16. Bölüm

44 19 4
                                    

Berbat bir gece geçirmesine rağmen sabah gün doğar doğmaz uyandı, gecelikleri yerine uygun bir elbisesini giydi, ona verilen odadan çıktı ve asansöre binip yeryüzüne çıktı. Temiz hava bünyesine iyi geliyordu. Kuraklık üst düzeye gelmiş, öyle ki gün yeni doğmuş bile olsa etraf çok sıcaktı. 'Güneş tepeye çıkınca halim kim bilir ne olur' diye geçirdi içinden. Aynı zamanda etrafta boş boş geziniyordu. Aniden gözüne çarpan şeyle durdu. Başını yana çevirdi ve otra boylardaki kayanın altındaki ters dönmüş, ölmek üzere olan kaplumbağayı gördü. 'ölmek üzere, şu kayanın üstünden düşmüş olmalı' diye düşündü ve koşarak yanına gitti. Kaplumbağayı düz haline getirdi ve kabuğundaki çatlağı gördü. Oysa ki kaya bu kadar yüksekte değildi. Toprak da kabuğunu kıracak kadar sert değildi. 'yırtıcı bir kuşun pençesinden düşmüş olmalı' diye geçirdi. Elbisesinin kumaşından uzun bir şerit yırttı ve belindeki acil durum eşyalarını taşıdığı bel çantasından küçük bir matara çıkartıp bezin üstüne azıcık su döktü ve kaplumbağanın çatlayan kabuğuna sardı. Susamış gibi görünüyorsunuz, bay kaplumbağa. Son zamanlarda etraf oldukça sıcak. Ben bile zor dayanıyorum bu iklime." dedi kaplumbağa sanki dediğini anlamışçasına, acıklı acıklı baktı Ezra'nın gözlerine. Aralarında çok ince bir bağ oluşmuştu. Kaplumbağaya yaklaştı ve iki gözünün tam ortasına küçük bir öpücük kondurdu.

"küçücük bir kaplumbağa için suyunu harcadın az önce?"

Sesin geldiği yöne başını çevirdi ve kurumuş ağaçların altında duran Noah'ı gördü.

"Birilerine yardım etmeye bayılıyorsun herhalde?"

"ölmesine izin mi verseydim?"

"Hayattaki tek amacı babasını öldürmek olan bir kız mı söylüyor bunu?"

Sessizlik.

Ezra tekrardan kaplumbağa ile ilgilenmeye başlamıştı. Noah da bu sırada onun yanına gelmişti.

"Boris'i neden kurtardın?"

Dan diye sormuştu bunu.

"Neden kurtarmamalıyım?"

"senden hoşlandığı söylenemez"

"zorunda değil. Kimseyi beni sevmesi için zorlamam. Ayrıca ne yapsaydım? Onu ölüm ile tehtit edip beni sevmesini mi sağlasaydım?"

"Sana iyi davrandığı da söylenemez."

"haha işte bu doğru! Sanırım gidip onu öldürmem gerek (!)"

Ardından küçük bir kahkaha attı. Noah da gülümsemişti buna karşılık.

"O aslında seni sevmiyor değil." dedi Noah. "o sadece kaldıramıyor."

Ezra'nın gülümsemesi solmuştu.

"Nasıl yani"

"Efendi Drake'nin halefi o. Çocukluğundan beri ona hizmet ediyor."

nefeslenmek için biraz durdu. Derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Sen birden ortaya çıkıp da 'selam ben Efendi Drake' nin büyük büyük büyük torunuyum' deyince boşluğa düştü."

Ezra gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Bütün bu saçmalığın tek nedeni kıskançlıktı yani?

"Yakın zamanda eski haline gelecektir. Ama ona biraz zaman tanı. Eğer gerçekten iyi birisiysen seni sevecek. Sana bunun garantisini bile verebilirim. "

"Merak etme Noah. Eğer bir süre burada, sizinle kalacaksam hepinizle iyi anlaşmalıyım. Ne kadar zor olursa olsun kendimi size kabul ettireceğim."

Piece Of Memories Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin