Yüzü Kapalılar

83 33 1
                                    

'acaba' diye düşündü, 'acaba olabilir mi?'

[Ezra'nın ağzından]

"Lord Drake seni iyi karşılamamız konusunda bizi tembihlemişti ama küçük bir sürpriz yapmak istedik." dedi Noah. "sürprizlerden zarar gelmez."

"SÜRPRİZ LERDEN ZARAR GELMEZ Mİ? AZ KALSIN HEPİNİZİ ÖLDÜRECEKTİM! NASIL BİR APTALSIN SEN?!"

Bilerek azarlıyordum onu. Bu sırada da sekiz kişi de tek sıra halinde dizilmiş ve pelerinlerinin kapşonlarını açmışlardı. Onlara bağırdığım sırada da süt dökmüş kedi gibi dikiliyorlardı. Ellerini önde kavuşturmuş, yüzlerinde yaramazlık yapan çocuğun mahcup ifadesi, yere odaklanmış beni dinliyorlardı.

"Özür dileriz, sadece bir karşılamaydı. " dedi gözlerini yerden ayıramayan Noah.

"ÖLÜMÜNÜZE SUSAMIŞ OLMANIZ BENİ İLGİLENDİRMEZ."

Sinirim belki yersiz bir kızgınlıktı, yüzlerindeki ifadelerden de isteyerek yapmamış oldukları anlaşılıyordu. Fakat böyle sorumsuz hareket ettikten sonra sonucunu düşünemeyecek kadar aptallarsa eğer, suçluluk duymalarına lûzum kalmaz.

" her neyse, boş verin."

Onlara hala çok kızgındım ve az önce söylediğim şeyden sonra arkamı dönüp uzaklaşmayı planlıyordum. Tam arkamı dönmüştüm ki, bir el kolumdan tutup uzaklaşmamı engellemeye 'çalıştı'. Arkamı döndüğümde ise, Noah tekrar yüzünü palerinin kapşonu ile örtmüş, yüzü diğer herkes gibi yere bakıyordu. Yüzünün kısımları karanlığın içindeyken yine de yüzüne bakıyordum.

"Ne var Noah?"

Yüzü yavaşça kalkarken göz bebeklerinin kırmızı ve yeşilin harmonisi bir renk aldığını fark ediyordum. Birden yüzündeki çocuksu ifade silinmiş, ölü birinin ifadesini takınmıştı. Yine bütün duygulardan uzak sesi ile,

"Eğer şu anda buradan ayrılırsan, efendilerin sözüne karşı çıkmış olursun ve efendilerin sözünden çıkmanın cezasını biliyorsun. ÖLÜM!"

Ölüm kelimesini bastırarak söylemesi içimde bir endişe yaratmıştı çünkü efendiler itaatsizlere olabilen en güçlü acıyı çektirdikten sonra öldürürdü. Hatta bir nebze sonra onlara, sizi öldürmesi için yalvarırdınız. Efendiler hele ki, sözünü dinlemeyen insanlardan ayrı nefret ederler idi. Bu neden ile efendilerin sözünden çıkmaya niyetim yoktu. Mecburen onlarla birlikte kalacaktım. Her ne kadar onlara güvenmesem de.

"peki."

O anki panikle ağzımdan sadece bu laf çıkmıştı. Gözlerinin rengi eski haline gelirken, kolumu sıkan eli gevşedi ve kolumu bırakırken aynı zamanda yine aynı eli ile saçlarıma iki defa hafifçe dokunarak "Akıllı kız" dedi.

***

Bir süre yürüdükten sonra ormanlık bir alana gelmiştik. Kuraklık burayı da sarmıştı bes belli. Ağaçlar kurumuş, tek bir canlı belirtisi olamayan bu ormandaki tek canlılar gibi görünüyorduk. En önde Noah, en arkada ben ve ortalarda da henüz isimlerini bilmediğim diğer halefler. Ormana yeni girdiğimiz sırada Noah, bir kıza seslenmiş ve bir şeyler söylemişti. Söylediği şeyden sonra kız onu onaylayıp benim yanıma gelmişti. Diğerlerine göre çok daha nazik görünen bu kızın kim olduğunu tahmin etmek oldukça kolaydı. Pembe boyalı uzun saçlar, ojeli tırnaklar ve çocuksu makyajıyla o iyilik ejdehası Emenity'nin halefi olmalıydı. Yürüyüşündeki coşku ve mutluluğu da buradan geliyor olmalıydı. Yanıma gelip de elini omzuma attığında;

"Selam, yeni halef. Nasılsın bakalım? Buraları sevdin mi?"

Tahminlerim başarılıydı. Bu kız %100 Emenity'nin halefiydi.

Piece Of Memories Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin