7-Please, Protect Him

24 5 1
                                    

Justus, gece kafasındaki sesleri susturamadığı için doğru düzgün uyuyamamıştı. Şimdi güneş doğuyordu. Ve o hala düşünüyordu. Nasıl devam edecekti burada bilmiyordu. Ne yapması gerekiyordu bilmiyordu. Onu incitmekten deli gibi korkuyordu. Ama ona bu yüzden başkalarının zarar vermesinden daha çok korkuyordu.

Tavian da gerçekten kendine inanamıyordu. Dün gece Justus 'a ağladığını, sarıldığını en kötüsü de onu öptüğünü düşündükçe yerin dibine giriyordu.'Ya o benimle ilgili böyle düşünmüyorsa, ya beni sevmiyorsa o zaman ne yaparım? ' diyordu sürekli içten içe. Durduk yere adamı öpmüştü. Şimdi ona ne diyecekti. Bi anlık bi hata olduğunu söyleyemezdi. Çünkü bu kadar mükemmel bir şey hata olamazdı. Düşündükçe dudaklarının yandığını hissediyordu. Tavian 'ın zihninde, içini kaplayan karanlık bulutlar ile karnında uçuşan kelebekler kavga ediyordu adeta.

Yeni doğan güneşin ışınları tam yüzüne geliyordu Tavian' ın. Kalkıp duşa girdi, derse kadar rahatlamış olması gerekiyordu. Bu kadar tedirgin olmamalıydı. Bir gece duvarlarını yıktı, kendisi oldu diye Prens imajını bozamazdı. O bunu yaratmak için senelerini vermişti.

Justus günün ilk ışıkları ile hazırlanmış, kahvaltı saatinden önce Kralla konuşmak istiyordu akşamki adamları. O adamlar kendini ne sanıyordu? Bir Prens'i nasıl taciz edebilirlerdi aklı almıyordu. Ya idam cezası alırlardı ya da Justus onları öldürürdü.

Justus, Kral'ın odasının önüne geldi ve hizmetkarına haber verdi. Hizmetkarı Kral 'ın uyandığını giyinmekte olduğunu söyledi. Yaklaşık 10 dakika sonra Kral, Justus ile sarayın geniş koridorunda yürüyordu,

"Bu kadar erken saatte sizi kapıma getiren şey nedir Komutan Justus?" dedi yürürken Kral. Justus,

"Majesteleri, önemli bir konu konuşmak istiyordum sizinle. Rahatsızlık verdiğim için üzgünüm."

"Sizi dinliyorum Komutan"

"Kral Marcius, dün akşam saatlerinde Prens Tavian ile dersimiz bittikten sonra şehre hava almak için çıktım. Bir meyhanenin önünde 5-6 tane adamın yüksek seslerini duydum. Gülüşme, bağrışma şeklindeydi. Oraya baktığımda Prens Tavian 'ın da orada olduğunu gördüm. O adamlar Prens' i aşağılıyor, ona hakaret ediyorlardı. Yanlarına gidip Prens 'i oradan aldım. Saraya getirdim. Ancak bu kişilerin ne sizden, ne de oğlunuzdan korkuları yok ki bu kadar rahatlardı. Onlara bu hadsiz tavırları yüzünden en ağır cezayı alacakları garantisini verdim. Lakin dün gece gerçekten gözüme uyku girmedi. O kişileri daha önce de dedikodu yaparlarken görmüştüm. Ne Krallığa ne de varisinize saygıları yok. İzninizle gidip o kişileri tutuklamak istiyorum. Mahkemelerini de en kısa zamanda görürsünüz. Meyhaneyi de kapattırmalıyız, orada hep onlar gibi saygısız insanlar var ve - "

Kral araya girdi,

" Komutan Justus, şimdi siz sadece dedikodu yapan birkaç adam yüzünden bir meyhaneyi kapatmamı mı istiyorsunuz?"

"Hayır Kral Marcius, o adamlar sadece dedikoducu değiller. Hakaret de ettiler Prens 'e. Orada olmasaydım daha kötü şeyler olabilirdi. Bu adamların orada içmeye devam edememesi lazım."

"Komutan, onlar benim halkım. Düşüncelerini belirtme özgürlükleri var. Oğlumu beğenmiyor da olabilirler. İnanın Prens sizin kadar sorun etmiyordur bile. Ayrıca Biz kraliyet ailesi olarak, eleştiri kaldırabilmeliyiz. Her olayda gidip insanları tutuklayarak, meyhane kapatarak bir yere varamayız. "

Tavian, hazırlanmış odasından çıkmıştı. Kahvaltı salonuna doğru yürüyordu. Koridorda Kral'ın sesini duyarak yavaşladı ve dinlemeye başladı.

"Efendim oğlunuzun can güvenliği yok! Bu sizce basit bir olay mı?" dedi Justus sesini kontrol etmeye çalışıyordu ancak çok sinirlenmişti.

Tavian durumu hemen anladı. Justus 'un sesinden ne kadar sinirli olduğunu hissedebiliyordu. Kral,

Lisentus Kingdom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin