21-He Learned

11 3 0
                                    

Jovia, abisi odadan çıkar çıkmaz kadim büyü kitabını okumaya başlamıştı. İçinden Julio 'nun, kendisini Justus için feda etmemiş olmasını diliyordu.

Tabiki abisinin ölmesini istemiyordu ama Julio' nun yeri onda bambaşkaydı. Tanıştıkları günden beri ona herkesten çok güveniyordu. Julio 'nun nasıl büyüdüğünü, neler yaptığını da biliyordu. Julio sanıyordu ki, Jovia ona yetenekleri için hayrandı. Bu doğru değildi. Bu hayranlığın tek sebebi onun yetenekleri değildi. Jovia onun yaralı kalbini görmüştü. Yaptığı hiçbir şey için onu suçlamıyordu.

Jovia da annesiz babasız büyümüştü. Ama onun yanında abisi hep vardı. Belli bir zaman sonra evden ayrılıp askeriyeye yatılı gitmiş de olsa her tatilde eve gelirdi Justus. Jovia abisinin birtanesi olduğunu hep bilirdi. Ama Julio 'nun gerçekten kimsesi yoktu. Jovia, zamanla kendisinin onun her şeyi olduğunu biliyordu. Ve Julio' ya hiç söylememiş olsa da onu sonsuz seviyordu. Bir sabah uyanıp onu evinde bulamamaktan senelerdir çok korkuyordu. Çünkü her ne kadar Julio çok güçlü biri de olsa zaman zaman çok yorulduğunu biliyordu Jovia. Bir keresinde onu intihara teşebbüs ederken bulmuştu. O günden beri onu kaybetmekten gerçekten çok korkuyordu. Sevdiğini söyleyip eskisi gibi dost olamamaktan da çok korkuyordu. Onu kaybetme riskini göze alamadığı için hiçbir zaman sevdiğini söylememişti.

Şimdi yaklaşık 5 saat olmuştu ama hala Julio gelmemişti. Güneş doğuyordu. Jovia 'nın içindeki endişeler git gide büyüyordu. Kadim büyü kitabında Ölüler Diyarı ile ilgili yazan her şeyi okumuştu. Ama Ölüm Meleğini ikna etmenin başka yolu yoktu. Julio' yu sonsuza kadar kaybetmiş olma ihtimali aklına geldikçe kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ölüler Diyarında 5 saatten daha fazla zaman geçirirse geri dönmesinin mümkün olmayacağını biliyordu Jovia. Diken üzerinde bekliyordu artık. Çünkü çoktan 5 saat geçmişti.

Oturduğu sırada bir çalarsaat sesi duydu Julio 'nun burda kalan ceketinin cebinden. Hızlıca kalkıp oraya gitti. Cebinde bir mektup vardı Julio' nun. Zaman ayarlı büyü kilidi koyulmuştu. Üzerinde "Jovia 'ya" yazıyordu. Sessizce açtı mektubu Jovia. Ama dizlerinde hiç güç kalmadığını fark ederek yavaşça yere oturdu. Bu onun el yazısıydı. Ne kadar da güzel bir el yazısı vardı. Jovia onun kalem tutuşuna ve yazısına da hayrandı.

Burnunun sızladığını ve gözlerinin dolmaya başladığını hissetti Jovia. Derin bir nefes alarak mektuba başladı. Belki de böyle alabildiği son nefesti bu...

Jovia'm,

Sen bu mektubu okuduğuna göre ben ödemem gereken o bedeli ödemiş, Ölüler Diyarından hiç dönememişimdir.

Senin kadar cesur biri olmayı çok isterdim. Bunları yüzüne söyleyebilmek isterdim. Ama sana söz, eğer dönebilirsem bunları gözlerine bakarak söyleyeceğim.

Hayatıma girdiğin günden beri seni her şeyden çok seviyorum. İyi ki geldin. Beni ben yaptın. Senin hayran olduğun bir insan olabilmek bu dünyada aldığım en güzel ikinci ödüldü. İlki ise senin tarafından sevilmekti.

Şu baştan sona hatalarla dolu hayatımda, tek doğrum sendin. Sana her zaman doğruyu söylemeye çalıştım. Ama söyleyemediğim şeyler var. Kızacaksın biliyorum. Lakin şunu unutma, ne yaptıysam seni korumak için yaptım.

Sen bir büyücüsün Jovia... Doğuştan bir büyücüsün... Benim gibi... Ama çok daha iyisi...

Abin de bir büyücü, hiç fark etmemiş olsa da. O çok güçlü...

Lisentus Kingdom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin