"Günaydın Prensim"
"Günaydın Justus, ne oldu? Dün sabahtan beri ortada yoksun. "
"Aslında durumlar biraz fazla karışık. Dün, Jovia ile kara ormanın orada bulduğumuz eve giderken Julio ile karşılaştık."
"Julio mu?"
"Evet ve işin garip kısmı hiçbir şey hatırlamıyordu. Seni kurtarmak için neler yaptığımızı, tanışmamızı hatta Jovia'yı bile. Dün hafızasını yerine getirmek için bir sürü büyü denedik ama olmadı. Hiçbiri sonuç vermedi. Dün gece orada kaldım. Sabah da sana haber vermek için saraya geldim. "
" Beraber Julio ve Jovia'nın yanına gidelim mi? Hem siz büyü çalışırken ben de orada olmuş olurum. " dedi Prens gözlerini kocaman açarak.
Justus gülümsedi. Zaten bunun için gelmişti. Onu ne için olursa olsun uzak kaldığında çok özlüyordu. 1 gün bile 1 yıl gibi hissettiriyordu.
" Elbette. Kahvaltıdan sonra gidelim mi? "
" Olur. "
Beraber kraliyet üyelerinin birlikte kahvaltı yaptıkları salona doğru yürüdüler. Salonda Kral, kraliçe ve Bertus vardı. Kısa bir selamdan sonra Justus ve Tavian'da yerlerine geçerek kahvaltı yapmaya başladılar. Kısa bir aradan sonra Bertus,
"Canım kardeşim, nasılsın?"
Tavian bu sorunun içindeki imanın ne olduğunu anlamaya çalıştı bir süre. Ardından yine Bertus'un saçma abilik hikayeleri diye düşünerek,
"İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
Bertus bu resmi cevaba dudak kenarı ile gülümsedikten sonra,
" Bende iyiyim. Bugün ne dersiniz var Komutan ile?"
Tavian bu aşırı meraka yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordu.
"Bugün sarayda olmayacağız. Dışarda işlerimiz var."
"Dışarda mı? Ne işi bu?"
Justus, Tavian'ın giderek sinirlendiğini fark ediyordu. Bu yüzden de araya girerek,
"Benimle alakalı Prens Bertus, Prens Tavian bana eşlik edecek. Ardından dışarda yapmayı planladığım derslerden birini de yapmak istiyorum."
Bertus bir Justus'a bir de Tavian'a baktı. Gözlerini kısarak gülümsedikten sonra yemeğine devam etti. Kraliçe,
"Kolay gelsin Komutan. Kendinize dikkat edin. Son yaşanan tören olayından sonra hiçbir yer güvenli değil."
" Merak etmeyin Kraliçe'm. Sorun çıkmayacak."
Kral Marcius,
"Törende de sorun çıkmayacağına garanti verebileceğinizi söylemiştiniz Komutan Justus. Verdiğiniz sözlerin güvenilirliğini artık daha fazla sorguluyoruz."
Justus,
"Kral'ım siz de takdir edersiniz ki tören için aldığım önlem büyü ile alakalıydı. Kızgın halk ile değil. Düşünmediğim bir şeyin önlemini nasıl alabilirim?"
"Komutan olanın siz olduğunu sanıyordum. Her sorunu biz düşüneceksek size pek bir iş kalmıyor öyleyse."
Tavian sabah sabah yaşadıklarının ne olduğunu sorguluyordu. Ve sabrının sonuna gelmiş hissediyordu. Justus,
"Haklısınız Kral'ım. Üzgünü--"
"Hayır, haklı değilsiniz Kral Marcius. Sizin verdiğiniz emirlerin sorgusuz sualsiz yapılmasını istiyorsunuz ama sonrasında neden bunu da düşünmedin diyerek insanları aşağılıyorsunuz. Madem her sorunu düşünmek Komutan'ın işi, o zaman siz hiçbir şeye karışmayacaksınız. Sürekli çevresinde ne zaman yanlış yapacak da ben onu aşağılayabileceğim diye düşünerek Kral olunuyorsa, işim çok da zor olmayacak demek ki. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisentus Kingdom
Fanfiction"Başka bir evrende yeniden başlama imkanımız olsaydı eğer. Yeniden sana aşık olmak, yeniden senin için ölmek isterdim"