"Sayın Prens Tavian, bu taç ile beraber Lisentus Krallığı'nın yasal varisi olmayı kabul ediyor musunuz?"
"Ediyorum."
"Bu tacın gerektirdiği sorumlulukları eksiksiz bir şekilde yerine getireceğinize, halkımızın ve 7 diyarın iyiliği için çalışan veliaht Prens olacağınıza yemin eder misiniz?"
Tavian hızlıca cevap verdi.
"Yemin ederim."
Tören salonu ağzına kadar doluydu. Her krallıktan soylular törene gelmişlerdi. Tavian açık havada halkla yapılması gereken bu töreni kapalı bir salonda yaptığı için pek de pişman değildi. Sonuçta tacını takıyordu ve krallıklar da buna şahitti. Zaten yeterince skandal yaşamıştı ve yorulmuştu, daha fazlasına tahammülü yoktu.
Tavian'ın taç yemini Başrahip tarafından ettirilmiş, taç o sırada tahtında oturan Kral Marcius tarafından başına yerleştirilmişti. Tavian taç başına yerleştirilsin diye eğildiğinde Kral babası ile göz göze gelmemişti. Sadece törenin gereklerinden biri olan Kral'ı yerlere kadar eğilerek selamlamasından sonra tacı almış, sonra misafirlere dönerek en güzel gülümsemesini takınmıştı.
Misafirler arasında göz göze geldiği birkaç kişi arasında elbette Justus'da vardı. Bu sabah kendine gelebilmişti. Bir kahvaltı etmişler sonra hazırlanmışlardı.
Julio da Justus uyanınca yanında olmak için gitmemişti. Jovia'ya mektup yazmıştı ve onu da saraya çağırmıştı.
Julio, Justus uyanana kadar onun küle çevirdiği adama bazı büyüler yaparak birkaç bilgi elde etmişti ama bunlarla ne yapacağını bilmiyordu. Henüz Justus ile konuşma fırsatı da olmamıştı. Törenden sonra konuşacaktı. Tavian, törene Julio'yu ve Jovia'yı da davet etmişti. Ayrıca Julio'ya minnettarlığını da sunmak istiyordu.
Yemin töreninden sonra pek çok kraliyet ailesi Prens'i bizzat tebrik etmişti. Tavian bir sürü formalite gülümsemesinden sonra Justus ve Julio'nun yanına gitmişti.
"Nasılsın?" diye sordu Justus.
"İyiyim ben, asıl sen nasıl oldun? Sabah başın ağrıyordu."
"İyiyim, geçti gibi."
Julio etrafa bakınırken onların masasına doğru gelen, neredeyse bir vampir kadar beyaz tenli, uzun siyah dalgalı saçlı adama baktı. Adam masaya geldiği gibi Tavian ayağa kalktı.
" Abi, nasılsın? "
" Asıl sana sorulmalı bu soru Veliaht Prens Tavian. "
Tavian gülümseyerek ona sarıldı.
"İyiyim abi, biraz gergindim sadece."
"Bunu görebiliyordum. Mutluyum senin adına ama."
Tavian tekrar gülümsedi. Bu adamı gerçekten çok seviyordu. Yogi hızlıca masadakilere baktı,
"Ee tanıştırmayacak mısın beni arkadaşlarınla?"
Tavian ufak bir kahkaha atarak,
"Abi heyecanımı mazur gör olur mu? Hemen tanıştırıyorum." dedi.
"Bu Komutan Justus, benim senelerdir özel eğitimim ile ilgileniyor. Sana bahsetmiştim."
"Komutan, bu da Frezya Kral Yogi. Benim çok sevdiğim bir insandır. Aynı zamanda çocukluk arkadaşım."
"Memnun oldum." dediler ikisi de bir ağızdan ve el sıkışarak.
Ardından Tavian,
"Bu Jovia, Komutan'ın kız kardeşi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisentus Kingdom
Fanfiction"Başka bir evrende yeniden başlama imkanımız olsaydı eğer. Yeniden sana aşık olmak, yeniden senin için ölmek isterdim"
