Justus yarım saat kadar sonra uyandığında kendini Tavian 'ın yatağının yanındaki koltuğun üzerinde buldu. Ne olduğunu anlayamadı başta. Başında hala korkunç bir ağrı vardı. Sonra en son hatırladığı şeyin hekime ve kim olduğu belirsiz adamlara Prens' in odasından çıkmalarını emretmek olduğunu hatırladı.
Peki adamlar neredeydi şimdi?
Prens Tavian hala aynı şekilde yatıyordu. Justus o adamların onu büyüyle bayılttıklarını tam o an anladı. İçinden büyücü Julio 'nun yanına gelmesini istedi. Sessizce,
"Julio, neredesin? Sana ihtiyacım var..."
Julio ve Jovia o sırada sarayın gizli odasından almayı başardıkları kadim büyü kitabını boş bir çalışma odasında, Julio' nun onlar için yaptığı kalkanın altında inceliyorlardı. Kilitli aşk büyüsü hakkında bir şeyler arıyorlarlardı. Ve çoktan bulmuşlardı.
Julio, Justus' un yardıma ihtiyacı olduğunu hissetti. Jovia 'ya orada kalmasını kendisinin hemen döneceğini söyledikten sonra Prens' in odasına yol aldı Julio.
Julio odaya girdiğinde Justus 'un koltukta başını tutarak kıvrandığını gördü. Julio telaşla önce Tavian' a sonra yeniden Justus 'a baktı ,
"Ne oldu Komutan?! "
Justus' un içine, Julio' yu karşısında görmesi ile bir ferahlık geldi. En azından o, ona ne olduğunu anlayabilecek biriydi. Justus,
"Ben Prens 'e bakıyordum ve içeriye hekim ile beraber 3 adam girdi. Adamlar Prens' e yaklaşıp bilmediğim dilde bir şeyler mırıldandılar. Büyü yapıyorlardı gözümün önünde resmen. Sinirlenip onlara büyü yaptıklarını ve çıkmalarını emrettim. Ancak sonrasını hatırlamıyorum. Koltuğun üzerinde uyandım. Beni bayıltmak için bir şeyler yapmış olmalılar. Ne olduğunu hatırlayamıyorum . Başım korkunç derecede ağrıyor Julio, bana yardım et "
Julio, Justus 'un başına minik elleriyle nazikçe dokundu. Birkaç saniye bekledi. Ardından bir şeyler mırıldanıp üfledi. Justus' un ağrısı geçmişti. Julio,
"Ağrının sebebi sadece onların size yaptıkları bayıltma büyüsü değil Komutan. Onlar zihninize girmeye çalışmış."
Justus, korkuyla Julio 'ya baktı. Bu adamlar sahiden büyücüydü demek ki. Ve iyi niyetli olmadıkları da kesindi. Ayrıca hekim de bir şeyler çeviriyordu. Belki de senelerdir başka tarafa hizmet ediyordu. Zihnine neden girmek istemişlerdi ve bunu başarabilmişler miydi bilmiyordu. Julio sanki yine onun aklını okur gibi konuşmaya devam etti,
"Merak etmeyin başaramamışlar. Güçlü bir zihniniz var. Lakin bunu başaramamalarının tek sebebi zihninizin güçlü oluşu değil Komutan. Zihniniz çok karışık. Girmeye çalışan herhangi birinin geri çıkabileceğini sanmıyorum. Ve evet size söylemiştim, benim hislerim yanılmaz. O hekimi ilk gördüğüm andan beri iyi şeyler hissetmiyorum ona karşı. "
Julio derin bir nefes verdi ve devam etti,
"Zihninize dönersek, neden bu kadar karışık olduğunu sorabilir miyim?"
Justus adamlar gelmeden önceki gördüklerini hatırlayarak konuşmaya başladı ,
"B-ben Prens 'in yakasında parlak siyah tozlar gördüm. Gece orada değillerdi. Hekim günün ilk ışıkları ile odaya Prens' in ateşine bakmak için geldiğinde koymuş olmalı onları oraya. O tozlar dokununca sesler duymaya, kesik kesik görüntüler görmeye başladım."
Justus parkelere bakarak gördüğü şeyleri gözünün önüne getirdi ve konuşmasını sürdürdü ,
"Birkaç çocukluk anım ve tanımadığım birkaç adamın konuşmasını duydum. Ne olduğunu anlayamadığım için tekrar odaklanıp görmeye çalıştım ancak görüntüleri tekrar göremedim. Tam o sırada onlar içeri girdiler işte"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisentus Kingdom
Fanfiction"Başka bir evrende yeniden başlama imkanımız olsaydı eğer. Yeniden sana aşık olmak, yeniden senin için ölmek isterdim"