Gözlerimi yavaş yavaş açarken vücudumdaki ağrılar yüzünden yüzümü buruşturdum. Her yerim felaket şekilde ağırıyordu. Gözlerimi içinde bulunduğum oda da gezdirirken hastanede olduğumu anlamıştım. Hafızamı biraz zorlayınca en son yaşadıklarım gözümün önüne geldi.
"Anıl" diye mırıldandım istemsizce. Yerimden doğrulmaya çalışırken karnıma giren sancıyla geri uzanmak zorunda kaldım. O sırada içeri bir doktor ve hemşire girdi.
"Maya hanım. Uyanmışsınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedi doktor gözlerime ışıkla bakarak.
"İyi" dedim sadece. "Ufak tefek ağrılarım var biraz."
"Bunlar normal. Ama bunun için size bir ağrı kesici vereceğiz. Onun dışında önemli bir şeyiniz yok" dedi gülümseyerek.
"Anıl?" diye sordum tereddütle. Bir anda doktorun yüz ifadesi değişerek hemşireye döndü.
"Szi biraz dinlenin en iyisi" dedi ve çıktı. Hemşire bana yaklaşıp serumuma ağrı kesici olduğunu düşündüğüm iğneyi boşalttı.
"Anıl nasıl? Neden bir şey söylemiyorsunuz?"
"Biraz dinlenin Maya hanım" dedi ve o da çıktı. Neden kimse bir şey söylemiyor? Bir şey mi oldu yoksa? Bir anda kapının açılmasıyla tekrar o tarafa döndüm.
"Maya." Ağlayarak içeri giren Masal ve Pamire bende gözlerim dolu dolu baktım. "Canım. İyi misin birtanem? Bir şeyin yok demi?"
"Ben iyiyim."
"Bizi çok korkuttun" deyip bana sıkıca sarıldı Pamir. Bende ona sarılınca hıçkırıklarımı serbest bıraktım.
"Bende korktum."
"Şşt. Geçti güzelim. Ağlama" dedi saçlarımı okşayarak.
"Anıl. O nasıl?" diye sordum Pamirden ayrılıp. İkisi de birbirine bakıp cevap vermedi. "Ya birbirinize bakmasanıza. Nerde o? Durumu nasıl?"
"Maya. Anılın durumu biraz ağırdı. Şu an yoğun bakımda. Ama iyi olacak" dedi Masal.
"Ona gitmek istiyorum."
"Olmaz. Bu halde..."
"Pamir. Beni ona götürün" dedim ve doğrulmaya çalıştım. İkisi de yanıma gelip bana yardım etti.
"Kucağıma almamı ister misin?" diye sordu Pamir. Başımı olumsuz anlamda sallayıp kalktım. Masal serumumu alırken Pamir koluma girip bana destek olmuştu.
Odadan çıkıp karşıdaki asansöre bindik ve ikinci kata çıktık. Asansör durur durmaz dışarı çıktım ve 'Yoğun Bakım' yazan yere doğru yürüdüm. Cama ellerimi koyup yara bantlarından görünmeyen yüzüne baktım. Ben de hiçbir şey yokken onun böyle olması adil değildi.
"Benim yüzümden" diye mırıldandım gözümden bir damla yaş akarken. "Hepsi benim yüzümden."
"Senin bir suçun yok. Frenleri patlatmış biri. O orospu çocuğunu bulup geberteceğim" dedi Pamir bana sarılarak. Bende ona sarılıp ağlamaya başladım.
"Böyle olsun istemedim."
"Biliyorum güzelim."
"Ben o kıyafeti giymeseydim sinirlenmezdi, kavga etmezdik ve o kadar hızlı gitmezdi. Kaza yapmazdık" dedim hıçkırarak. Pamir bana daha sıkı sarılarak teselli ederken diğer yandan da Masal sarılıyordu. "Ben onsuz yapamam Masal" diye mırıldandım zorlukla. Pamir bu dediğime şaşırsa da bir tepki vermedi. Masal yanağıma öpücük kondurup daha sıkı sarıldı bana.
"Bir şey olmayacak ona. Bak burdan hep birlikte çıkacağız" dedi.
"Yanına girmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Evet gençler sizin ödevleriniz nerde?" diye sordu hoca bize bakarak. "Benimkini bir öküz suya attı hocam" dedim sinirle. "Bir ayı da bana çarparak ödevimi suya düşürdü" dedi bay öküz. "Sensin ayı." ...