Medyada Anılın annesi Sanem...
Sabah bacaklarıma esen hafif rüzgarla üşüyüp biraz daha yorgana sarıldım. Yaz gelmesine rağmen havanın serin olması da şaşırtıcıydı. Yorgana sarılmam bile ısınmama yetmemişti. En sonunda pes ederek yataktan kalktım. Masal her zamanki gibi benden erken kalkmıştı. Belki kahvaltıyı bile... Ah Sanem teyze. Kahvaltı. Of...
Hızla banyoya girip hızlıca elimi yüzümü yıkadım. Kurulandıktan sonra odaya girip dolaptan buz mavisi önü kısa arkası uzun üzerinde pembe ufak çiçekleri olan elbisemi çıkardım. Üzerime geçirdikten sonra ince siyah kemerini taktım. Siyah topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra aynada kendime baktım.
Elbisemin biraz kısa olması dışında bir problem yoktu. Gayet hoş görünüyordum. Aynanın karşısına oturup maşayı prize taktım. Isındıktan sonra saçlarıma hafif şekil verdim. Sadece eyeliner ve rimel sürdükten sonra hazırdım. Küçük siyah çantamı ve telefonumu aldıktan sonra odadan çıktım. Mutfaktan gelen seslerle oraya yöneldim.
"Günaydın" dedim masanın etrafında oturanlara. Anıl gözlerini büyüterek, Pamir ağzındaki suyu püskürterek, Masalsa sırıtarak bana bakıyordu.
"Günaydın tatlım."
"Elbisenin geri kalanı nerede lan?" dedi Pamir. Anılda onaylarcasına başını salladı.
"Of Pamir karışmasan. He? Olmaz mı?"
"Olmaz efendim. Git değiştir üstünü" dedi onu umursamadan Anıla döndüm.
"Annenler bizi bekliyor hadi gidelim."
"Üstünü değiştirmeden hiçbir yere gidemezsin. Anıl sende bir şey söylesene kardeşim."
"Ne söyleyebilirim ki abi?" dedi beni süzerek. "Sen varken..."
"Tüm yetki sende kardeşim. Söyle istediğini" dedi tüm yetkiyi Anıla vererek.
"En son başına gelenleri tekrardan yaşamak istemiyorsan git değiştir üstünü" dediğinde en son o eve gittiğimde başıma gelenler aklıma geldi.
"Yalnız dışarı çıkmayacağım için sorun yok. Hadi çıkalım" dedim ve arkamı dönerek mutfaktan çıktım.
"Allahım sen bana sabır ver. Bu kız beni delirtecek" diye tısladı Pamir arkamdan. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu. Dışarı çıkıp Anılın arabasının yanında beklemeye başladım. Beyefendi arabasız yaşayamadığı için dün evlerine uğradığımızda almıştı. Bir süre sonra o da evden çıkıp arabayı açtı. Arabaya binip onun gelmesini bekledim.
"Benimle evliysen giyindiklerine dikkat etmelisin" dedi arabaya biner binmez.
"Neden? Bence çok garipsenmiyordur. Sonuçta benden önce takıldıkların daha kötü giyiniyorlardı."
"Sen kendini onlarla bir mi tutuyorsun?" dedi sinirle.
"Tutmuyorum işte. Tutsaydım onlar gibi olurdum" dedim bende sinirle ve önüme döndüm. O da daha fazla bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.
Evin önüne geldiğimizde her zamanki yerine park etti arabayı. "Annemi bil..."
"Biliyorum Anıl. Belli etmeyeceğim" dedim gülümsemeye çalışarak. Başıyla onayladıktan sonra ikimizde arabadan indik. Kapıya doğru yürüyüp yavaşça çaldım.
"Hoşgeldiniz" diyerek ikimize birden sarıldı Su.
"Hoşbulduk canım" dedim bende ona sarılıp ama Anıl kollarından kurtulup içeri girdi. Arkasından bizde kapıyı kapatıp içeri girdik.
"Gün-aydın" dedim kekeleyerek. Çünkü şu an Sanem teyze Anılı karşısına almış bağırıyordu.
"Nasıl yaparsınız böyle bir şeyi? Maya. Nasıl kabul ettin kızım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...