"Ya. İyiyim ben çıkmak istiyorum şu lanet hastaneden."
"Anıl izin verir misin? Doktor işini yapsın."
"Hayatım. Yavrucum. Ben iyiyim. Yeter kontrol ettikleri." Neredeyse bir saattir doktorun kontrolü yapabilmesi için Anıla yalvarıyorduk. Ama beyefendi sıkıldığından başka bir şey demiyordu. Onun yanında bana söylediği ama hala alışamadığım sözcükler... Ah o sözcükler... En sinirli anımda bile işe yarayıp beni rahatlatabilirdi. Kontrolü elinden bırakma Maya.
"Anıl. Hadi hayatım. Bak daha uyandığın 24 saat bile olmadı ama sen istiyorsun diye hastaneden çıkıyoruz zaten. Hadi aşkım son kontrol."
"Of iyi be. Hadi yap ne yapacaksan" diye çemkirdi doktora. Gözlerimi belerterek ufak bir uyarıda bulundum ama sadece omuz silkmekle yetindi. Sonunda hemşire yanına gidip kolundan kan almıştı bile.
"Bu kadar. İster çıkabilirsiniz ister sonuçlar çıkana kadar bekleyebilirsiniz."
"Bu kadar mıydı yani?" Doktor başıyla onayladıktan sonra odadan çıktı.
"Evet hayatım bu kadardı. Ne kadar abarttın değil mi?"
"Sen gelsene buraya. Abartmak nasıl olurmuş göstereyim" deyip kolumdan tuttu ve kendine çekti. Tam öpeceği sırada kapı açılınca küfrederek uzaklaştı. Bende ayağa kalkıp toparlanmaya çalışırken gelenlere bakıyordum. Ama onlar bize hiç iyi bakmıyordu. En azından bir tanesi.
"Aaa hoşgeldiniz. Bende tam birinizi çağıracaktım Anılın yanında durması için. Madem geldiniz ben kendi eşyalarımı toplayayım."
"Ben topladım canım senin eşyalarını" dedi Masal çantayı sallayıp sırıtarak. Ona öldürücü bakışlarımdan yollarken aynısını Pamir de bana yapıyordu.
"Siz bir gidin kahve falan alın kendinize. Hadi" diyerek kovdu bizi odadan. Anlaşılan Anılla ciddi bir konuşma yapılacak.
"Evet. Harika bir fikir. Hadi Masal gidelim biz. Çantayı da koy şöyle" dedim ve kolundan tutup odadan çıkardım. Rahatlıkla derin bir nefes alırken Masal hala sırıtarak bakıyordu. "Ne?"
"Siz olmuşsunuz kızım" dedi. Elimle ağzını kapatıp yürümeye başladım.
"Sussana. Pamir duyacak."
"Duysun ne var bunda?" dedi ellerimden kurtulup. "Merak etme ben onu ikna ederim."
"Hmm. Nasıl ikna edeceksin acaba?" Bu sefer gülme sırası bana geçmişti. Eliyle karnıma vurup uyardı.
"Saçmalama. Fesat şey."
"Ne? Belki ben öyle bir şey ima etmemiştim" dedim sırıtarak.
"Ben neyi ima ettiğini biliyorum Maya. Yürü" dedi ve kolumu çekiştirdi. "Ayrıca öyle bir şey olmadı." Dayanamayıp kahkaha atınca beni bırakıp önden yürümeye başladı.
"Ya Masal. Tamam bekle" dedim ama dinlemeden hızlıca kantine girdi. Dört tane kahve alıp geri yanıma geldi. Bu sefer merdivenleri çıkmak yerine asansörü bekledik. Asansörden indikten sonra odaya doğru hızlıca yürümeye başladı. "Masal. Özür dilerim. Tamam bir şey demeyeceğim. Mas..."
"Şşş. Dinle" dedi. İlk anlamasamda içerden gelen seslerle kulağımı kapıya dayadım.
"Anladın mı? O benim hayattaki en değerli şeyim. Kılına zarar gelirse gözümü kırpmadan öldürürüm seni."
"Anladım kardeşim. Bundan sonra Maya benim karım. Ona zarar gelmemesi için elimden gelenin fazlasını yapacağıma emin olabilirsin."
"Emin olmasam yaşamazdın zaten" dedi son olarak ve ellerin çakışma sesi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...