta olduğu bir barı seçmişlerdi. Tabi ki gece, bizim erkenden onları basmamızla bitmişti. O gece ne kadar tartışsak da sonradan olay tatlıya bağlanmıştı.
Erkeklerin sarhoş olduğu gece Oğuz, Suyu sevdiğini bağıra bağıra söylemişti ama Anıl sarhoş olduğu için hatırlamıyordu. Sarhoşken verdiği tepki ise sadece gülmek olmuştu. Hem de kahkahalarla gülmek. O geceden sonra Su'da olan nokta kadar cesarette kaybolmuştu. Abisine söylemekten eskisinden daha fazla korkuyordu. Ona cesaret vermeyi çok istiyordum ama ben bile sonrasında nasıl sakinleştireceğimi bilmiyordum.
İşim bittikten sonra saçlarımdaki suyu sıkıp bornozuma sarıldım. Saçlarımı da havluyla sarıp aynanın karşısına geçtim. Dolaptan kremlerimi alıp sürdükten sonra banyodan çıktım. Anıl uyanmıştı ama odada yoktu. Dolaba yönelip eşyalarımı seçmeye çalıştım. Bugün hava soğuktu. Geniş boğalı sütlü kahve örgü desenli kazağımı ve siyah dar paça pantolonumu çıkarıp yatağa koydum. Çamaşırlarımı seçerken belime dolanan kollarla irkilsemde Anılın kokusunu aldıktan sonra gülümsedim. Başını boynuma sokunca bende ona yaslanıp daha fazla yer açtım.
"Günaydın" dedi boynuma öpücük kondurup.
"Günaydın" dedim ellerimi belimdeki kollarına sarıp.
"Çok güzel kokuyorsun" diye fısıldadı boynuma doğru. Belimdeki kollarını sıkıştırıp iyice kendine çekti. "Bence geceye devam etmeliyiz."
"Okula gitmemiz lazım" dedim kollarını belimden ayırıp.
"Onun dışında her şeyi yapmamız lazım zaten" diye homurdanıp geri çekildi. Ona yaklaşıp boynuna sarıldım.
"Emin misin?"
"Olmalı mıyım?" dedi o da tek kaşını kaldırıp.
"Yapma şunu" diye söylenip omzuna vurdum.
"Neyi?"
"Kaldırma şu kaşını" dedim. İnanılmaz çekici oluyordu öyle yapınca. "Zaten yakışıklısın."
"Hmm" diye mırıldandı ve muzipçe sırıtıp ellerini belime sardı. "Onu da ekleyince ne oluyorum peki?"
"Daha fazla karizmatik" dedim.
"Ve?"
"Başka bir şey değil" dedim kızararak.
"Yalancı. Kızardın" dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...