Karısan kafalar

885 32 10
                                    

Hayatta istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda kalırız çoğu zaman,kabullenemeyiz bazı şeyleri. Aşkı ararsın ve tam bulduğunu düşündüğünde koca bir aldatılışa uğrarsın. O zaman yeniden denersin. Yılmadan mücadele edersin. Bu sefer olmalı dersin.. Anılar yaraları derinleştir işte tamda bu yüzden Zeynep bir apartman dairesine taşınmaya karar verir. Eve geldiğinde normal büyüklükte bir salon'dan açılan koca bir balkon ile karşılaşıyor zeynep. Balkonadan dışarı baktığında istanbul boğazı tüm içtenliği ile selamlıyor zeynepi. Hafiften esen rüzgar ile gözlerini kapatıp gülümsüyor zeynep. Kendini burada huzurlu hissediyordu.
"Alıyorum." Dedi ev sahibine dönüp sırıtırken.
"Tamam o zaman evrak işlerinl halledelim."
"Hay,hay."
Evrak işlerini hallettikten sonra olmazsa olmazı renkli kütüphanesine bir kose bulduktan sonra yerlestiriyor ve onune de tekli koltuk ile yanına kucuk bir sehpa. Az ilerideki duvara televizyonu montalattırıyor ve karşısına L koltuğu yerleştiriyor. Diğer odaları da döşedikten sonra kahve yapıp balkona geçiyor ve hafif müzik eşliğinde denizi seyretmeye başlıyor. Çalan tefonu üzerine kahve fincanını sehpaya bırakıyor ve telefonu açıyor.
"Alo?"
"Alo aşkım,hallettin mi?"
"Evet,evet.. hersey harika."
"Ugrasmasaydın o kadar ben mesai bitince gelirdim yardıma."
"Yaptım ben herseyi merak etme."
"Peki canım,aksama gorusuruz."
"Gorusuruz." Zeynep telefonu kapattıktan sonra üsüdügünü fark edip iceri girdi ve balkonun sürgülü kapısını cekip kapattı. Daha sonra mutfaga ilerleyip portakallı kek icin mazemeleri tezgaha dizmeye baslamıstı.
"Hayır ya olamaz yumurtalar eksik."
Saate baktığında çok gec olduğunu fark ediyor ve oflayarak kapıyı aralık bırakıp komsuları gezmeye baslıyor. İlkinde yok digeri ise kapıyı acmıyor sıra alt komsuda .. onda olacagını umud ederek derin bir nefes alıyor ve tıklatıyor kapıyı.
"Bu-burcu!"
"Zeynep hanım,sizin burada ne isiniz var?"
"Ben yukarı tasınmıstım. Sen burada mı oturuyorsun?"
"Ag yok. Siz bilmiyor musunuz? Burası Kerem bey'in evi." Zeynep duydukları yuzunden basından asagı kaynar sular dokuluyor. ( o ne demekse sjsj deyim iste.)
"Ama o,baska.."
"Ah, evet burası ikinci evi. "
"Oylemi?"
"Evet. Siz nicin gelmistiniz?"
"Ben yumurta isteyecektim. Butun apartmanı gezdim ama kimsede yok.."
"Ag ben bir sorayım kereme."
"Kerem?" Zeynep burcunun kerem denesine mi sasırsın evinde bulunmasına mı sasırsın anlam veremezken burcu iceri girmis elinde iki tane yumurta ile geri donmustu.
"İki tane yeter mi?"
"Ah,tabi. Tesekkurler.."
"Rica ederiz."  Zeynep homurdana homurdana merdivenlerden cıkarken burcunun taklitini yapıyordu.
"Rici idiriz. /miş! Aman eksik kalın."  Eve girdikten sonra yumuratalrı titizlikle tezgahın ustune koydu ve basını elleri ile sıkıstırdı zeynep.
"Bu nasıl olur ya? Nasıl her defasında yanımda bitiyor."
Sinirlerini yatıstırmak icin ortama uygun olan bir sarkı seciyor ve baslatıyor. (Multimedya)
Zeynep bir yandan keki yaparken bir yandan da muzige eslik ediyor.
"Portakal dilimledim ince ince , goz kararıda biraz sut katdım. Kalktım sana kek yaptım! Çırptım,çırptım karıştırdım kendimi onla yarıştırdım kimse kimseye benzemez. Kendimi kekle yatıştırdııım!" Zeynep sarkı söyleye dursun kapı şiddetli bir biçimde çalmaya başlamıştı. Zeynep yerinde sıcradıktan sonra muzigin sesini hafifce kıstı ve korku ile yaklastı kapıya , kapının cengelini cıkarmadan kapıyı actı ve kapı aralıgından baktı kimin geldigine.
"Kerem!"
"Zeynep?" İkiside oldukca şaşkındı zeynep kapıyı kapatıp cengeli yerinden kurtarmıs ve tekrardan acmıstı kapıyı
"Senin ne isin var burada?!" Dedi kerem ses tonu hafif şiddet içerirken
"Asıl senin.."
"Beni bırak,hem benden uzak dur diyorsun hemde dibimde bitiyorsun."
"Sen ne sacmalıyorsun ya! Senin burada oturdugunu bilseydim adımımı atmazdım."
"Guzel,o zaman tasınıyorsun."
"Hayır canım tasınmıyorum. Burası benim evim,satın aldım. Ve gitmeye de niyetim yok."
"Oyle mi!"
"Oyle!"
"Peki o zaman olacaklarada katlanacaksın."
"Sen ne sacmalıyorsun ya.."
"Onu daha sonra goreceksin."
Kerem hızlı adımlarla merdivenlerden inerken burcu meraklı gozlerle kerem bakıyordu.
"Kerem ne oldu neden kavga ediyordunuz zeynep beyle "
"Sanane burcu."
"Kerem ben senin sevgilinim."
"Burcu beni bu kadar sıkarsan olmayacaksın."  Burcu icin oldukca buyuk olan bu tehdid yuzunden burcu sesini cıkarmadan iceri girmisti.
"Bana boyle davranmaya hakkın yok."
"Burcu kes! Seninle konustuk. Seni sevmiyorum,seninle mecburen cıkıyorum. Nedenini sorma! Sadece seni sevmedigimi ve cıvıklıgı sevmedigimi bil yeter!" Burcu yasaran gozlerini bir hısımla sildikten sonra cantasını ve ceketini alıp cıktı evden.
"Cokta sikimde." Dedi kerem arkasından.
Zeynep ise yaptıgı keki fırından cıkarıp koseye koymustu. Sabah ki kadar istemiyordu o keki yemeyi.. cunku portakallı kek mutluyken yenirdi. Şimdi ziyan olacaktı onca kek. Burcunun verdigi yumurtalar gelince aklına ona tesekkur amaclı kekten goturmeye karar verdi ve kek kalıbını aldıgı gibi indi asagıya. Kapıyı tıkırdaktıktan sonra kapıyı keremin acmamsı icin dua ediyordu. Ama ne yazık ki kapıyı acan keremdi.
"Burcu yok mu?" Dedi zeynep gozlerini keremden kacırırken.
"Burcu ne alaka?!"
"Her neyse bana yumurta vermisti kek yapmak icin. Onada tesekkur amaclı getireyim dedim. " dedi zeynep elindeki kalıbı kereme uzatırken.
"Burcu yok."
"O zaman sen ye." Dedi zeynep ve merdivenlere yöneldi.
"Agg zeynep.." zeynep bir iki basamak cıktıgı merdivenlerden bakmıstı kereme.
"Ama hepsini getirmişsin."
"Portakallı kek mutluyken yenir. Sen ye iste.." dedi zeynep ve tekrar bir iki basamak cıktıgında kerem tekrardan seslenmisti.
"Zeynep,bak ne dicem. İçeri girmez misin? Tek yemek istemiyorum. Madem sende yemedin."
"Yok,ben ben gidiyim. Sana afiyet olsun.." zeynep merdivenlerden yukarı cıkıp eve girerken kerem zeynepin yuzunde bir ifade sesmisti ne oldugunu anlamadıgı bir ifade. Kerem ona sert davrandıgını fark etsede ondan uzak durması gerektigini biliyordu. İçeri girdikten sonra koltuğa kuruldu ve kekten bir parça aldıktan sonra gülümsedi. Zeynep ise eve girdiğinde mutfağı toparladı ve balkona geçti. Bir süre dizlerini cekip salıncakta sallandıktan sonra usudugunu fark edip iceri girdi ve koltuga fırlattı kendini. Derin bir nefes aldıktan sonra bos bos izlemeye basladı tavanı.
"Neden boyle hissediyorum ki? Hissediyor muyum onu bile bilmiyorum. Bomboşum,sanki koca bir boşluğum. Keremden nefret ediyorum ama onu kı-kıskanıyorumda -sen ona aşıksın- diyor iç sesim. Ama değilim işte,biliyorum değilim. Yada öylemiyim? Kahretsin. Kafayı yemiş olmalıyım ki bu kadar sacmalayabiliyorum. Ona aşık olamazsın zeynep. O gereksizin biri ve birbirlerinizden nefret ediyorsunuz.  - ask zaten imkansız olandır gulum- bu iç sesimde iyice kafayı yedi." Diye soylenirken düşüncelerini kapı zili bozuyor. Kapıyı actıgında keremle karşılaşıyor.
"Zeynep,ben yiyemedim. Yani madem sen gelmiyorsun ben geleyim dedim." Zeynep saskınlıkla bir sure baktıktan sonra yana doğru çekildi ve eli ile içeri gösterdi.
"Gel hadi." Kerem hafifce gülümsedikten sonra içeri girdi ve süzmeye başladı evi. Gayet güzel döşenmişti.. İlerdeki kitaplık çekti dikkatini,belkide binlerce kitap vardı orada. Sanki şehir kütüphanesi gibi. Merakla sordu kerem.
"Bunların hepsini okudun mu?" Zeynep kitaplıgın buyuk bir kısmını gosterdikten sonra "bunları okudum." Dedi kalan tarafıda gosterip "bunlarda okumam gerekenler."
"Vay canına sıkılmıyor musun? Yani bu kadar okumanın sebebi ne?"
"Seviyorum.."
"Bi kitabı ne kadar sevebilirsin ki?"
"Bak,ben onları sevmeyi tercih ettim,cunku onlar terk etmiyor. Bu konunun üzerinde neden bu kadar durdun anlamıyorum.."
"Tamam,peki..pes." kerem kendini koltuga bıraktıktan sonra kekten bir dilim koparıp zeynepe uzatıyor.
"Böyle güzel kekler yaptıgını bilmiyordun." Zeynep kereme bomboş baktıktan sonra asık suratla balkona doğru ilerledi.
"Ben yemiyeceğim."  Balkona ilerleyip bir kac dakika onceki pozisyonunu aldı. Keremde zeynepin pesinden gitmisti. Yanına hızlıca oturdugundan salıncak sarsılmıstı.
"Kerem napıyorsun?"
"Senin derdin ne?"
"Ne?"
"Ne bu tavırların?"
"Ben tavır falan yapmıyorum."
"Yapıyorsun.."
"Kerem buraya tartışmak için mi geldin?" Kerem bir süre durup hala elinde olan keke baktıktan sonra zeynepe uzatır.
"Hayır,kek yemek için." Zeynep istemsiz bir şekilde kıkırdarken Keremin zafer bakışları ile uzattığı keki alıyor zeynep.
"Portakallı kek mutsuzkende yenir." Dedi kerem yediklerini belirtirken. Zeynep duraksadıktan sonra umursamaz bir sekilde kalan kekini yemege devam etti. Kekler bittikten sonra ikiside sallanırken gökyüzünü seyrediyordu. Zeynep bir süre sonra işaret parmağını yıldızlara götürdü.
"Büyük ayı."
"Hı?"
"Şuradaki yıldızlar Büyük ayı." Diyor zeynep ve keremin kıkırdamasına sebep oluyor.
"İzci falanmıydın sen?"
"Hayır,sadece babam yıldızları severdi." Kerem duydukları karsında kas katı kesiliyor. Alay gectigi icin utanıyor ve sesini cıkarmıyor. "O ögretmişti " diyor sonra zeynep. Kerem tedirgin bir sekilde zeynepe donuyor.
"Bak ben,ben ozur dilerim.. yani bilmiyordum ve-"
"Önemli degil" dedi zeynep basını hafif saga yatırıp gülümserken. Sonra çekiyor omuzlarını ve derin bir nefes bırakıyor. "Alıştım."  Kerem bir sey demeden zeynepi izlemeye baslıyor zeynep ise yıldızları seyrediyor.
"Babam yıldızların bizi temsil ettigini söylerdi. Karanlıgın icinde saf ve duru olanların ve bunların ben oldugumu soylerdi. Simdi dusunuyorumda,gercekten yıldızlara benziyorum. Yavas yavas yapmacık ısıklar benim gorunmeme engel oluyor ve ben karanlıgın icinde yok oluyorum." Bir sure sonra seyirlerini kapı zili bozuyor ve zeynep ayaga kalkarken kerem merakla soruyor.
"Birini mi bekliyordun?"
"Hayır,bu saatte kim gelebilir ki?"
"Ben bakabilirim istersen."
"Gerek yok." Diyor zeynep ve balkondan cıkıp kapıya yoneliyor ve kapının deliğinden kimin geldiğini gözetliyor. Delikten akseli fark ettiginde kapıyı acıyor ve aksel elinde cicekler ve 32 dis gulumsemesi uzerine zeynep kıkırdıyor. Aksel zeynepe sarıldıktan sonra elindekileri zeynepe uzatıyor.
"Bunlar sana hayatım." Zeynep elindeki kırmızı güllere baktıktan sonra yapmacık bir sekilde gulumsuyor.
"Kırmızı guller mi?" Diyor alayla. Daha sonra akselin piskolog oldugu geliyor aklına ve hareketlerine ceki duzen veriyor.
"Evet begenmedin mi?"
"Hayır cok guzeller." Zeynep yuz ifadesini saklamak icin sarılıyor aksele. Normalde zeynep kırmızı gullerden nefret eder onların cok klişe ve sıradan bulurdu. Papatyalardan hoslanırdı zeynep,papatya gordun mu dayanamaz toplamaya baslardı. Papatyalar ona cok masum gelirdi ve bir o kadar cokta severdi.
"Ben bunları vazoya koyayım. He bu arada Kerem burda,balkonda yanına git istersen."
"Ah,öyle mi?"
"Hıhı." Zeynep mutfaga gecip vazo ararken Aksel balkona geciyor ve keremi selamlıyor.
"Sen miydin abi?" Diyor kerem ve sarılıyor aksele.
"Ne zamandan beri konusamıyoruz,nasılsın?"
"İyiyim. Yani olmaya calısıyorum."
"Oylemi?"
"Hıhı. Sen nasılsın?"
"Aşık!" Diyor aksel kıkırdarken. Kerem ise birsey diyemiyor.
"Sen ilişkilerden hoşlanmazdın ne oldu?" Diyor kerem
"Yani.. zeynep bambaska. Onu seviyorum ve bana iyi geliyor. "
"Senin adına sevindim."
"Tabi canım burcuya ne demeli.."
"Tam bi bas belası."
"Hadi,hadi kızla nasıl yiyiştiğini gördüm."
"Ne,ne zaman?"
"Ofiste."
"Bosversene eglenmelik iste.."
"Sen öyle diyorsan.." zeynep elindeki icecekler ile geliyor bu sefer. Ama kerem oturdugu yerden kalkıyor.
"Ben,ben artık gidiyim. Gec oldu.. sonra gorusuruz."
"Abi kalsaydın az daha.."
"Yok abi,konusuruz sonra."
"Peki nasıl istersen." Kerem balkondan cıkıp dıs kapıya yonelmeye baslamıstı.
"Ben gecireyim." Diyor zeynep. Akselde basını sallıyor. Zeynep kereme yetistikten sonra kapıyı acıyor.
"Kerem ben tesekkur ederim."
"Neden?"
"Bana mutsuzkende portakallı kekin yencegini gösterdigin icin." Kerem ufak caplı kıkırdadıktan sonra gulumsuyor.
"Mutlu olun." Diyor ve merdivenlerden asığıya inmeye baslıyor. Zeynepte gidisini izledikten sonra kapıyı yavasca kapatıyor ve bir sure kapıya yaslanıp bekliyor.. daha sonra akselin yanına geliyor.
"Heh be yanlız kaldık." Diyor aksel elini zeynepin omzuna atarken.
"Ya." Aksel zeynepin yuzunu avucladıktan sonra
"Sen iyi misin?" Diyor ve zeynepin saskın ifadesine bakıyor.
"İ-iyiyim."  Aksel zeynepi opmek icin hamle yaptıgında zeynep yuzunu ceviyor ve aksel neye ugradıgını sasırıyor.
"Zeynep ben senin sevgilinim."
"Aksel zorlama olur mu?"
"Sadece bir turlu opemedigim seni opmek istiyorum."
"Ben istemiyorum."
"Peki tamam. Nasıl istersen.." Aksel cebinden cıkardıgı kutudan hap ictikten sonra zeynep merakla soruyor.
"Ne o?"
"Bu mu ? Sey ya.. agrı kesici."
"Guzel,versene banada bi tane."
"Hay hay." Aksel kutudan bir hap daha cıkarıp zeynepe uzatıyor zeynep hapı aldıktan sonra agrılarının uyustugunu hissede biliyor.
"Ben yatıyorum." Diyor zeynep ve sallana sallana odasına gecip kapıyı kilitledikten sonra kendini yataga atıyor.
**
Sabah uyandıgında aksam ki halde buluyor kendini zeynep. Kapıyı actıgında etrafa bakıyor ve akseli göreyince büyük bir 'oh' cekiyor. Daha sonra kapının yanında ki not cekiyor dikkatini.
"Kendini toparla,mutlu oldugun zaman konusalım."
"Bu ne demek simdi ya.! " zeynep bir sinirle akseli arıyor ve aksel merakla açıyor telefonu.
"Bu not da ne böyle aksel! "
"Nesi ne?"
"Motlo oldogon zomon konosolom "
"Hah, evet ne var bunda?"
"Bide ne var diye soruyor musun?"
"Zeynep bak toplantıya girecegim. Gercekten sonra konusalım olur mu?"
"Ah,kalsın aksel bey. Kalsın! Mutsuzken yanımda değilsen mutsuz yanımıda haketmiyorsundur. Anladın mı? Ben hic bir zaman mutlu olmayacagım. Bu yızden hic konusmayalım.!" Zeynep telefonu kapatıp fırlatıyor ve basında ki sancı ile dönme yuzunden tezgaha tutunuyor ve aksam ictigi hapın masanın uzerinde oldugunu goruyor. İcinden iki tane cıkarıp agzına attıktan sonra suyu bi hısımla dikiyor ve tekrar uyusan bir kafa ile giyinmeye baslıyor. Giyindikten sonra merdivenlerden inen zeynep keremle carpısıyor ve yere kapaklanıyor. Kerem zeynepin hafif kızaran gozlerine bakıyor ve zeynepi yerden kaldırıyor.
"Sen dun uyumadın mı?"
"Yoo uyudum." Diyor zeynep umursamazca. Kerem ustelemiyor ve arabasına geri donup kilidi acmaya calısıyor.
"Gel istersen beraber gidelim."
"Yok benim biraz işlerim var." Diyor zeynep ve karşı kaldırıma geçerken hızla gelen arabayı fark etmiyor.
Heey merhaba. İsler karısıyor.. hepinizin olacak seyleri tahmin ettiginizi biliyorum. Bu arada ZeyAk'ı fazla uzatmayacagım merak etmeyin.. hepinizin zeyker bekledigini biliyorum. Fakat biraz sabredin.. Zeynep henuz keremi tam olarak affetmis degil. Sadece daha nazik davranmaya karar veriyor ve kafası oldukca karısık. Gelen yorumlar beni motive ediyor ve sevindiriyor. Bu yuzden sınavlarım bitmeden yb yazma gucunu alıyorum ve bunların sizin sayesinde oldugunu dile getirerek tesekkurlerimi sunuyorum. Bu bolumu uzun yazdıgımı dusunuyorum. Bundan sonra uzun yazıp 5 gunde bir yayınlamayı dusunuyorum. Yazılılarım 14'ü gibi bitiyor ama bu seferde maçlarım var. Merak etmeyin elbette yb gelecek ama motive olmam sart bu yuzden  o guzel yorum ve votelarınızı eksik etmeyin. okuyucularıma ve tutkuya tesekkurlerimle...

Yeniden AskHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin