Bir zamanlar Dünya' da bilinen 7 diyar varmış. Bunlar; en büyükleri olan Lisentus'un yanında, Antoryum, Guzmanya, Gardenya, Kolyos, Starliçe ve Frezya'ymış.
Her diyarın bir kralı varmış ama en büyük diyar olan Lisentus 'un kralı Marcius tüm kralların kralıymış.
Kral Marcius ile kraliçe Lelia' nın dillere destan bir aşkları varmış. Kral, kraliçeye aşık olmadan önce herkesin korktuğu acımasız bir kralmış. Kendi babası bile onun değil de küçük kardeşinin tahta geçmesini istediği için onu krallığın en ünlü yöntemi olan büyü ile öldürtmeye çalışmış. Lakin başarılı olamamış.
Kral Marcius 23 yaşında tahta , kardeşi ve babasını öldürerek çıkmış. Kral kendisiyle birlikte ağır vergileri, çifte standartları ve ağır cezaları getirmiş. Tüm suçlar ya ömür boyu hapis ya da ölümle cezalandırılıyormuş. Davalara kral bakıyor ve (kendince) yeterli delili varsa hiç acımadan ölüm emri veriyormuş. Özellikle kralın çağın en büyük sorunu olarak gördüğü büyücülüğe asla tahammülü yokmuş. Bir kişinin yakılması için büyücülük ile suçlanması yetermiş. Sürekli savaşlar düzenler, gittiği başka krallıkları fethetmeden dönmezmiş. Çok nadir de olsa bazı krallıklar ile barış imzalar 7 diyar adına kararlar verirmiş. Yine bir gün savaşmak için gittiği başka bir krallık barış teklif etmiş.
İşte orada o krallığın biricik kızı prenses Lelia 'ya aşık olmuş. Prenses Lelia' da ona. Prenses, masmavi gözlere, bembeyaz bir tene ve uzun kıvırcık sarı saçlara sahipmiş. Prenses, kendi krallığı ve 7 diyar da dahil tüm dünyaya güzelliği ve bilgeliği ile nam salmış bir Prensesmiş. Bir Prenses de olsa asla bir Prens'ten farklı olduğunu düşünmeden büyümüş. Annesi ve babası onu böyle büyütmüş. Prenses ancak bir gün kendisi aşık olduğunda evleneceğini söylediğinde de onu onaylamışlar. Prenses, Kral Marcius'a aşık olduğunda onun nasıl bir Kral olduğu konusunda kızlarını uyarmışlar. Oysa Prenses aşkın sihrine inanırmış. Kral Marcius 3 yıl süren hükümdarlığından sonra , dillere destan bir düğünle evlenmiş.
Artık Kraliçe olan Lelia, krallıkta pek çok şeyi değiştirmiş. Ağır vergileri ve çifte standartı kaldırmak için epey uğraşmış. Daha sonra Kral 'ın, kendisinin de hayran olduğu büyücülüğe karşı tavrını değiştirmek istemiş. Bunun için daha fazla çabalaması gerekmiş tabii. Ama seneler içerisinde Lisentus, eski adil, huzurlu günlerine dönmüş.
Kraliçe' nin geldiği ilk yıl yine bir savaş çıkmış ancak bu seferki savaş bir saldırı değil savunmaymış. Kralın daha önce acımasız davrandığı başka diyarlardaki başka krallıklar intikam için gelmişler ve kralın evliliğinin yarattığı meşguliyetten faydalanmak istiyorlarmış. Savaşmayı en az bir asker gibi bilen Kraliçe' de o gün Lisentus krallığı adına ilk kez savaşmış. Savaş kazanılmış ancak halk ağır kayıplar vermiş.
Kraliçe, savaş sonrası krallığın köylerini ziyaret ettiğinde yaşlı ninesi ile yaşayan, 3 yaşında erkek çocuğu Bertus 'u görmüş. Ailesini sorduğunda ninesi Bertus 'un annesini hastalıktan babasını ise son yapılan savaşta kaybettiğinden bahsetmiş. Kraliçe 2 sene boyunca Bertus' u ve ninesini ziyaret etmiş. Bertus, 5 yaşında hayatındaki tek ailesini, ninesini de hastalıktan kaybetmiş. Kraliçe öğrendikten sonra onu krallığa, kendi oğlu gibi büyütmeye karar vererek götürmüş. Kraliçe, 2 Sene sonra da geleceğin kralı, oğlu Prens Tavian 'ı doğurmuş. Tavian' dan 4 sene sonra Prenses Tamara'yı ve ondan 3 sene sonra da en küçük kızı, neşe kaynağı Prenses Trixy 'i doğurmuş.
Prens Tavian, babası tarafından geleceğin kralı olarak büyütülmüş. Kral onu 7 diyarın en iyi eğitmenlerinden dersler aldırarak yetiştirmiş. Tabi kızlarına da kraliçe sayesinde en iyi eğitmenlerden dersler aldırmış.
Prenses Tamara her zaman sessiz sakin bir kızmış. Sanat derslerini daha çok severmiş ve biraz büyüdükten sonra savaş dersleri almak istemediğini ailesine söylemiş ve anlayışla karşılamışlar.
Prenses Trixy ise içlerinde en hareketli kardeşmiş. Hem ablası gibi sanat sever, hem de abisi Prens Tavian gibi savaş dersleri almaktan keyif alırmış. En büyük abisi Bertus 'a da çok düşkünmüş. Zamanının çoğunu Bertus' la geçirir, 7 diyarı sık sık keşfe çıkarlarmış.
Bertus, kral ve kraliçe nin yanında bir prensten farksız büyütülmüş. Ancak tabiki bir prens olmadığını bilerek. Prens Tavian 'ı da çok severmiş, gerçek bir abi gibi ona hep yol göstermeye çalışmış. Ancak Prens Tavian hep kibirli bir çocukmuş. Sanat ve müzik derslerine daha az ilgisi varmış. Bilim ve savaş derslerini çok severmiş. Ayrıca 10-11 yaşlarına geldiğinde savaş alanında hiçbir eğitmeni kendine layık görmemeye başlamış. Kral Marcius, 7 diyarın en iyi eğitmenlerini de getirse, Prens Tavian en fazla birkaç ay onlardan ders alıyor, birkaç ay sonra onları kovuyormuş. Bilim alanında da sadece kütüphanesine güvenir olmuş.
Kral Marcius için bir Prens, bilimi kitaplardan öğrenebilirmiş ancak savaşmayı bir eğitmen olmadan öğrenemezmiş. Bu yüzden Kral savaş için, kovulan her eğitmenden sonra başka eğitmen bulmuş.
Prens Tavian 15 yaşına geldiğinde artık krallıkta kibirli diye anılmaya başlamış. Nasıl her eğitmeni kovduğu dedikoduları diyarda dilden dile dolanmaya başlamış.
Komutan Justus işte tam o sırada 7 diyara gelmiş. Komutan Justus'un kardeşi Jovia, Starliçe krallığında yaşayan ve müzik dersleri alan 16 yaşında genç bir kızmış. Komutan Justus da 21 yaşında askeriyede yetenekleri ile nam salmış başarılı bir askermiş. 21 yaşında olmasına rağmen 5 senedir askeriyede biliniyormuş. Kralla birlikte birçok savaşta yer almış, stratejileri sayesinde pek çok savaş kazanılmış bir Komutanmış. Uzun zamandır da Kral 'ın emriyle başka diyarlara orduları yönetmeye gittiği için Lisentus da bulunmuyormuş. Prens Tavian' ın hiçbir eğitmeni kendine layık görmediği dedikoduları Komutan Justus 'un da kulağına gitmiş tabiki.
Kral Marcius, Komutan Justus' un Starliçe 'ye vardığını öğrendiğinde onu Lisentus' a çağırmış. Komutan, Lisentus'a vardığında kral ondan Prens Tavian 'a eğitmenlik yapmasını istemiş. Komutan başta duyduğu dedikoduların da etkisiyle bunu yapmak istememiş. Çünkü kendisinin bir şanı varmış. 15 yaşında bir çocuk tarafından aşağılanmak zaten kim istermiş ki. Özellikle 16 yaşından beri askeriyede verdiği emekleri göz önüne aldığında bu teklifi kabul etmek istememesi çok doğalmış. Ancak Kraliçe yi kıramamış.
Kabul etmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisentus Kingdom
Fanfiction"Başka bir evrende yeniden başlama imkanımız olsaydı eğer. Yeniden sana aşık olmak, yeniden senin için ölmek isterdim"